14 Ağustos 1999 21:00
Şiirler, alkışlar ve çiçeklerle...
Şiirler, alkışlar ve çiçeklerle...
Şair Can Yücel, son yolculuğuna kendi sesinden şiirleri, dostlarının alkışları, karanfiller ve çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlandı. 73 yaşında yakalandığı bademcik kanseri sonucu vefat eden Yücel için, tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tören düzenlendi. Hastane bahçesinde gerçekleştirilen törene Yücel'in dostları, okurları ve sevdikleri, erken saatlerden itibaren, karanfiller ve günebakan çiçekleriyle geldiler.
Yücel'in ''Başka türlü bir şey benim istediğim'' dizelerinin yer aldığı fotoğraf ve diğer bazı şiirleri, hastane bahçesinin duvarlarını süslerken, çok sayıda çiçek ve çelenk tören alanını adeta çiçek bahçesine dönüştürdü. Can Yücel'in cenazesi saat 09.30 sıralarında kalabalığın alkışları arasında karanfil ve günebakan çiçekleriyle hazırlanan bölüme konuldu.
Yazar Adalet Ağaoğlu, burada yaptığı konuşmada, Can Yücel ile bir masada uzun boylu sohbet etmiş olmamasına rağmen onu çok iyi tanıdığını, Yücel'in bugün de her kesimden insanı içten ve candan bir araya getirmeyi başardığını söyledi. İki kitap yazdı
Yücel'in oğlu Yeni Hasan Yücel de, babasının 13 ay süren kanserle kapışmasında büyük özveriyle hizmet sunan tüm hastane çalışanlarına teşekkür etti. Can Yücel'in 13 aylık tedavi sürecinde iki kitap dolusu şiir ürettiğini bildiren Yeni Hasan Yücel, bunların kendilerine ait olmadığını, gelecek kuşakların olduğunu açıkladı.
Can Yücel'in kızı Güzel Yücel de babasının son günlerinde "Ölmek zor gelmiyor. Ölümü beklemek zor'' sözlerine atıfta bulunarak, "Can Yücel, şiirde yaşamayı seçti. O, acılar çekerken de yaşamın ta içindeydi. Her zaman kansere direndi. O yaşamayı seçti'' dedi. ÖDP İzmir İl Başkanı Haluk Tekeli de, şairin Deniz Gezmiş için yazdığı ''More Nostrum'' adlı şiirini okudu.
Günebakan çiçekleriyle...
Can Yücel'in cenazesi yaklaşık 1,5 saat boyunca hastane bahçesinde bekletildi. Bu süre boyunca Yücel'in kendi sesinden şiirleri sunuldu. Bahçede açılan köşede anı defteri önünde okurları uzun kuyruklar oluşturdu. Can Yücel'in naaşı kalabalığın omuzları üzerinde alkışlar, karanfiller ve günebakan çiçekleriyle hastane bahçesinden çıkarılarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi ulaşım şirketi İzelman'a ait bir araca konuldu.
Can Yücel, İzmir'den ayrılırken, geride sevenlerinin alkışları, gözyaşları kadar yüzlerindeki buruk tebessümle Bodrum'a uğurlandı. Törene, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina, DİSK Bölge Temsilcisi Musa Çam'ın yanı sıra, sanatçılar, tiyatrocular, şairler ve kalabalık bir öğrenci topluluğu katıldı. Şairin kızları Güzel ve Su Yücel, tören boyunca gözyaşlarını tutamadılar. Eşi Güler Yücel, tabutun başından ayrılmazken, oğlu Yeni Hasan Yücel ise kız kardeşlerini teselli etti.
