3 Nisan 2003 21:00

Devlet avukatlığı geliyor!

Avukatlar, bu yılki 5 Nisan Avukatlar Günü'nü savunma bağımsızlığının tarih olması tehlikesi ile karşılıyor. Avukatların bağımsızlığı, Türkiye Adalet Akademisi Yasa Tasarısı yasalaştığında tamamen ortadan kalkarken, mesleklerini sürdüren avukatlar da son kuşak bağımsız avukatlar olarak tarihte yerlerini alacak. Ankara Barosu Başkanı Semih Güner, avukatlık eğitiminin tasarı ile birlikte savunmanın elinden alınıp, akademisyen ve bürokratlara verilmesinin, savunmanın bağımsızlığını tamamen ortadan kaldıracağını belirterek, devlet avukatlığının yeniden hortlatılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Onur kırıcı ve dışlayıcı Güner gazetemize yaptığı açıklamada, adalet akademilerinin en az 30 üyeden oluşan genel kurulunda savunma kurumu temsilcilerinin yalnızca 2 üye ile temsil edilmelerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, savunmaya verilen önemi yansıtan bu yapılanma modelinin son derece onur kırıcı ve dışlayıcı netilikte olduğunu vurguladı. Yapılanma içinde de, savunma kurumunun temsilcilerinin yer almaması gerektiğini kaydeden Güner, Adalet Bakanı ve atadığı 7 bürokrat ile bazı bakanlıkların bürokratlarının bilimsel, idari ve mali özerkliği olan bir kurulda görev almalarının temel yönetsel kurallarla bağdaşmadığını dile getirdi. Güner, "Tasarının 5/a-1 maddesinde yer alan akademinin avukatlık mesleği ile ilgili olarak meslek öncesi ve meslek içi eğitim amacıyla kurslar açması, uzmanlık programları yapmak, sertifika veya diploma ile değerlendirilecek eğitim ve öğretim programları uygulamak ile 5/f-2'de yer alan avukatların stajlarında meslek öncesi eğitim porgarmaları düzenlemek son derece yanlış bir uygulamadır. Bu yeryüzünde terkdelimiş devlet avukatlığna dönüşün işaretidir" diye konuştu.

Mesleğin özüne saldırı Güner, savunma mesleğinin özüne saldırıldığını kaydederek, savunmanın aynı zamanda sanatsal yönü olan bir meslek olduğunu vurguladı. Meslekte öğretilen ve öğretilmeyen konuların yargıçlar, bürokratlar ve akademisyenler tarafından değil, savunma mesleğinin mensupları olan barolar tarafından verilmesi gerektiğini dile getiren Güner, dünyadaki tüm sistemlerde mesleğin örgütsel yapısı içinde eğitim verildiğine dikkat çekti. Güner, meslek eğitiminin bürokrasi ve akademik ortamdan çıkarılmasının mutlak bir anlamı olduğunun altını çizerek, "Tasarı ile örgütsel yapı dışlanmakta, yerine bürokrat akademisyen karışımı bir yapı getirilmektedir. Savunma mesleğinin binlerce yıla dayalı gelişimine ve bağımsızlık olgusuna ters olan bu anlayışın, savunma temsilcilerinin dışlanarak gerçekleştirilmek istenmesi düşündürücüdür" diye konuştu.

Yargıya müdahale Güner, tasarının 26'ıncı maddesinde yer alan akademinin avukatlarının yetişmeleri için, 5 yıllık eğitim ve öğretim planlarını yapma yetkisinin savunma mesleği temsilcilerinin elinden alınmasının son derece sakıncalı olduğunu ifade ederek, bu yetkinin de yürütmenin etkin biçimde yer aldığı kurula bırakılmasının ise bir başka sakıncalı konu olduğunu vurguladı. Adalet Bakanı'nın ve atadığı kişilerin savunmanın biçimlenmesinde söz sahibi olmasının bağımsızlıkla bağdaşmadığını kaydeden Güner, merkezi planlama anlayışının savunma mesleği içinde yeri olmadığını dile getirdi. Güner, tasarının 29'uncu maddesine göre de, avukat stajyerlerinin 3 ayı geçmemek üzere Adalet Akademilerinde staj yapmalarının barolarda yapılan stajları da aksatacağı ve stajyerlere yeni ekonomik yükler getireceğini söyledi. Güner, meslek içi eğitimin barolar tarafından verilmesinin doğru bir yaklaşım olduğunu belirterek, ayrıca tasarıda avukatlıkta geçen hizmetlerin dörte üçünün kıdeme eklenerek sayılmamasının bir eksiklik olduğunu ifade etti.

Evrensel'i Takip Et