22 Nisan 2002 21:00
Şaron'un ayrımcılık planı
İsrail parlamentosundaki Filistinli milletvekili Azmi Bişara, Ariel Şaron'u Güney Afrika tipi ırkçılık ile suçladı. Bişara, Başbakan Şaron'un Filistin kentlerini işgal etme taktiğinin, bir "apartheid (ırk ayrımcılığı) sistemi" oturtmak için yürütülen planın parçası olduğunu kaydetti.
Filistinlileri savunması nedeniyle milletvekilliği düşürülmek istenen Bişara, ABD'nin izlediği İsrail yanlısı tutumun da, bölgede aşırı güçleri teşvik ettiğini kaydetti. Filistinli milletvekili, "Yeni bir aşamanın eşiğindeyiz. Cenin ve Kudüs'ten başlayarak, Filistin'de bir apartheid rejimi kurmak istiyorlar. Amaçları, tampon bölgeler ve onların ardında güvenlik alanları kurmak. Böylelikle, Araplar ile Yahudiler arasında demografik ayrım yapacaklar" diye konuştu. Bişara, ABD'nin İsrail'e verdiği desteğin de, "ılımlı İsrailliler" arasında aşırılığı teşvik ettiğini kaydetti. Azmi Bişara, "ABD, çatışmada taraf haline geldi. Amerikan politikası, aşırılığı teşvik edici bir rol oynuyor" dedi.
Eli kanlı lider öfkeli Başbakan Şaron ise, Filistin sorununun en yakıcı unsurlarından biri olan Yahudi yerleşimleri konusunda "tek bir geri adım atmayacağını" ilan etti. Şaron, haftalık kabine toplantısında yaptığı öfkeli konuşmada, "Ekim 2003'te yapılacak meclis seçimlerine dek, hiçbir Yahudi yerleşiminin kaldırılmasının tartışma konusu yapılmayacağını" duyurdu. Şaron, seçimlerde yine göreve getirilmesi halinde de, böylesi bir tartışmaya izin vermeyeceğini söyledi. Şaron'un tepkisi, İşçi Partisi'nden devlet bakanı Ra'anan Cohen'in sorusu üzerine geldi. Cohen, Filistin topraklarında "yalıtılmış" durumda bazı Yahudi yerleşimler bulunduğunu ve ordunun, buraların tahliye edilmesini tavsiye ettiğini hatırlattı. İsrail ordusu, özellikle Gazze'deki Guş Katif bölgesindeki Yahudi yerleşimlerinin, Filistinlilere sık sık hedef olmaları nedeniyle tahliye edilmesini istiyor. Komutanlar, bu gibi yerleşimlerin olağanüstü bir güvenlik sorunu haline dönüştüğünü ve her birinin korunması için bir alay asker gerektiğini belirtmişlerdi. Diğerleri ne olacak? Askeri bir "düşünce kuruluşu" olan Güvenlik ve Barış Konseyi'nin açıklamasına göre, Batı Şeria'da da en az 40 kadar böylesi Yahudi yerleşimi bulunuyor. Ordu, büyük ölçüde boş olan bu "tehlikeli" noktaların resmen tahliye edilmesini istiyor. Şaron'un iktidara gelmesinden bu yana, Batı Şeria ve Gazze'de 32 yeni Yahudi yerleşimi inşa edildi.
Larsen'e tepki Bu arada, Cenin'de katliam yapıldığını tüm dünyaya duyuran BM'nin Ortadoğu Temsilcisi Terje Roed-Larsen, İsrail tarafından tehdit ediliyor. Şaron hükümetinin, Larsen'i "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edebileceği bildirildi. Larsen, İsrail'in Cenin'e insani yardım ulaşmasını engellemesinin "ahlaki olarak tiksindirici" olduğunu belirterek şimşekleri üzerine çekmişti. Bu sözler üzerine, İsrail Başsavcısı Elyakim Rubinstein, BM temsilcisinin "İsrail ordusuna karşı onur kırıcı sözler söylediğini" öne sürerek, "gerekenin yapılacağını" duyurmuştu. İsrail, Cenin'de yaşananları araştırmak amacıyla kurulacak olan BM Komitesi'ne, Larsen'in üye yapılmasına da karşı çıkacak. İsrailli yetkililerinin, komisyonda Larsen'in yanı sıra BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Mary Robinson ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Örgütü (UNRWA) Başkanı Peter Hansen'i "görmek istemediklerini" ABD'ye bildirdikleri öğrenildi.
Eli kanlı lider öfkeli Başbakan Şaron ise, Filistin sorununun en yakıcı unsurlarından biri olan Yahudi yerleşimleri konusunda "tek bir geri adım atmayacağını" ilan etti. Şaron, haftalık kabine toplantısında yaptığı öfkeli konuşmada, "Ekim 2003'te yapılacak meclis seçimlerine dek, hiçbir Yahudi yerleşiminin kaldırılmasının tartışma konusu yapılmayacağını" duyurdu. Şaron, seçimlerde yine göreve getirilmesi halinde de, böylesi bir tartışmaya izin vermeyeceğini söyledi. Şaron'un tepkisi, İşçi Partisi'nden devlet bakanı Ra'anan Cohen'in sorusu üzerine geldi. Cohen, Filistin topraklarında "yalıtılmış" durumda bazı Yahudi yerleşimler bulunduğunu ve ordunun, buraların tahliye edilmesini tavsiye ettiğini hatırlattı. İsrail ordusu, özellikle Gazze'deki Guş Katif bölgesindeki Yahudi yerleşimlerinin, Filistinlilere sık sık hedef olmaları nedeniyle tahliye edilmesini istiyor. Komutanlar, bu gibi yerleşimlerin olağanüstü bir güvenlik sorunu haline dönüştüğünü ve her birinin korunması için bir alay asker gerektiğini belirtmişlerdi. Diğerleri ne olacak? Askeri bir "düşünce kuruluşu" olan Güvenlik ve Barış Konseyi'nin açıklamasına göre, Batı Şeria'da da en az 40 kadar böylesi Yahudi yerleşimi bulunuyor. Ordu, büyük ölçüde boş olan bu "tehlikeli" noktaların resmen tahliye edilmesini istiyor. Şaron'un iktidara gelmesinden bu yana, Batı Şeria ve Gazze'de 32 yeni Yahudi yerleşimi inşa edildi.
Larsen'e tepki Bu arada, Cenin'de katliam yapıldığını tüm dünyaya duyuran BM'nin Ortadoğu Temsilcisi Terje Roed-Larsen, İsrail tarafından tehdit ediliyor. Şaron hükümetinin, Larsen'i "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edebileceği bildirildi. Larsen, İsrail'in Cenin'e insani yardım ulaşmasını engellemesinin "ahlaki olarak tiksindirici" olduğunu belirterek şimşekleri üzerine çekmişti. Bu sözler üzerine, İsrail Başsavcısı Elyakim Rubinstein, BM temsilcisinin "İsrail ordusuna karşı onur kırıcı sözler söylediğini" öne sürerek, "gerekenin yapılacağını" duyurmuştu. İsrail, Cenin'de yaşananları araştırmak amacıyla kurulacak olan BM Komitesi'ne, Larsen'in üye yapılmasına da karşı çıkacak. İsrailli yetkililerinin, komisyonda Larsen'in yanı sıra BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Mary Robinson ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Örgütü (UNRWA) Başkanı Peter Hansen'i "görmek istemediklerini" ABD'ye bildirdikleri öğrenildi.
Evrensel'i Takip Et