3 Ekim 1999 21:00
Meslek odaları artık söz hakkı istiyor
GÜNÜN YAZILARI
Meslek odaları artık söz hakkı istiyor
Ebru Ilgaz
Meslek Odaları, toplumu ilgilendiren konularda alınacak kararlarda söz sahibi olmak istediğini duyurmaya çalışıyor. "...belli bir mesleğe sahip olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan...." şeklinde Anayasa'nın 135. maddesiyle kuruluşu belirlenen meslek odaları, bu maddenin değiştirilmesini ve kamusal faliyetlerde yapılacak planlardan, alınacak kararlara, kurulacak denetim mekanizmalarına katılmak istiyorlar. 17 Ağustos depremini bir açıdan, 'bilimin, bilim adamının dışlanmasının faturası' olarak nitelendiren meslek odaları, deprem bölgesinde yaptıkları incelemeleri önceki gün basına sundular. Her odanın kendi uzmanlık alanlarını kapsayan önerileri hazır ve üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Ancak kendilerine söz hakkı tanınması gerektiğini bir kez daha yineliyorlar.
1620 madenci yardıma gitti
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, "Deprem olayı ve kurtarma operasyonu" başlıklı raporunda, MMO'nun Zonguldak Şubesi öncülüğünde planlanan, Genel Maden-İş Sendikası, TTK ve Zonguldak Valiliği tarafından deprem bölgesine gönderilen 80 ekibin can kurtarma çalışması yaptığını belirtiliyor. 74 Mühendis, 61 formen, 1482 maden işçisinden oluşan 1620 kişilik kurtarma ekibinin Adapazarı, İzmit, Değirmendere ve Yalova'da yaptıkları çalışmalarda 30 sağ, 447 ölü insanı enkaz altından çıkardıkları anlatılıyor. MMO, depremden sonra bölgede yapılan kurtarma çalışmalarında çalışan ekiplerin çoğunun donanım ve bilgi eksikliği içerisinde olduğunu gözlemlediklerini, TTK ekiplerinin kullandığı araç ve gereçlerin ise ekibin başarılı olmasını sağladığını söyledi.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) devletin deprem sonrası bütçe açıklarını ek vergilerle değil, bütçe disiplini ve tasarrufları ile kapatması gerektiğine dikkat çekti. İSMMMO, bağışların yerine ulaşıp ulaşmadığının denetiminin şeffat olarak kendileri tarafından yapılmasını önerdi.
Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi; "Dünyanın hiç bir yerinde doğal kaynaklar ülkemizde olduğu kadar hoyratça kullanılmamaktadır" diyerek, zarar düzeyini azaltmak için vakit kaybetmeden çalışmalara başlamak gerektiğini belirtti. Orman Mühendisleri Odası, bunun için atılacak ilk adımın 'arazi kullanım planı' hazırlanması olduğuna dikkat çekerek, bölgesel planların ve yerleşim planlarının, hazırlanacak arazi kullanım planları doğrultusunda yapılması gerektiğine ve büyük ölçekli planların üretilmesi ve uygulanmasına yönelik karar alma süreçlerinde odaların ve sivil toplum örgütlerinin oy hakkı ile katılımlarının sağlanmasının önemine değindi. Plan ve uygulamaların denetimi amacıyla da 'Kent Bilgi Sistemi ve Çevre Bilgi Sistemi'nin oluşturulması, karar ve uygulamaların halka duyurulması istendi.
Yer hareketleri izlenmeli
Harita ve kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ise, ülke düzeyinde GPS (Global Konum Belirleme) kontrol noktaları oluşturulması ve buralardan yeryüzü hareketlerinin izlenmesi gerektiğini söyledi. Marmara Bölgesi'nde yapılan çalışmaların devamlılığının sağlanması gerektiğini belirten Harita ve Kadostro Mühendisleri Odası, kente ilişkin verilerin toplandığı, işlendiği ve sorgulandığı Kent Bilgi Sistemi'nin oluşturulmasını istedi. Varolan imar planlarıyla mevcut durumun karşılaştırılması, depremzedenin yerleşimi sağlanırken, tarihi ve kültürel alanların, sit alanlarının, ormanların kullanıma açılmaması mühendislerin diğer istekleri arasında. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası (İVHO) ise deprem bölgesinde zarara uğramış hayvan ve hayvansal ürün üreticilerinin koruma kapsamı içerisine alınmasını, zararlarının ödenmesini, yeni üretim ünitelerini geliştirmeleri içinse faizsiz uzun ödemeli krediler açılması gerektiğini söyledi.
