6 Nisan 2003 21:00

Camiş işçisi direniyor

Çatalca'da Camiş Kum İşletmesi'nde Türkiye Maden İşçileri Sendikası'na (T.Maden-İş) üye oldukları için işten atılan işçilerin işyeri önüne çadır kurarak başlattıkları direniş sürüyor. Her gün jandarma ve patron baskısı altında olan işçiler, aileleriyle birlikte sendikalı olarak işe geri dönene kadar direneceklerini söylüyorlar. İş Bankası'nın sahibi olduğu Şişecam'a bağlı olan Camiş Kum İşletmesi, 1935 yılından bu yana Şişe Cam bünyesinde bulunan Trakya, Kırklareli, Topkapı, Çayırova ve Eskişehir cam fabrikalarına silif kum üretiyor. Günde 2.5 ton silif kumu üretilen işletmede 72 işçi çalışıyor. Dışı modern... Dışarıdan oldukça "modern" görünen işletme, çalışma koşulları ve işçi hakları açısından yüz yıl öncesinin çalışma şartlarını aratmıyor. İşletmede bakım onarım dışındaki tüm bölümler 3 vardiya çalışıyor. İşletme büyük olmasına rağmen çalışan işçi sayısı az. 5 işçinin yapacağı iş 1 işçiye yaptırılıyor. İşçilere sürekli fazla mesai yaptırılırken, fazla mesainin ücreti ödenmiyor. Kumun içinde çalışan işçilere verilmesi gereken çizmeler de verilmiyor. Fabrikada yemek verilmediğini, paydosta temizlenmek için duş yapılmadığını söyleyen işçiler, tuvaletlerin ise pislik içinde olduğunu anlatıyorlar. 2 yıl öncesine kadar işletmede doktor da yokmuş. Bir arkadaşlarının ölümü üzerine günde 1-2 saat işletmede kalan bir doktor getirmeye başlamışlar. İşçilerin çoğu, aşırı çalıştırılma nedeniyle bel fıtığı, ciğer hastalıkları ve göz bozulmasından şikâyetçi. Hatta ciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle yaşamını yitirenler bile olmuş. İşletmenin lojmanında oturan işçiler için ise, kullanma suyu ayrı bir dert. Çünkü "kullanılamaz" raporu olduğu halde buna bir çözüm getirilmiyor.

Sendikalaşma Bu sıkıntıları çözmek isteyen işçiler, 29 Ocak 2002'de sendikalaşmaya başladılar ve 72 işçi de sendikaya üye oldu. Bakanlık, 1 Nisan 2002'de yetkiyi verdi. Ancak patron yetkiye itiraz etti. Mahkeme ise, 25 Kasım 2002'de sendikanın yetkili olduğuna karar verdi. Patronun Yargıtay'a başvurusu da sonuçsuz kalınca sendikanın yetkisi kesinleşti. İşçiler sendikalaşmanın ardından sürekli olarak patronun küfür ve tehtitlerine maruz kalmışlar. Patronun kendilerine "Kanun biziz, kocaman holding ile başa çıkamazsınız, siz benim köpeklerimsiniz" diyerek hakaret ettiğini söyleyen işçiler, şantiye şefinin de "Sendikadan istifa edin yoksa sizleri ve Yalıköy'den hiç kimseyi burada barındırmam" tehditlerini savurduğunu aktardılar. Tehditlerin ardından patron 36 sendika üyesi işçiyi işten atmış. Çalışan işçilerinden 17'si halen sendikaya üye. Geri kalan işçiler ise emekli edildi.

Düşmanlık yayıyor Patron üretimi sürdürebilmek için sendikaya üye olan işçilerin akrabalarını işe alıyor. Şu anda işletmede 22 yeni işçi var. Ancak patron, yeni işçileri 3 aylık sözleşmeli taşeron işçi olarak çalıştırıyor. İşçilerin çoğunluğu Yalıköy'de oturuyor. Yalıköy'de ormancılık dışında bir geçim kaynağı yok. Bu nedenle işe çağırılan işçilerin akbrabaları "çalışmak zorunda" olduklarını ileri sürüyorlar. Ama bu uygulama ile patron bir taşla iki kuş vuruyor. Köy içinde düşmanlık yaratarak işçilerin yalnız kalmalarını isteyen patron, bir taraftan da taşeronlaştırmayı hayata geçirerek üretimi sürdürüyor. İşletmenin lojmanında kalan işçilerden işten atılanlar, aynı zamanda evlerini de kaybettiler. Üstelik patron işçilere hiç süre tanımadan lojmanları derhal boşaltmalarını istemiş. Boşaltmayanların elektrikleri ve suyu kesilmiş.

Jandarma saldırdı İşçiler çadır kurarak eyleme başladıktan sonra ise bu kez de jandarma baskısıyla karşı karşıya kaldılar. Patronun jandarmaya "İşçiler fabrikamı işgal ettiler" diye şikayette bulunduğunu ve bunun üzerine jandarmanın fabrika önünde beklemeye başladığını söylediler. Yine patronun şikayeti nedeniyle T.Maden-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Orhan Şimşek ve Bursa Şube Başkanı İbrahim Ayaz jandarma tarafından sorgulandı. Eylemin ikinci gününde ise Yalıköy halkı işçilere destek vermeye geldi. Kamyonların kum taşımasına engel olmak isteyen kadınlar oturma eylemi yaptılar. Bunun üzerine Jandarma komutanı askerlere kadınları dipçiklemeleri için emir verdi. Kadınlar dövülerek oradan uzaklaştırıldılar ve patronun kum taşıması sağlanmış oldu. Komutan verdiği emre uymayan erleri ise bizzat kendisi "cezalandırdı".

Evrensel'i Takip Et