19 Şubat 2003 22:00

Deniz tadında öyküler

Edebiyat öğretmeni Gültekin Eren'in kaleme aldığı "Raspa" isimli öykü kitabı yayımlandı. Güldikeni Yayınevi tarafından basılan kitap, yaşanan olay ve duyguları sade bir dille anlatan 11 öyküden oluşuyor. Sevgiden, özlemden, aşktan ve insanın doğa ile kaynaşmasından kesitler sunan öyküler, unutulmayan dostlukları da anlatıyor. "Demir, tahta yüzeylerdeki boya, pas gibi şeyleri çıkarmak, pürüzleri gidermek için kullanılan iri dişli bir törpü" anlamını taşıyan Raspa isimli öykü, kitaba da adını vermiş. Raspa, kaybedilen bir dost için duyulan özlemi anlatıyor. "Tanyerinin kızıllığında güneşin doğmasını bekliyordu adam. Gökyüzünden geçen kuşlara bakarak kayısı, şeftali, badem ve erik ağaçlarının çiçek kokusunda; yaprakların arasında oynaşan, yabani bülbül, sığırcık serçe seslerinde; .....Ah ah dedi adam, bugün otuz yedinci gün... Ben vefayı onda buldum...Gözleri yoldaydı adamın. Gelmeyecek, dedi içinden..." diye anlatılıyor Raspa'da, özlem ve dostluk. Raspa, aynı zamanda devasa binalara inat, insanların doğa ile kaynaşmasını da anlatıyor. Raspa, yalnızlığı da "Çınar ağacının dalından tutmuş adam, birini bekler gibi yolcu gözlüyordu. 'Kaç gün oldu göremedim' diye söylendi kendi kendine" sözlerinin ağırlığıyla ifade ediyor.

Aşk acısı Kitapdaki "Eylül Rüzgarı" isimli öykü ise, bir aşk acısını anlatıyor. İmkânsız olanı isteyen adam, kendi kendisiyle söyleşiyor. İçsesini dinleyen öykü kahramanı, yasaklara rağmen pişman olmadığını söylüyor. Öykü, "İnsanlık hali, yine de onurluca bir bitiş" şeklinde sonlanıyor. "Savurma" da 1980 öncesine sürüklüyor okuyucuyu. Arkadaş ölümü, korku, acı ve sevinç duygularının hepsini birden yaşayan insanın başka insanlarla söyleşisini anlatıyor. "Bir bilet İstanbul'a" ise, cezaevinden yeni çıkmış bir devrimcinin karşılaştığı sorunlardan kesitler sunuyor. Cezaevi kapısında bekleyen kadın da, cezaevinden çıkan adam da korkularını, sevinçlerini ve acılarını birbirine karıştırıyor. İkinci emir nedir? "İsa" isimli öyküde, "İkinci bir emre kadar..." Sözüyle başlayan darbe günlerinden kesitler sunuluyor. Evlerinde, mahsur kalan bir çiftin kaçış özlemini de anlatan öykü, "Bu dağlarda ikinci bir emir nedir?" Sorusunun yanıtını da okuyucuya bırakıyor. "Baba" isimli öyküde yine bir "tutukluluk ve cezaevi günlerinin çelişkileri" anlatılıyor. "Başına daha kötü şeyler gelmesin" diye kızını teslim etmek isteyen bir babanın yaşadıkları öyküde, üçüncü şahsın kelimeleri ile ifade ediliyor. Gültekin Eren, "Bu kitap, gencecik yaşlarında kaybettiğim, anamla babamın sonsuz anısına adanmıştır" sözleri ile başlattığı kitabındaki öykülerden Eylül Rüzgarı'nı, Remzi İnanç'a; Raspa'yı Vecihi Timuroğlu'na; Eheyyyy'i de, Alaaddin Bilgi'ye adamış.

Evrensel'i Takip Et