29 Mart 2003 22:00

Dev mi kumdan kale mi?

Irak'taki savaş, Bush yönetiminin istediği gibi düzgün gitmiyor ve zafer nidaları yavaş yavaş söneceğe benziyor. Daimi müttefiki İngiltere tarafından desteklenen ABD'nin, bu işten zaferle çıkacağına dair fazla kuşku yok. Savaş, ABD'ye küçük bir zafer getirebilir; bakımsız bir ordu karşısında dünyanın en güçlü askeri makinası üstün gelebilir. Amerikan ve İngiliz birlikleri Bağdat'a girdikleri anda, ABD kesinlikle kendisini bir hiper güç olarak ilan edecektir. Fakat Amerikan devi acaba kumdan kale mi? Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin, bu konumu ile güçlü askeri gücünün, tam bir hiper güç olarak görüldüğü zamanda, zayıflamaya başladığı da tartışmaya açılacak. Uluslararası yatırımcılar için çalışan Bağımsız Strateji adındaki finansal kuruluş, Goldman Sachs gibi yatırım bankalarını yakından takip ediyor. Kuruluşa göre, ABD bir "imparatorluğu"n dibe vurmaya başladığına ilişkin pek çok belirti gösteriyor. Öncelikle, ABD'de giderek azalan bir güvensizlikten bahsederken, Amerikan tek yanlılığına yönelik reaksiyonun terörizmde bir artışa yol açacağını öngörüyor. Bu elbette ki, Kyoto ve Anti-balistik füze anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara dahil olmayı kabul etmeme gibi bir geleneği olan Bush yönetimiyle ilgili bir sorun. Irak, Bush yönetimin izlediği tek yanlı çizginin bir doruk noktası. Beyaz Saray, BM Güvenlik Konseyi'ni takmayacağını ilan etmişti. İkinci olarak da, Bağımsız Strateji, Amerikan ekonomi politiğinde bir tehlikenin işaretini veriyor. Bush'un "şahin" bir hükümeti canlandırarak, Vietnam Savaşı'ndan beri en yüksek askeri harcamaları yaptığına dikkat çekiyor. Clinton yönetiminden büyük bir bütçe fazlası devralan Bush, şimdi bütçede rekor açıklarla karşı karşıya.

Zengine ve savaşa Evet doğru, bütçe açıkları, gücün 10 yıllık ekonomik genişlemesi kadar kaçınılmaz. Fakat, senato tarafından 350 milyar dolara indirilse de, Bush tarafından 726 milyar dolar olarak saptanan vergi kesintileri de bir çözüm olmadı. Bu yeni durum da, zengine ve savaşa ( 74 milyar dolar daha ekleyecek bu rakama) yarıyordu. Üçüncü olarak, Washington konsensusu - özgür piyasa ekonomisi ve kuralsızlaştırma - yıkıldı. Bağımsız Strateji'nin baş ekonomisti Bob McKee, Malezya gibi Asya ülkelerinin kendi ekonomik yollarında bir şekilde ilerlerken, Latin Amerika'daki halk ayaklanmalarına dikkat çekiyor. Dahası, Güney Kore ve Tayvan hiç bir zaman gerçek anlamda reformlardan yana olmadılar. Kuruluş şöyle bir saptamada da bulunuyor: "'ABD ekonomik ideolojisini ve sosyal modelini küresel olarak sunma konusunda başarısız olduğu zamanlarda, bozulma başladı. Japonya ve Avrupa, uzun süre, kültürlerine ve toplumsal sözleşmelerine ters düşen Amerikan modeline karşı durdular, en azından dolaylı olarak." Bağımsız Strateji, doların zayıflamasını, düşüş açısından dördüncü veri olarak kabul ediyor. "Dolar değer kaybedecektir. Merkezde güçlü tutulamayan hayat standartları çevre ülkelerden gelen refah akışına bağlı durumda. Bu tespit, Marksist bir okumanın çok da dışında sayılmaz. ABD, bu akışları uzun süre devam ettirmeye yetecek bir gelir sağlayacak durumda değil."

Bush sonunu hazırlıyor Daha yalın bir ifade ile, ABD dünyanın geri kalanına, açıklarını kapatmak için mali olarak bağımlı. Dünyanın geri kalanı ise, Amerikan ekonomisi güçlü ve çok kazandığı zamanlar, işin böyle sürmesinden hoşnutlar, fakat eğer Amerika ekonomik açıdan zayıflarsa yatırımcılar da, nakit paralarını başka yerlere yönlendirecekler doğal olarak. ABD, her gün dünyanın bu geri kalanından, tasarruflarındaki boşlukları kapatmak için yüz milyonlarca dolarlık borç alıyor ve George Bush yönetimi altında ABD'nin, yabancı sermayeye olan bağımlılığı artacak gibi gözüküyor. ABD'deki, büyük ekonomik genişleme daha sonraları yavaşlamaya başladı. Enron ve Worldcom'da patlak veren dolandırılıcık olayı ile krizin sinyalleri alınmaya başlandı. ABD'nin alacakaranlıkları uzun sürebilir, ne var ki korkusuz tek yanlılığı ve ekonomik vandalizmine bakıldığında, George Bush'un düşüşünü hızlandırmak için elinden gelenin en iyisini yaptığı görülüyor.
* Guardian Ekonomi Editörü

Evrensel'i Takip Et