28 Mart 2003 22:00
ABD saflarında 'şok ve dehşet'
Pentagon'un "zafer propagandası" yapmak için cepheye sürdüğü "ilişik muhabirler", savaşın seyri değiştikçe Amerikan-İngiliz kuvvetlerinin nasıl bir bataklığa saplandıklarını bildirmeye başladılar. Her biri belli birliklere "iliştirilen" ve geçtikleri haberler denetlenen muhabirler, bugünlerde Bush yönetimi için büyük bir sorun.
Ülkenin güneyindeki Reuters muhabirinin son haberi, işgalcilerin daha Zübeyr gibi uç kasabalarda dahi denetim sağlayamadığını gösterdi. Muhabir, "Iraklı milisler ABD-İngiliz kuvvetlerini keklik gibi vuruyor, ana kentlere ilerleyişi durduruyor" dedikten sonra, Zübeyr'deki sivil halkın dehşetini yansıttı. 40 yaşındaki Iraklı Um Talal, "Geceleri korku içindeyiz. İki evimiz yok edildi. Neden sivilleri öldürüyorlar?" diye sordu. Aynı durumun diğer kasabalarda da yaşandığı belirtildi.
Zübeyr'de en az 15 sivil işgalciler tarafından katledildi. Reuters muhabiri, "Savaşın ilk safhasında Basra sokaklarına dalması beklenen tanklar, birkaç Saddam yanlısı karşısında çakılıp kaldı" diye konuştu.
Hindi avı Washington Post muhabiri Peter Baker ise, aynı bölgedeki İngiliz denizcilerin "hindi gibi avlandığını" yazdı. Baker dünkü haberinde; "Denizciler her gün, Bağdat'a ilerleyen birliklerin kritik lojistik hatlarını açık tutmaya çalışıyor. Nasıriye civarındaki köprüler arasında gidip gelirken vurulmazlarsa, şanslılar. Bu bölge, Irak'taki en tehlikeli yer haline geldi. Çarşamba günü ilk köprüye giden 120 denizci saldırıya uğradı. 15 cip ve kamyon imha edildi, 60 asker yaralandı" diyor. Sahra hastanesine götürülen yaralı asker Tracy Hale, dehşetini şöyle anlatıyor: "Nasıriye'nin 6 saatlik bir çarpışma olacağı söyleniyordu. Ama beş gün oldu. Beş gün, günde 24 saat." Chris Merkle adlı bir başka asker ise, "Her birim, kurban olma sırasını bekliyor. Herkes vuruluyor" dedi.
Doktor bile ateş açtı Irak halkının nasıl direndiğini anlatan dehşet içindeki Kuveytli tercüman Halid Anzi, Nasıriye hastanesine girdiklerinde içerideki doktorun ateş açtığını söyledi. Anzi, "Durum çok kötü. Gözlerinizle görseydiniz ağlardınız" diyordu. "Woolhether" adlı Amerikan askeri neler gördüğünü şöyle anlattı: "Nasıriye'nin doğusundaki ilk köprüde, arkadan saldırıya uğradık. Her nasılsa arkamıza dolanmışlar. Yere kapandık. Ateşin nereden geldiğini anlayamıyorduk." Irak ordusu, bu çatışmada birçok Amerikan aracını imha etti.
Gerilla savaşı Aynı çatışmada bacağı kırılan bir başka asker ise, 1991 Körfez Savaşı'na katıldığını, ama hayatı boyunca Nasıriye'deki gibi bir direniş görmediğini söyledi. Asker, "Tankları kuma gömmüşler. Konvoyların geçmesini bekliyorlar. Her yerde kurulu silahlar var. Düzensiz savaşçılar yürüyor, mevzisine gidip silahını alıyor ve ateş açıyor" dedi. Washington Post muhabiri, "Denizciler açısından Nasıriye bir kabus. Köprüler arasında sürekli hareket halindeler. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli değil" şeklinde konuştu. Nasıriye'de ilk önemli kayıp, hafta sonunda 12 askerin öldürülmesi veya esir alınması oldu. Daha sonra aynı bölgede 9 asker öldürüldü.
Rus yapımı füzeler The Herald muhabiri, Necef'te Iraklıların Rus yapımı anti-tank füzesiyle bir ABD tankını imha ettiğini, dört askerin öldüğünü belirtti. Bu saldırıda bir Amerikan zırhlı aracı da vuruldu ve içindekiler yaralandı.
Hindi avı Washington Post muhabiri Peter Baker ise, aynı bölgedeki İngiliz denizcilerin "hindi gibi avlandığını" yazdı. Baker dünkü haberinde; "Denizciler her gün, Bağdat'a ilerleyen birliklerin kritik lojistik hatlarını açık tutmaya çalışıyor. Nasıriye civarındaki köprüler arasında gidip gelirken vurulmazlarsa, şanslılar. Bu bölge, Irak'taki en tehlikeli yer haline geldi. Çarşamba günü ilk köprüye giden 120 denizci saldırıya uğradı. 15 cip ve kamyon imha edildi, 60 asker yaralandı" diyor. Sahra hastanesine götürülen yaralı asker Tracy Hale, dehşetini şöyle anlatıyor: "Nasıriye'nin 6 saatlik bir çarpışma olacağı söyleniyordu. Ama beş gün oldu. Beş gün, günde 24 saat." Chris Merkle adlı bir başka asker ise, "Her birim, kurban olma sırasını bekliyor. Herkes vuruluyor" dedi.
Doktor bile ateş açtı Irak halkının nasıl direndiğini anlatan dehşet içindeki Kuveytli tercüman Halid Anzi, Nasıriye hastanesine girdiklerinde içerideki doktorun ateş açtığını söyledi. Anzi, "Durum çok kötü. Gözlerinizle görseydiniz ağlardınız" diyordu. "Woolhether" adlı Amerikan askeri neler gördüğünü şöyle anlattı: "Nasıriye'nin doğusundaki ilk köprüde, arkadan saldırıya uğradık. Her nasılsa arkamıza dolanmışlar. Yere kapandık. Ateşin nereden geldiğini anlayamıyorduk." Irak ordusu, bu çatışmada birçok Amerikan aracını imha etti.
Gerilla savaşı Aynı çatışmada bacağı kırılan bir başka asker ise, 1991 Körfez Savaşı'na katıldığını, ama hayatı boyunca Nasıriye'deki gibi bir direniş görmediğini söyledi. Asker, "Tankları kuma gömmüşler. Konvoyların geçmesini bekliyorlar. Her yerde kurulu silahlar var. Düzensiz savaşçılar yürüyor, mevzisine gidip silahını alıyor ve ateş açıyor" dedi. Washington Post muhabiri, "Denizciler açısından Nasıriye bir kabus. Köprüler arasında sürekli hareket halindeler. Kimin dost, kimin düşman olduğu belli değil" şeklinde konuştu. Nasıriye'de ilk önemli kayıp, hafta sonunda 12 askerin öldürülmesi veya esir alınması oldu. Daha sonra aynı bölgede 9 asker öldürüldü.
Rus yapımı füzeler The Herald muhabiri, Necef'te Iraklıların Rus yapımı anti-tank füzesiyle bir ABD tankını imha ettiğini, dört askerin öldüğünü belirtti. Bu saldırıda bir Amerikan zırhlı aracı da vuruldu ve içindekiler yaralandı.
Evrensel'i Takip Et