8 Mart 2002 22:00
Kuzu kurda emanet edildi
Dünyayı sarsan rüşvet skandalı Enron'un denetçisi Arthur Andersen, Türkiye'de adeta cirit atıyor. ABD'deki soruşturmadan dolayı büyük prestij ve maddi kayba uğrayan, kimsenin güvenemediği şirket Türkiye'deki birçok özelleştirme uygulamasının da danışman firması. Sicili bir hayli kabarık şirketin buradaki ünlü işlerinin başında Telekom, batan bankalar, Botaş geliyor. Skandalın patladığı günlerde ise Arthur Andersen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)'nun danışmanı oldu.
İflas eden ABD'li enerji devi Enron'un defterlerini denetlemekle görevli ünlü denetleme firması Arthur Andersen, Enron'un denetlenmesine ait bazı önemli evrak ve delilleri yok ettiğinin ortaya çıkması üzerine başlatılan soruşturma sürüyor. Andersen'in, suçunun yapılan denetimlerde ispatlanması halinde tarihi ceza alabileceği ifade ediliyor.
ABD'yi sarsan skandalın soruşturması henüz bitmemişken Arthur Andersen'e Türkiye'de ihale verilmesi soru işaretleri yarattı. Üstelik Türkiye'deki faaliyetleri de şaibeli olmasına rağmen.
Hakkında soruşturma başlatılan Arthur Andersen'in Türkiye'de batık bankalara sağlam bilançolar verdiği biliniyor. Buna karşın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)'nun 2001 yılsonu bilanço ve gelir tablosunun denetimden geçirilmesine yönelik olarak, Fon ile Andersen Worldwide arasında 10.01.2002 tarihinde "denetim sözleşmesi" imzalandı. Üstelik Fona devredilen Toprakbank, Sümerbank ve Demirbank'ın da denetimini Arthur Andersen gerçekleştirmişti.
Batıkları o inceledi Şirket bir süreden beri Türkiye'de faaliyetlerini sürdürüyor. Fona devredilen Toprakbank, Sümerbank ve Demirbank'ın da denetimini gerçekleştiren Arthur Andersen'in BDDK'ya danışman olmasını eleştiren Devlet Denetleme Elemanları Derneği Başkanı Atılay Ergüven, "Fona geçen bankaları denetleyip olumlu rapor veren bir kurumun BDDK'ya danışman olmasının skandal olduğunu" söylüyor. Serbest denetim firmalarının iş alabilmek için çoğu zaman şirketler hakkında olumsuz rapor hazırlamamaya gayret ettiğini vurgulayan Ergüven, bu şirketlerin etik ve cezai olarak yeniden yapılandırılmasının şart olduğunu belirtiyor. Ancak buna kimsenin kulak asmadığı ortada. Çünkü Türkiye için son derece stratejik olan kurumlar bu denetçiye emanet edildi.
Telekom da verildi Bugünlerde Arthur Andersen'in satmaya uğraştığı kurum, Telekom. IMF'nin istekleri doğrultusunda Türk Telekom'un özelleştirilmesi çalışmaları için 30 Ekimde yapılan Türk Telekom Yönetim Kurulu toplantısında, danışman şirket olarak Andersen seçilmişti. Andersen, stratejik planlama, yurtiçi ve yurtdışı piyasaların analizi gibi bazı kritik konuları da içeren 10 haftalık bir çalışma yapmayı kararlaştırdı. 75 bine yakın çalışanı olan Türk Telekom'da kaç kişinin çalışacağını da Andersen belirleyecek. Aynı günlerde Andersen'in, Telekom'un GSM operatörü Aycell'in şirketleşme planını çıkaracağı da açıklandı. Telekom'un, şirketleşme ve yeniden yapılanma çalışmalarını yürütmesi karşılığından Andersen'e verilecek para ise 10 milyon doları buluyor.
Hepsi şaibeli Andersen'in müşterileri arasında Nurolbank, Alternatif Bank gibi özel şirketler de yer alıyor. Andersen, pekçok kamu kurumunun özelleştirilmesinde de danışmanlık hizmeti yaptı. Alternatif Bank AŞ'nin hesapları da Andersen tarafından denetlendi. Bankanın en büyük hissedarları arasında TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'a ait Ege Biracılık Malt Sanayi AŞ, Güneş Biracılık ve Anadolu Biracılık'ı bünyesinde toplayan Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayii de olan Alternatif Bank'ın 31 Aralık 2000 tarihinde sona eren hesap dönemine ait ayrıntılı mali tablolar ve bağımsız denetim raporu Andersen tarafından gerçekleştirildi. İsmi Meclis Salonu Skandalı'na karışan Nurol Holding'e ait Nurol Yatırım Bankası AŞ'nin 2000 yılı hesaplarını da Arthur Andersen denetledi. Bu denetleme işlemi Şubattaki krizin akabinde gerçekleşti.