Bugün toprağa verilecek
Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi'nde tekrar tören yapıldı. Törene aralarında ÖDP Genel Başkanı Uras, İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, Bodrum Belediye Başkanı Emin Anter, Gencay Gürsoy, Şair Seza i Sarıoğlu, ilhan Berk, şairin ikiz kardeşi Canan Yücel, eşi Güler ve kızı Güzel ile oğlu Hasan Yücel'de katıldı. Yaklaşık 600 kişinin katıldığı törende konuşan Ufuk Uras, Yücel'in akıl ve yüreğe ihanet edenleri hiç sevmediğini belirterek, "Türkiye'ye ihanet edenleri de hiçbir zaman sevmeyecek" dedi. Kardeşi Canan Yücel de konuşmasında "O oyunu bozdu ve beni yalnız bırakarak gitti" derken, Şair Seza i Sarıoğlu "O sokak çocuğuydu, şiirlerin ve sokak çocuğudur sosyalizmin" diye konuştu. Sağıroğlu'nun şairin şiirlerinden birini de okuduğu törende İlhan Berk de konuşmasında Türk edebiyatının şiirde yeni yollar yaratan büyük bir şairini yitirdiğini söyledi. Şairin cenazesi törenden sonra Datça'ya götürüldü. Can Yücel, bugün kılınacak öğle namazının ardından vasiyeti uyarınca Datça'da Köy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


GMİS Genel Kurulu'nda cinayete öfke
Barış Erbektaş
Türk-İş Genel Sektreteri ve Genel Maden-İş İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizer'in öldürülmesi üzerine bir hafta ertelenen GMİS'in 6. Olağan Genel Kurulu dün kaldığı yerden devam etti. Genel kurul, GMİS Genel Merkezi Konferans Salonu'nda 308 delegenin katılımıyla toplandı. Genel kurulda Şemsi Denizer'in katledilmesine duyulan tepkiler dile getirildi.
Divan Başkanlığını yapan Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu kongrenin tekrar açılışında kısa bir konuşma yaptı.
Kumlu, Şemsi Denizer'i kararlılığı ile tanıdıklarını, büyük Zonguldak yürüyüşünde binlerce insanı kışın ortasında yollara dökmenin herkesin harcı olmadığını ve Denizer'in bıraktığı mücadele bayrağını yükselteceklerini kaydetti. Kumlu, sosyal güvenlik yasa tasarısı, tahkim ve özelleştirme gibi işçi menfaatine ters düşen uygulamalara karşı Denizer'in kararlılığını devam ettirmek zorunda olduklarını söyledi. Kumlu'nun oldukça duygulu konuşması işçiler tarafından ayakta alkışlandı ve "Denizer'ler ölmez, emekçiler bölünmez", "Canların seni seviyor" sloganlarıyla karşılandı.
Genel kurula Türk-İş Genel Mali Sekreteri Sabri Özdeş, Zonguldak Beledriye Başkanı İsmail Eşref de katıldı. Genel Kurul Salonu, Denizer'in büyük bir posteri ile "Seni yaşatacağız", "Denizer ölmez, emekçiler bölünmez", "Rantiyeye değil üretime kaynak", "Mezarda emekliliğe, uluslararası tahkime hayır" yazılı pankartlarla süslendi. Yönetim Kurulu'nun oturduğu masada Denizer'in fotoğrafı yer alırken, sandalyesi boş bırakıldı.
6-7-8 Ağustos tarihleri arasında yapılması planlanan, ancak Denizer'in 6 Ağustos gecesi öldürülmesi üzerine Divan tarafından 14-15 Ağustos tarihlerine ertelenen genel kurul çalışmaları gündemin 6'ıncı maddesinden başladı. Faaliyet ve Denetleme Kurulu raporları üzerinde tek bir konuşma dahi yapılmadan onaylandı. "Tüzük Tadili ve Genel Kurul Delege Seçim Yönetmeliğinin Görüşülmesi" başlıklı maddenin görüşülmesi bölümünde, sendika üyeliğinden çıkarılmaya ilişkin tüzük önerisi kabul edildi. Yönetim kuruluna taşınır ve taşınmaz malların alıp satma yetkisinin de verildiği genel kurulda, delege seçimi başvuru süresinin 5 günden 3 güne indirilmesine ilişkin bir önerge yoğun tartışmalar üzerine Yönetim Kurulu tarafından geri çekildi.
