26 Mart 2002 22:00

Filistinli aydınların haykırışı

Filistin'in önde gelen 24 aydını, İsrail devletinin katliamcı politikalarına karşı, İsrail halkının sağduyusuna seslendiler. Aydınlar, İsrail ve Filistin'in barış içinde yan yana yaşayabileceğini, ama bunun için öncelikle Filistin halkının adalet ve onur mücadelesinin hakkının verilmesi ve Filistin'in haklı taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Hazırlanan çağrı metnine imza atan aydınlar şöyle: Mahmud Derviş, Edward Said, Yaser Abd Rabbo, Samih El-Kasım, Hanan Aşravi, Hanna Nasser, George Giacaman, Fuad Mugrabi, Ali Carbavi, Salim Tamari, Hasan Hader, Camil Hilal, Mudar Kassis, Zekeriya Muhammed, İslah Cad, Salih Abdülcevad, Mamduh Nofal, Samih Şabib, Rima Hamami, Suad El-Ameri, Yahya Yahlef, Hüseyin Barguti, İzzet Gazavi, Faysal Hurani.

Kılıç adalet yerine geçmez "Kılıç hiçbir zaman adalet yerine geçmemiştir ve geçmeyecektir. Generaller, öldürme belagatında ne denli kusursuz olurlarsa olsunlar, günlük askeri talimatları barışın anlamıyla ikame edemeyecekler; ne sözlüklerde ne de insan toplulukları arasında bir arada yaşamakla vahşetin kaosu arasındaki farkı açıklayan küresel ilkelerde. Filistin direnişi, işgali sona erdirmek ve özgürlüğe, bağımsızlığa kavuşmak için yapılan ulusal bir mücadeleden başka bir şey değildir. İsrail'in Filistinliler'e yönelik acımasız askeri operasyonu ise işgali - 20'inci yüzyılın en uzun işgali ve insan haklarına saygı duyan ve insanların özgürce yaşama ve kendi geleceğini tayin etme haklarını tanıyan bir çağda yaşanan işgallerin sonuncusu- sürdürme arayışından başka bir şey değildir.

Er ya da geç sona erecek Bu işgalin hiç kuşkusuz, er ya da geç sona ereceği aşikar olduğuna göre, kanla ıslanmış bu şiddetin ömrünü kısaltmak ve her iki tarafta da kurban sayısının artmasını önlemek için harekete geçmek hepimizin ödevidir. Çözüm açık ve nettir: İşgal şiddettir ve işgalin sona erdirilmesi her iki taraf için de barışı ve güvenliği sağlayacaktır. Ne var ki, bugünkü İsrail hükümeti barışı ve işgali aynı anda istemektedir - yani, bizi havadan topa tutmayı durdurmalarına karşılık esareti kabullenmemizi istiyorlar. İsrail toplumundaki farklı kesimlerin ve bir bütün olarak uluslararası toplumun da farkında olduğu üzere, şu andaki Şaron hükümetinin, sadece siyasi bir çözüme ilişkin herhangi bir plan yapmaktan yoksun olduğunu değil, aynı zamanda İsrail'in siyasi ve ahlaki çöküşünün ortaya çıkarılması için yapılan tüm gayretleri önlemek için daha da çok cinayet işleyerek varolan katliam zincirini kırmayı amaçlayan tüm çabaları baltalar nitelikte davrandığını da açıkça görüyoruz.

Biz sizi kabul ediyoruz Tarihsel anavatanımızın yüzde 22'sini oluşturan, üzerinde bağımsız bir devlet kuracağımız ve gezegenimizdeki diğer insanlar gibi özgürce, saygınlık içerisinde ve bağımsız bir şekilde yaşamımızı sürdüreceğimiz topraklarda sizinle birlikte yaşamayı kabul ediyoruz. Bu gaddar savaş, silah ve ölümün zorbalığı aracılığıyla bizleri bu hakkımızdan mahrum bırakmak için başlatıldı.

Barış için el ele verelim İsrail aşırı bir güce sahipse, bu güç bir başka ulusu işgal etme isteğine, haklı bir savaş görüntüsünü veya nefsi müdafaa yanılsamasını bahşetmeyecektir. Ve eğer, başka birçok şeyin yanısıra kaynaklarımızın azlığından ötürü acı çekiyorsak ve nefsi müdafaa yöntemlerinden mahrumsak, böylesi bir güçsüzlük tarih boyunca hiçbir zaman haklı bir davayı zayıflatmak için kullanılmadığı gibi, kanın kılıcı yenmesini sağlayan ahlaki değerleri de yok edememiştir. El ele verip şiddetin bu gaddar gidişatına son vermemize izin verin. İşgali sona erdirmekten başka çare yoktur. Ancak ondan sonra, barış ve birlikte yaşama ortak ufkumuz haline gelecektir."

Evrensel'i Takip Et