Güzel ünler geldi bize
Bilge Önkol: Sekiz günlük, Selçuk'ta, deniz kenarında bir kamp, iyi bir tatil olabilir diye düşünmüştüm. Hem arkadaşlarım da yanımda olacaktı. Yeni insanlarla tanışabilirdim orada, yeni şeyler öğrenebilirdim. Bu ilk kamp deneyimimdi. Doğal olarak bir takım beklentilerim de vardı. Ama oraya vardığım ilk gün farkettim ki, orada geçireceğim sekiz gün, beklentilerimin çok üzerinde olacaktı. 1500 kişi arasında hiçbir sorun çıkmadan yapılan görev dağılımları, kamp katılımcıları üzerinde gözle görülebilir bir olgunluk getirdi, bunun dışında, yapılan aktiviteler, atölye çalışmaları, paneller gerçekten çok iyi organize edilmişti. Kampta tatilimi yapma fırsatımı da buldum, yeni insanlarla tanışabilme imkanını da yakaladım ve bir başkasından dinleyerek yada okuyarak anlayamayacağımı farkettiğim çok şeyi de gözlemledim. Bölgede yaşayan arkadaşlarımızın problemleri, bizim batıda hayal edebileceğimiz kadar az değillerdi örneğin. Onlarla yapılan toplantılarda yada birebir konuştuğumuzda, çözüme kavuşması için uğraş verdiğimiz kürt sorununun, en kısa zamanda çözülmesi gerektiğini çok daha iyi anladım. Bunun dışında, bir mühendis adayı olarak, katıldığım mühendislik atölyesinde, mezun olduğumda karşıma devlet tarafından çıkarılabilcek sorunlar ve bunlar için yapabileceklerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi oldum. Fazla söze de gerek yok, ilk kamp deneyimim beklediğimden de iyi geçti. Hatta 8 günün sonunda 'kamp bitmesin, okul açılana kadar burda kalabiliriz' diye arkadaşlarıma mızmızlandığımı dahil söyleyebilirim. Çok iyi vakit geçirdim bu süreçte ve şimdiden önümüzdeki sene olacak kamp için bir aksilik çıkmamasını ve tekrar kampa katılabilmeyi umuyorum.
Derya Solmaz: Bu yaz ilk kez katılmış olduğum gençlik kampında geçirmiş olduğum süre boyunca sosyalizmin nasıl inşa edilebileceğini, yaşayarak görmek bana en önemli deneyimlerden birini kazandırdı. Kampta geçirdiğim süre boyunca emek gençliğinin; örgütlü ve örgütsüz tüm gençliğin diyar diyar nasıl bir paylaşım ve dayanışma içinde olabileceğinin en güzel örneklerini yaşadık. Kollektif çalışmanın bizi birbirimize daha yakınlaştırdığı bu kamp sürecinde birbirimizi anlayabilmenin ve farklılıklarımızda birleşebilmenin önemini kavradığımızı atölye çalışmaları ve birbirinden renkli etkinliklerde gördük. Gençliğin sorunlarının tartışılması için oluşan ortamlarda kendi sorunlarımıza kendi çözümlerimizi üretebilme imkanını yakalayabilmiş olmak en değerli zamanlarımızdı. Gençliğin gücünün ve bilincinin dahada anlaşıldığı bu kampın içinde yer almak benim için kendi düşüncelerimi ve çevremdeki insanları daha farklı bir gözle değerlendirebilmem açısından en önemli katkıyı sağladı.
Yasin Avan: Eşitliğin, kardeşliğin ve özgürlüğün hasret kalındığı bu günlerde; inadına eşitlik, inadına kardeşlik ve inadına doğaya bilime insanlığa özgürlük diye haykıran, ülkenin dört bir yanından gençlerle buluştuk.On günümüzü beraber geçirdiğimiz, yemeğimizi kendimiz, temizliğimizi ve güvenliğimizi kendimizin sağladığı gençlerle beraber ülkenin ihtiyacı olan en önemli şeyi orada tüm Türkiye’ye gösterdik. Yani umudu...Geleceği inşa etme iddiasında olan biz gençler bunu nasıl yapacağımızı dosta da düşmana da gösterdik.
Onur Karagöz: Türkiye’nin dört bir yanından gelen 1500 kişi ile İzmir Selçuk’ta Türkiye gençliğinin özgürlük buluşmasında bir araya geldik. İnsanları daha da bireysel yaşamaya zorlayan kapitalizme rağmen, farklı coğrafyalarda farklı kültürlerde yetişmiş insanlarla dokuz gün boyunca kolektif yaşamı yaşadık.
Birçoğumuzun alışık olmadığı 9 günü yaşadık Türkiye gençliğinin özgürlük buluşmasında. Kendimi bir an yemek sırasında yemek almayı beklerken bir gün sonrasında yemek dağıtımında, kantinden su alıp içerken akşamında su taşınmasında, akşam yemeklerinden sonra konserde, ikindi vakitlerinde panelde buluyordum. Üretimin azaldığı ve insanların sürekli tüketime alıştırıldığı bir dönemde hem tüketirken hem de üretimde yer almak yaklaşarak gelen sosyalizmin ayak seslerini dinlemek gibiydi.
Ülkede savaş yakıcı bir şekilde devam ederken ve şovenizmin alevi daha da körüklenirken, Türk , Kürt ve Laz gençleri dokuz gün boyunca birlikte etkinlikler ürettiler. Bu ülkenin gençleri artık savaş istemediklerini, kardeşçe bir arada yaşam isteklerini tüm Türkiye halklarına tekrar gösterdiler.
Bizler dokuz gün boyunca komün yaşamı yaşadık ve kapitalizmin çocukları bir arada bu kadar güzel yaşayabiliyor ise komünizmde yetişecek yeni insanların bir arada yaşamları hayallerimizden bile güzel olacaktır.
Cemal Esen: Kapitalist düşünüşün hayatımızın her tarafında zihnimize dikte edilmesine rağmen sosyalist bir düşünüşün mini bir ortamının yaratılmış olması büyük bir başarı ve güzellikte. Problemlerin yaşayanları tarafından anlatılması ve çözüm aranmasına olanak sağlamak güzeldi.
Evrensel'i Takip Et