Bu arada, 1997 yılında yapılan Olağanüstü Kongre'de yönetimden düşürülen ve Denizer'in cinayetine ilişkin ismi sık sık geçen Erdoğan Demir'e yakınlığı ile bilinen ve yaklaşık 2 aydır sendika ve Denizer aleyhine propaganda yapan eski Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Ataman'ın 4 yıllık süre ile sendikadan atılmasına genel kurul delegeleri "evet" dedi. GMİS üyesi Kadir Saltık da kınama cezası aldı.
Genel kurulda para tartışıldı.
Bütçe görüşmelerinde üye aidatlarının gündeliğin beşte dördü yerine beşte beşi oranında artırılması yönündeki bir önerge tartışmalara neden oldu. Delegelerden Mustafa Çelik, aidatlar yeterli gelmiyorsa, tasarruf tedbirlerinin uygulanmasını istedi. Çelik, sendika yöneticilerinin risk tazminatının kaldırılması, sendikadaki araçların mesa i bitiminde kullanılmaması, cep telefonlarının sendikal işlerde kullanılması gibi önerilerde bulundu. Delegelerden Haşim Topal ise, eğer tasarruf tedbirleri uygulanacaksa, aidatların artırılmasından yana olduğunu, tasarrufa gidilmeyecekse aidatların artırılmasına "hayır" diyeceğini söyledi. Önerge oylamaya sunuldu ve kabul edildi. 'Hayır' diyen delegelerin sayısı 26'da kaldı.
Öte yandan amatör sendikacıların maaşının artırılması yönündeki iki farklı önerge de tartışmalara neden oldu. Bazı delegeler profesyonel sendikacıların çok yüksek maaş almalarını eleştirerek, amatör sendikacıların maaşlarının artırılmasını istedi. Ancak Genel Merkez'in aylık 100 milyon lira için verdiği önerge kabul edildi.
Bu sırada önergeler oylanırken Divan Başkanı Mustafa Kumlu'nun "herkesin evet" demesi yönündeki girişimleri yeni bir tartışmaya neden oldu. Bazı delegeler arka sıralardan bağırarak "Niye yönlendiriyorsunuz" dediler.
Arkasındakiler ortaya çıksın
Bu arada bir konuşma yapan Şemsi Denizer'in kardeşi Ramazan Sarıbaş, abisinin cinayetine ilişkin Emniyet ve Valiliğin açıklamalarına güvenmediğini, valinin kendilerini "Zonguldak'ta kargaşa yaratmayın" diya uyardığını, asıl kargaşa yaratanların belinde silahla gezenler olduğunu söyledi. Cinayetin arkasında kimler varsa ortaya çıkmasını isteyen Sarıbeş, adalet istediklerini, bu istemlerinden de valinin rahatsız olmaması gerektiğini ifade etti. Sarıbaş'ın bu konuşması sloganlarla karşılandı. Sarıbaş, herkesi cinayetle ilgili görülecek olan davaları izlemeye çağırdı ve bu işi yalnız bırakmayacaklarını ifade etti.
Seçimlerde tek liste
Konuşmaların ve görüşmelerin ardından yönetim organlarına aday olanlar adaylıklarını açıkladı. Genel Eğitim Sekreteri Çetin Altun, genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi. Genel Başkan Yardımcılıklarına Rahmi Yaman, Dursun Oğuz, Genel Mali Sekreterliğe İrfan Akyiğit, Genel Teşkilatlandırma Sekreterliği'ne Ramis Muslu, Genel Sekreterliğe de Mustafa Dağlıoğlu aday oldu. Şemsi Denizer'in kardeşi Karadon Şube Yöneticisi Ramazan Sarıbaş'ın yer almak istemesi bir süre tartışmalara neden oldu. GMİS Genel Merkez Yöneticileri tarafından ikna edilemeyen Ramazan Sarıbaş, Genel Eğitim Sekreterliği'ne aday oldu. Sarıbaş'ın aday olması üzerine Genel Merkez'in önerdiği Hasan Bora, adaylıktan çekildi. Sarıbaş'ın kongre öncesi ilk önce Genel Başkanlık, ardından Genel Sekreterlik ve sonunda da Genel Eğitim Sekreterliği konusunda ısrar ettiği ve bu konuda da yönetimle anlaşamadığı öğrenildi.
