17 Nisan 2002 21:00

AB'nin gizli dayatmaları

Avrupa Birliği'nin, ekonomi konusunda birçok ülkeden talep ettiği ağır şartları içeren gizli belgeler, gün ışığına çıktı. İngiliz The Guardian gazetesi tarafından ele geçirilen belgelere göre; AB, dünya ülkelerinden "kamu işletmelerinin geniş ölçekli özelleştirilmesini" talep ediyor. Bu talep, önümüzdeki dönemde yapılacak yeni küresel ticaret görüşmelerinde dile getirilecek. Karşılığında ise, AB Ortak Tarım Politikası'nın kaldırılması önerilecek. Bu teklifin kabul görmesi halinde, pek çok ülkede özelleştirmeler hızlanırken, işsizler ordusuna yeni onbinler katılacak. Diğer yandan, Ortak Tarım Politikası ile yabancı rekabete karşı az da olsa korunan Avrupalı çiftçiler, yıkıma uğrayacaklar.

'Duyarlı' sektörler AB'nin "ticaret ortakları"ndan talepleri arasında; "duyarlı sektörlerin piyasaya açılması" önemli bir yer tutuyor. Brüksel'de hazırlanan ve önümüzdeki ay üye devletlerin onayına sunulacak olan 1000 sayfalık taslakta, özelleştirilmesi istenen bu sektörler şöyle sıralanıyor: Su, enerji, kanalizasyon, telekom, posta ve mali hizmetler. Avrupa Birliği ayrıca, ticari ilişkisi olan diğer ülkelerin atmasını istediği başka adımları da sıraladı. Ayrıntılarıyla yer verilen bu adımlar arasında, New York'taki emlakçıların ABD vatandaşı olma zorunluluğunun kaldırılması, Meksika'da yabancıların sınırın 50 kilometre içine kadar olan bölgelerde toprak satın alma yasağının kalkması ve Güney Kore'ye alkol satışının önündeki engellerin yok edilmesi var.

Toplam 29 ülke Taslakta, 29 ülkeden taleplerde bulunuluyor. Bu ülkeler şöyle: Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Şili, Çin, Kolombiya, Mısır, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, İsrail, Japonya, Güney Kore, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Pakistan, Panama, Paraguay, Filipinler, Singapur, Güney Afrika, İsviçre, Tayvan, Tayland, Uruguay, ABD. Ancak bu ülkelerin, AB'nin taleplerine pek sıcak bakmayacağı kaydediliyor. ABD'nin başını çektiği bir dizi ülke, AB'nin, "en önemli sektörlerde kendi piyasalarını yabancılara açmakta ayak sürüdüğüne" işaret ediyorlar. Örneğin, enerji ve posta gibi alanlarda, Avrupa, diğerlerinden "yabancı rekabete açılmayı" isterken, kendi sektörlerini katı bir devlet koruması altında tutuyor.

Sosyal devlet masalı Gizli belgeler, Avrupa Birliği'nin, yoksul ve bağımlı ülkelere daha fazla özelleştirme ve sefalet dayatan IMF'den hiçbir farkı olmadığını ortaya koydu. Bugüne dek AB'ye "sosyal devletçi" payesi biçen çeşitli örgütler, bu duruma tepkili. Dünya Kalkınma Hareketi adlı kuruluştan Dave Timms, Avrupa'nın nihai hedefinin, yoksul ülkeleri sağlık ve eğitim gibi hizmetleri özelleştirmeye zorlamak olduğunu kaydetti. Timms, "AB, Avrupalı hizmet şirketlerinin çıkarları uğruna, sürdürülebilir kalkınma destekçiliği iddialarının üzerinde tepiniyor. Bu bizi şok etti" dedi. Dave Timms, "Bu belgeler, kaygılarımızı doğruluyor. Liberalizasyonun gelişmekte olan ülkelere fayda sağladığına dair tek bir kanıt yok. Ama AB, bu sektörleri hedef alıyor" diye konuştu.

Perde arkasındaki tekeller Küresel ticaret görüşmelerinin son raundu, geçtiğimiz kasım ayında, Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştirilmişti. Zirvede çeşitli dayatmalarla karşı karşıya kalan yoksul ülkeler, AB ve ABD'ye sert eleştiriler yönelttiler. Bu eleştirilerin başında, AB ve ABD'nin kendi tarımına büyük sübvansiyonlar vermesi ve azgelişmiş ülkelerin ürünlerine karşı gümrük duvarları oluşturması geliyordu. Yoksul ülke temsilcileri, kendilerine dayatılan reçetenin, sanayileşmiş ülkeler tarafından uygulanmamasına dikkat çektiler. Şimdi ise AB, tarım konusunda belli tavizler verme karşılığında, çok daha ağır yeni dayatmalarda bulunuyor. Bu dayatmaların hedefi, yoksul ülkelerin ekonomisini ele geçirmek. Bu nedenle, bu ülkelerde yabancı rekabeti sınırlayan ve stratejik sektörlerin yabancı şirketlerin eline geçmesini yasaklayan uygulamalar hedef alınıyor. The Guardian, bu saldırgan stratejinin ardında, Latin Amerika ve Asya'ya yayılmayı isteyen Avrupa mali tekellerinin yattığını bildirdi.

Evrensel'i Takip Et