Ebru Ilgaz
Meslek Odaları, toplumu ilgilendiren konularda alınacak kararlarda söz sahibi olmak istediğini duyurmaya çalışıyor. "...belli bir mesleğe sahip olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan...." şeklinde Anayasa'nın 135. maddesiyle kuruluşu belirlenen meslek odaları, bu maddenin değiştirilmesini ve kamusal faliyetlerde yapılacak planlardan, alınacak kararlara, kurulacak denetim mekanizmalarına katılmak istiyorlar. 17 Ağustos depremini bir açıdan, 'bilimin, bilim adamının dışlanmasının faturası' olarak nitelendiren meslek odaları, deprem bölgesinde yaptıkları incelemeleri önceki gün basına sundular. Her odanın kendi uzmanlık alanlarını kapsayan önerileri hazır ve üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Ancak kendilerine söz hakkı tanınması gerektiğini bir kez daha yineliyorlar.
1620 madenci yardıma gitti
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, "Deprem olayı ve kurtarma operasyonu" başlıklı raporunda, MMO'nun Zonguldak Şubesi öncülüğünde planlanan, Genel Maden-İş Sendikası, TTK ve Zonguldak Valiliği tarafından deprem bölgesine gönderilen 80 ekibin can kurtarma çalışması yaptığını belirtiliyor. 74 Mühendis, 61 formen, 1482 maden işçisinden oluşan 1620 kişilik kurtarma ekibinin Adapazarı, İzmit, Değirmendere ve Yalova'da yaptıkları çalışmalarda 30 sağ, 447 ölü insanı enkaz altından çıkardıkları anlatılıyor. MMO, depremden sonra bölgede yapılan kurtarma çalışmalarında çalışan ekiplerin çoğunun donanım ve bilgi eksikliği içerisinde olduğunu gözlemlediklerini, TTK ekiplerinin kullandığı araç ve gereçlerin ise ekibin başarılı olmasını sağladığını söyledi.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) devletin deprem sonrası bütçe açıklarını ek vergilerle değil, bütçe disiplini ve tasarrufları ile kapatması gerektiğine dikkat çekti. İSMMMO, bağışların yerine ulaşıp ulaşmadığının denetiminin şeffat olarak kendileri tarafından yapılmasını önerdi.
Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi; "Dünyanın hiç bir yerinde doğal kaynaklar ülkemizde olduğu kadar hoyratça kullanılmamaktadır" diyerek, zarar düzeyini azaltmak için vakit kaybetmeden çalışmalara başlamak gerektiğini belirtti. Orman Mühendisleri Odası, bunun için atılacak ilk adımın 'arazi kullanım planı' hazırlanması olduğuna dikkat çekerek, bölgesel planların ve yerleşim planlarının, hazırlanacak arazi kullanım planları doğrultusunda yapılması gerektiğine ve büyük ölçekli planların üretilmesi ve uygulanmasına yönelik karar alma süreçlerinde odaların ve sivil toplum örgütlerinin oy hakkı ile katılımlarının sağlanmasının önemine değindi. Plan ve uygulamaların denetimi amacıyla da 'Kent Bilgi Sistemi ve Çevre Bilgi Sistemi'nin oluşturulması, karar ve uygulamaların halka duyurulması istendi.
Yer hareketleri izlenmeli
Harita ve kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ise, ülke düzeyinde GPS (Global Konum Belirleme) kontrol noktaları oluşturulması ve buralardan yeryüzü hareketlerinin izlenmesi gerektiğini söyledi. Marmara Bölgesi'nde yapılan çalışmaların devamlılığının sağlanması gerektiğini belirten Harita ve Kadostro Mühendisleri Odası, kente ilişkin verilerin toplandığı, işlendiği ve sorgulandığı Kent Bilgi Sistemi'nin oluşturulmasını istedi. Varolan imar planlarıyla mevcut durumun karşılaştırılması, depremzedenin yerleşimi sağlanırken, tarihi ve kültürel alanların, sit alanlarının, ormanların kullanıma açılmaması mühendislerin diğer istekleri arasında. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası (İVHO) ise deprem bölgesinde zarara uğramış hayvan ve hayvansal ürün üreticilerinin koruma kapsamı içerisine alınmasını, zararlarının ödenmesini, yeni üretim ünitelerini geliştirmeleri içinse faizsiz uzun ödemeli krediler açılması gerektiğini söyledi.
Evrensel'i Takip Et