Şair Can Yücel, son yolculuğuna kendi sesinden şiirleri, dostlarının alkışları, karanfiller ve çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlandı. 73 yaşında yakalandığı bademcik kanseri sonucu vefat eden Yücel için, tedavi gördüğü Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tören düzenlendi. Hastane bahçesinde gerçekleştirilen törene Yücel'in dostları, okurları ve sevdikleri, erken saatlerden itibaren, karanfiller ve günebakan çiçekleriyle geldiler.
Yücel'in ''Başka türlü bir şey benim istediğim'' dizelerinin yer aldığı fotoğraf ve diğer bazı şiirleri, hastane bahçesinin duvarlarını süslerken, çok sayıda çiçek ve çelenk tören alanını adeta çiçek bahçesine dönüştürdü. Can Yücel'in cenazesi saat 09.30 sıralarında kalabalığın alkışları arasında karanfil ve günebakan çiçekleriyle hazırlanan bölüme konuldu.
Yazar Adalet Ağaoğlu, burada yaptığı konuşmada, Can Yücel ile bir masada uzun boylu sohbet etmiş olmamasına rağmen onu çok iyi tanıdığını, Yücel'in bugün de her kesimden insanı içten ve candan bir araya getirmeyi başardığını söyledi. İki kitap yazdı
Yücel'in oğlu Yeni Hasan Yücel de, babasının 13 ay süren kanserle kapışmasında büyük özveriyle hizmet sunan tüm hastane çalışanlarına teşekkür etti. Can Yücel'in 13 aylık tedavi sürecinde iki kitap dolusu şiir ürettiğini bildiren Yeni Hasan Yücel, bunların kendilerine ait olmadığını, gelecek kuşakların olduğunu açıkladı.
Can Yücel'in kızı Güzel Yücel de babasının son günlerinde "Ölmek zor gelmiyor. Ölümü beklemek zor'' sözlerine atıfta bulunarak, "Can Yücel, şiirde yaşamayı seçti. O, acılar çekerken de yaşamın ta içindeydi. Her zaman kansere direndi. O yaşamayı seçti'' dedi. ÖDP İzmir İl Başkanı Haluk Tekeli de, şairin Deniz Gezmiş için yazdığı ''More Nostrum'' adlı şiirini okudu.
Günebakan çiçekleriyle...
Can Yücel'in cenazesi yaklaşık 1,5 saat boyunca hastane bahçesinde bekletildi. Bu süre boyunca Yücel'in kendi sesinden şiirleri sunuldu. Bahçede açılan köşede anı defteri önünde okurları uzun kuyruklar oluşturdu. Can Yücel'in naaşı kalabalığın omuzları üzerinde alkışlar, karanfiller ve günebakan çiçekleriyle hastane bahçesinden çıkarılarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi ulaşım şirketi İzelman'a ait bir araca konuldu.
Can Yücel, İzmir'den ayrılırken, geride sevenlerinin alkışları, gözyaşları kadar yüzlerindeki buruk tebessümle Bodrum'a uğurlandı. Törene, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina, DİSK Bölge Temsilcisi Musa Çam'ın yanı sıra, sanatçılar, tiyatrocular, şairler ve kalabalık bir öğrenci topluluğu katıldı. Şairin kızları Güzel ve Su Yücel, tören boyunca gözyaşlarını tutamadılar. Eşi Güler Yücel, tabutun başından ayrılmazken, oğlu Yeni Hasan Yücel ise kız kardeşlerini teselli etti.