Vakıfbank olayı Andersen'in en şaibeli işlerinden birisi ise Vakıfbank oldu. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer ile hükümet arasında rahatsızlığa neden olan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in meşhur "aile fotoğrafında" yer alan işadamı Kamuran Çörtük'ün Romanya'daki bankasına Vakıfbank üzerinden kaynak aktarılması olayında da Andersen'in rol aldığı ortaya çıktı. Vakıfbank tarafından Andersen'e hazırlatılan bir rapora dayanılarak Çörtük'ün Romanya'daki bankasına 45 milyon dolar aktarılmıştı. Sezer'in talimatı üzerine DDK tarafından yapılan incelemeler sonucunda Savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş, bunun üzerine Başbakan Bülent Ecevit tarafından yapılan açıklamada ise yardımın koalisyon liderleri ve Bakanlar Kurulu'nun ortak onayı ile yurtdışındaki müteşebbislerin desteklenmesi amacıyla gerçekleştiği ileri sürülmüştü. Cumhurbaşkanı Sezer'in suç duyurusu üzerine yapılan Başbakanlık açıklamasında "Bugün de olsa veririz" diyen Ecevit, 45 milyon dolar kaynak aktarımında hukuka aykırılığın bulunmadığını öne sürerek, Banca Turko Romana (BTR)'ya aktarılan kaynağın bir bölümü karşılığında Vakıfbank'ın Çörtük'ün Türkiye'deki bazı şirketlerinin hisselerini devraldığını belirtmişti. İşte Andersen'in Türkiye'deki şaibeli işleri böyle. Amerika'da büyük güven kaybına uğrayan ve mali bir iflasa doğru sürüklendiği belirtilen Andersen'e hâlâ ihale verilmesi şaşırtıyor.
Batıkları o inceledi Şirket bir süreden beri Türkiye'de faaliyetlerini sürdürüyor. Fona devredilen Toprakbank, Sümerbank ve Demirbank'ın da denetimini gerçekleştiren Arthur Andersen'in BDDK'ya danışman olmasını eleştiren Devlet Denetleme Elemanları Derneği Başkanı Atılay Ergüven, "Fona geçen bankaları denetleyip olumlu rapor veren bir kurumun BDDK'ya danışman olmasının skandal olduğunu" söylüyor. Serbest denetim firmalarının iş alabilmek için çoğu zaman şirketler hakkında olumsuz rapor hazırlamamaya gayret ettiğini vurgulayan Ergüven, bu şirketlerin etik ve cezai olarak yeniden yapılandırılmasının şart olduğunu belirtiyor. Ancak buna kimsenin kulak asmadığı ortada. Çünkü Türkiye için son derece stratejik olan kurumlar bu denetçiye emanet edildi.
Telekom da verildi Bugünlerde Arthur Andersen'in satmaya uğraştığı kurum, Telekom. IMF'nin istekleri doğrultusunda Türk Telekom'un özelleştirilmesi çalışmaları için 30 Ekimde yapılan Türk Telekom Yönetim Kurulu toplantısında, danışman şirket olarak Andersen seçilmişti. Andersen, stratejik planlama, yurtiçi ve yurtdışı piyasaların analizi gibi bazı kritik konuları da içeren 10 haftalık bir çalışma yapmayı kararlaştırdı. 75 bine yakın çalışanı olan Türk Telekom'da kaç kişinin çalışacağını da Andersen belirleyecek. Aynı günlerde Andersen'in, Telekom'un GSM operatörü Aycell'in şirketleşme planını çıkaracağı da açıklandı. Telekom'un, şirketleşme ve yeniden yapılanma çalışmalarını yürütmesi karşılığından Andersen'e verilecek para ise 10 milyon doları buluyor.
Hepsi şaibeli Andersen'in müşterileri arasında Nurolbank, Alternatif Bank gibi özel şirketler de yer alıyor. Andersen, pekçok kamu kurumunun özelleştirilmesinde de danışmanlık hizmeti yaptı. Alternatif Bank AŞ'nin hesapları da Andersen tarafından denetlendi. Bankanın en büyük hissedarları arasında TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'a ait Ege Biracılık Malt Sanayi AŞ, Güneş Biracılık ve Anadolu Biracılık'ı bünyesinde toplayan Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayii de olan Alternatif Bank'ın 31 Aralık 2000 tarihinde sona eren hesap dönemine ait ayrıntılı mali tablolar ve bağımsız denetim raporu Andersen tarafından gerçekleştirildi. İsmi Meclis Salonu Skandalı'na karışan Nurol Holding'e ait Nurol Yatırım Bankası AŞ'nin 2000 yılı hesaplarını da Arthur Andersen denetledi. Bu denetleme işlemi Şubattaki krizin akabinde gerçekleşti.
Vakıfbank olayı Andersen'in en şaibeli işlerinden birisi ise Vakıfbank oldu. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer ile hükümet arasında rahatsızlığa neden olan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in meşhur "aile fotoğrafında" yer alan işadamı Kamuran Çörtük'ün Romanya'daki bankasına Vakıfbank üzerinden kaynak aktarılması olayında da Andersen'in rol aldığı ortaya çıktı. Vakıfbank tarafından Andersen'e hazırlatılan bir rapora dayanılarak Çörtük'ün Romanya'daki bankasına 45 milyon dolar aktarılmıştı. Sezer'in talimatı üzerine DDK tarafından yapılan incelemeler sonucunda Savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş, bunun üzerine Başbakan Bülent Ecevit tarafından yapılan açıklamada ise yardımın koalisyon liderleri ve Bakanlar Kurulu'nun ortak onayı ile yurtdışındaki müteşebbislerin desteklenmesi amacıyla gerçekleştiği ileri sürülmüştü. Cumhurbaşkanı Sezer'in suç duyurusu üzerine yapılan Başbakanlık açıklamasında "Bugün de olsa veririz" diyen Ecevit, 45 milyon dolar kaynak aktarımında hukuka aykırılığın bulunmadığını öne sürerek, Banca Turko Romana (BTR)'ya aktarılan kaynağın bir bölümü karşılığında Vakıfbank'ın Çörtük'ün Türkiye'deki bazı şirketlerinin hisselerini devraldığını belirtmişti. İşte Andersen'in Türkiye'deki şaibeli işleri böyle. Amerika'da büyük güven kaybına uğrayan ve mali bir iflasa doğru sürüklendiği belirtilen Andersen'e hâlâ ihale verilmesi şaşırtıyor.
Evrensel'i Takip Et