27 Şubat 2003 22:00

Bach Saddam'ın ajanı mı?

Barış Kültürü Örgütü Başkanı Henning Zierock, Irak'a yönelik ambargonun boyutlarını gözler önüne seriyor: Bach'ın notalarının Irak'a faks çekilmesi, ülkeye sokulması kesinlikle yasak! ABD ve Almanya'nın bu ilginç kararının gerekçesi ise karardan daha da ilginç: Notalar gizli şifreler barındırabilir..! Uluslararası Barış Konferansı'nın davetlisi olarak ülkemize gelen Zierock, Irak'a geçtiğimiz günlerde ziyarette bulunarak gözlem yaptıklarını kaydetti. Zierock müzik akademilerinde çalışan müzisyenlerin kendisine Bach notalarının yasaklandığı bilgisini verdiklerini ifade etti. "Irak'a Bach notalarının sokulamadığını söylediklerinde, hepimiz çok şaşırdık. Bunu tabi Irak yönetimi değil Amerika ve Almanya yasaklamış. Gerekçesi ise gizli şifreler notalar aracılığıyla ülkeye sokulabilir. Belki de biyolojik ve kimyasal silah formüllerinin böyle sokulabileceğini düşünüyorlardır" diyen Zierock tecridin boyutlarının o zaman anlaşılabileceğinin altını çizdi.

Kültürel damarlar kesilmiş 12 sene önce Irak'a, Körfez Savaşı öncesi ziyarette bulunduklarını belirten Zierock, "Bizim bu Irak'a ilk gidişimiz değil, 12 sene önce de gittik. 12 sene önce barış kampı projesi ile gittik. 1000 kadar kişi olarak gittik. Çok önemli bir amacımız vardı. Savaş söz konusu olduğu zaman silahlardan konuşulur, enerjiden, petrolden konuşulur, ama tek konuşulmaya şey insanın kendisi. Savaşa şiddetle maruz kalacak insanın kendisidir. Irak'a gittik ve kültürel yaşamı önplanda tuttuk. Ve insan öğesini önplanda tuttuk ve insan öğesinin kopmaz parçası kültür konusunu orada inceleme fırsatı bulduk" diyor.

Zengin bir kültür Zierock gözlemlerini ise şöyle aktarıyor; "O zaman Irak'a gittiğimizde Irak'ta çok zengin bir kültür ortamıyla karşılaşmıştık. 12 sene önceki Irak, biz batılıları olumlu yönde şaşırtmıştı. Bale okulları ile, müzik grupları ile, akademik hayatı ile çok etkilenmiştik. Saddamı övecek son kişi ben olurum. Ama önceki dönemde diğer Arap şeyhlerinden farklı olarak petrolü devletleştirip; eğitim, sağlık ve kültür hayatına yatırım yaptı. Özelleştirmeleri kaldırdı bu alanlara fon ayırdı. Bu 12 sene önce gündelik yaşamın her alanında hissediliyordu". Fakat bu ziyaretlerinde bunun tam tersini gördüklerini söyleyen Zierock; "Bugün gittiğimizde ise tam bir tecrit ortamı ile karşılaştık. Kültürün; iletişime, alışverişe ve beslenme borularına ihtiyacı vardır. Ama bugün Irak'ın kültürel beslenme boruları kesilmiş durumda. Ünlü sanatçıların önemli bir bölümünün yurtdışına kaçtıklarını gördük veya insanların utanç içerisinde maddi olanaklarını sağlayabilmek için kültürü, sanatı çok arka plana atmak zorunda kaldıklarını gördük" diye konuşuyor. ABD'nin Irak'a saldırı gerekçesini "demokrasi" getirmek olarak açıkladığını hatırlatan Zierock, bunun da diğer propaganda bombardımanları gibi bir yalandan ibaret olduğunu vurguluyor: "Şöyle bir tezatlık var, Amerika Irak'ın tecridi çok önemsiyor. Diğer bütün batılı ülkeler de bunu destekliyor. Gerekçeleri sözde Irak'ın demokratik olması. Peki ben soruyorum bütün iletişimi kesilen, kültür damarları kesilen bir ülkeye nasıl demokrasi gelebilir? Kültürel alışverişin olmadğı ortamlarda demokrasinin gelişmesi eşyanın doğasına aykırı" Her şeye rağmen sanat... Zierock, tüm olan bitenlere rağmen sanatsal üretimin engellenemediğini, özellikle resim ve heykeltraşlık sanatı alanlarında Iraklı sanatçıların hayli başarılı olduğunu aktarıyor. "Müzik alanında veya birçok sanat alanında bütün toplumsal sanat alanlarında çöküş söz konusu elbette, ama resim ve heykeltraşlık sanatı alanında toplum saflarında hiç de tek tip olmayan, tamamen özgün çok iyi eserler yaratılmaya devam ediyor. Mantarın bitmesi gibi sanat galerileri var Bağdat'ta. Bu şunu gösteriyor; tecrit ortamında en zor koşullarda bile insanlar sanata bir kanal buluyorlar. Sürrealist çalışmalar dahil çok yeni yönelimler buldum ben orada. Alışık olmadığımız özgün tarzlar var, belli klişeler bulamadım çok çeşitlilik arz ediyor".

Evrensel'i Takip Et