Bugün toprağa verilecek
Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi'nde tekrar tören yapıldı. Törene aralarında ÖDP Genel Başkanı Uras, İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, Bodrum Belediye Başkanı Emin Anter, Gencay Gürsoy, Şair Seza i Sarıoğlu, ilhan Berk, şairin ikiz kardeşi Canan Yücel, eşi Güler ve kızı Güzel ile oğlu Hasan Yücel'de katıldı. Yaklaşık 600 kişinin katıldığı törende konuşan Ufuk Uras, Yücel'in akıl ve yüreğe ihanet edenleri hiç sevmediğini belirterek, "Türkiye'ye ihanet edenleri de hiçbir zaman sevmeyecek" dedi. Kardeşi Canan Yücel de konuşmasında "O oyunu bozdu ve beni yalnız bırakarak gitti" derken, Şair Seza i Sarıoğlu "O sokak çocuğuydu, şiirlerin ve sokak çocuğudur sosyalizmin" diye konuştu. Sağıroğlu'nun şairin şiirlerinden birini de okuduğu törende İlhan Berk de konuşmasında Türk edebiyatının şiirde yeni yollar yaratan büyük bir şairini yitirdiğini söyledi. Şairin cenazesi törenden sonra Datça'ya götürüldü. Can Yücel, bugün kılınacak öğle namazının ardından vasiyeti uyarınca Datça'da Köy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. src=/resim/b1.gif width=5>



GMİS Genel Kurulu'nda cinayete öfke
Barış Erbektaş
Türk-İş Genel Sektreteri ve Genel Maden-İş İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Şemsi Denizer'in öldürülmesi üzerine bir hafta ertelenen GMİS'in 6. Olağan Genel Kurulu dün kaldığı yerden devam etti. Genel kurul, GMİS Genel Merkezi Konferans Salonu'nda 308 delegenin katılımıyla toplandı. Genel kurulda Şemsi Denizer'in katledilmesine duyulan tepkiler dile getirildi.
Divan Başkanlığını yapan Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu kongrenin tekrar açılışında kısa bir konuşma yaptı.
Kumlu, Şemsi Denizer'i kararlılığı ile tanıdıklarını, büyük Zonguldak yürüyüşünde binlerce insanı kışın ortasında yollara dökmenin herkesin harcı olmadığını ve Denizer'in bıraktığı mücadele bayrağını yükselteceklerini kaydetti. Kumlu, sosyal güvenlik yasa tasarısı, tahkim ve özelleştirme gibi işçi menfaatine ters düşen uygulamalara karşı Denizer'in kararlılığını devam ettirmek zorunda olduklarını söyledi. Kumlu'nun oldukça duygulu konuşması işçiler tarafından ayakta alkışlandı ve "Denizer'ler ölmez, emekçiler bölünmez", "Canların seni seviyor" sloganlarıyla karşılandı.
Genel kurula Türk-İş Genel Mali Sekreteri Sabri Özdeş, Zonguldak Beledriye Başkanı İsmail Eşref de katıldı. Genel Kurul Salonu, Denizer'in büyük bir posteri ile "Seni yaşatacağız", "Denizer ölmez, emekçiler bölünmez", "Rantiyeye değil üretime kaynak", "Mezarda emekliliğe, uluslararası tahkime hayır" yazılı pankartlarla süslendi. Yönetim Kurulu'nun oturduğu masada Denizer'in fotoğrafı yer alırken, sandalyesi boş bırakıldı.
6-7-8 Ağustos tarihleri arasında yapılması planlanan, ancak Denizer'in 6 Ağustos gecesi öldürülmesi üzerine Divan tarafından 14-15 Ağustos tarihlerine ertelenen genel kurul çalışmaları gündemin 6'ıncı maddesinden başladı. Faaliyet ve Denetleme Kurulu raporları üzerinde tek bir konuşma dahi yapılmadan onaylandı. "Tüzük Tadili ve Genel Kurul Delege Seçim Yönetmeliğinin Görüşülmesi" başlıklı maddenin görüşülmesi bölümünde, sendika üyeliğinden çıkarılmaya ilişkin tüzük önerisi kabul edildi. Yönetim kuruluna taşınır ve taşınmaz malların alıp satma yetkisinin de verildiği genel kurulda, delege seçimi başvuru süresinin 5 günden 3 güne indirilmesine ilişkin bir önerge yoğun tartışmalar üzerine Yönetim Kurulu tarafından geri çekildi.
Bu arada, 1997 yılında yapılan Olağanüstü Kongre'de yönetimden düşürülen ve Denizer'in cinayetine ilişkin ismi sık sık geçen Erdoğan Demir'e yakınlığı ile bilinen ve yaklaşık 2 aydır sendika ve Denizer aleyhine propaganda yapan eski Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Ataman'ın 4 yıllık süre ile sendikadan atılmasına genel kurul delegeleri "evet" dedi. GMİS üyesi Kadir Saltık da kınama cezası aldı.
Genel kurulda para tartışıldı.
Bütçe görüşmelerinde üye aidatlarının gündeliğin beşte dördü yerine beşte beşi oranında artırılması yönündeki bir önerge tartışmalara neden oldu. Delegelerden Mustafa Çelik, aidatlar yeterli gelmiyorsa, tasarruf tedbirlerinin uygulanmasını istedi. Çelik, sendika yöneticilerinin risk tazminatının kaldırılması, sendikadaki araçların mesa i bitiminde kullanılmaması, cep telefonlarının sendikal işlerde kullanılması gibi önerilerde bulundu. Delegelerden Haşim Topal ise, eğer tasarruf tedbirleri uygulanacaksa, aidatların artırılmasından yana olduğunu, tasarrufa gidilmeyecekse aidatların artırılmasına "hayır" diyeceğini söyledi. Önerge oylamaya sunuldu ve kabul edildi. 'Hayır' diyen delegelerin sayısı 26'da kaldı.
Öte yandan amatör sendikacıların maaşının artırılması yönündeki iki farklı önerge de tartışmalara neden oldu. Bazı delegeler profesyonel sendikacıların çok yüksek maaş almalarını eleştirerek, amatör sendikacıların maaşlarının artırılmasını istedi. Ancak Genel Merkez'in aylık 100 milyon lira için verdiği önerge kabul edildi.
Bu sırada önergeler oylanırken Divan Başkanı Mustafa Kumlu'nun "herkesin evet" demesi yönündeki girişimleri yeni bir tartışmaya neden oldu. Bazı delegeler arka sıralardan bağırarak "Niye yönlendiriyorsunuz" dediler.
Arkasındakiler ortaya çıksın
Bu arada bir konuşma yapan Şemsi Denizer'in kardeşi Ramazan Sarıbaş, abisinin cinayetine ilişkin Emniyet ve Valiliğin açıklamalarına güvenmediğini, valinin kendilerini "Zonguldak'ta kargaşa yaratmayın" diya uyardığını, asıl kargaşa yaratanların belinde silahla gezenler olduğunu söyledi. Cinayetin arkasında kimler varsa ortaya çıkmasını isteyen Sarıbeş, adalet istediklerini, bu istemlerinden de valinin rahatsız olmaması gerektiğini ifade etti. Sarıbaş'ın bu konuşması sloganlarla karşılandı. Sarıbaş, herkesi cinayetle ilgili görülecek olan davaları izlemeye çağırdı ve bu işi yalnız bırakmayacaklarını ifade etti.
Seçimlerde tek liste
Konuşmaların ve görüşmelerin ardından yönetim organlarına aday olanlar adaylıklarını açıkladı. Genel Eğitim Sekreteri Çetin Altun, genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi. Genel Başkan Yardımcılıklarına Rahmi Yaman, Dursun Oğuz, Genel Mali Sekreterliğe İrfan Akyiğit, Genel Teşkilatlandırma Sekreterliği'ne Ramis Muslu, Genel Sekreterliğe de Mustafa Dağlıoğlu aday oldu. Şemsi Denizer'in kardeşi Karadon Şube Yöneticisi Ramazan Sarıbaş'ın yer almak istemesi bir süre tartışmalara neden oldu. GMİS Genel Merkez Yöneticileri tarafından ikna edilemeyen Ramazan Sarıbaş, Genel Eğitim Sekreterliği'ne aday oldu. Sarıbaş'ın aday olması üzerine Genel Merkez'in önerdiği Hasan Bora, adaylıktan çekildi. Sarıbaş'ın kongre öncesi ilk önce Genel Başkanlık, ardından Genel Sekreterlik ve sonunda da Genel Eğitim Sekreterliği konusunda ısrar ettiği ve bu konuda da yönetimle anlaşamadığı öğrenildi.
Evrensel'i Takip Et