Suudiler Yemen’de yalnızlaşıyor

Ali KARATAŞ / Yusuf ERTAŞ

Geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri Pakistan Parlamentosunun Suudi Arabistan’ın Yemen savaşında tarafsızlığını ilan etmesi oldu. Pakistan, Suudi Arabistan savaşından resmen çekildiğini ve tarafsız olduğunu duyurdu. Beklenmedik bu karar Suudi Arabistan yönetiminde şaşkınlığa yol açtı. Abdulbari Atvan Pakistan’ın “tarafsızlık” kararının Türkiye ve Mısır gibi ülkeleri de bu yönde karar almaları konusunda cesaretlendirebileceğini yazdı.

Nitekim hafta sonu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan Devlet Başbakanı Navaz Şerif ile yaptığı telefon görüşmesinde, Yemen’deki kötüleşen durumun barışçıl yollardan çözülebilmesi için çabaları yoğunlaştırmaya karar verdikleri belirtildi. Yine Atvan, Hava operasyonlarına katılmasına rağmen Mısır’ın da olası bir kara harekâtı konusundaki tutumunun halen belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti.

PAKİSTAN OYLAMASI

Gulf News, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Dr. Enver Muhammed Gargaş’ın, “Yemen çatışmasında tarafsızlık” olarak belirlenen ve “Suudi Arabistan’ın gerçek destekçisi” yönlü ifadesini içeren Pakistan Parlamentosu Kararının “çelişkili” olduğunu ve İslamabad’dan böylesi bir kararın beklenmediğini söylediğini aktardı. Gazete, Pakistan’ın kararının İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in Yemen konusunu görüşmek üzere İslamabad’a yaptığı ziyaretten bir gün sonra geldiğine dikkat çekti.

SAHADAKİ GÜÇ DENGELERİ DEĞİŞİYOR

Lübnan’dan yayın yapan Al-bina gazetesi, “Hava bombardımanının iflası ve Türkiye ile Pakistan’ın savaş tarafından uzlaşı tarafına geçmesi” başlıklı haberinde Suudi Arabistan’ın Yemen’e yönelik saldırıları devam ederken sahadaki güç dengelerini değiştirmesi bakımından aksi bir durum olduğuna dikkat çekti. Gazete, “Husiler, saldırıların başlamasından bu yana daha çok ilerledi. Şu ana kadar girdikleri hiçbir bölgede ele aldıkları kontrolü kaybetmediler. Bunların arasında Aden ve Bab El Mendeb de var” diye yazdı.

TÜRKİYE HER DÜĞÜNDE OYNAMAK İSTİYOR

Al Kuds Al Arabi, Türkiye ile İran arasında birçok konuda ihtilaf olmasına rağmen iki ülke arasında birçok alanda ortak çıkarlar söz konusu olduğuna dikkat çekti. Gazete bu ortak çıkarların, iki ülke arasındaki büyük ticaret hacmi,  bölgede bir Kürt Devleti kurulması konusunda her iki ülkenin aynı bakış açısına sahip olması, Türkiye’nin, İran’ın koruması altındaki Irak’a gıda malzemesi satan birinci ülke konumunda olması olarak sıraladı.

Al Kuds Al Arabi, Bütün bunlara rağmen Türkiye’nin Suudi Arabistan ile olan ilişkilerinden de vazgeçmediğine dikkat çekerek, “Türkiye bölgedeki her düğünde oynamak istiyor ve kendini Ortadoğu’da tekrar kanıtlamaya çalışıyor” yorumunu yaptı. 

PAKİSTAN “TARAFSIZLIK” KARARI İLE SUUD’U ŞOK ETTİ

Abdulbari ATVAN
Raialyoum

PAKİSTAN Parlamentosu’nun Yemen’deki savaşta “tarafsız kalınması” yönünde aldığı karar Suudi Arabistan için adeta bir şok niteliğinde.  Pakistan Meclisinin bu kararı almasında, ülkenin mezhepsel çeşitliliği de etkili oldu. Pakistan’da toplumun yüzde 20’si Şii mezhebine bağlı.
Pakistan’ın “tarafsızlık” kararı Türkiye ve Mısır gibi ülkeleri de bu yönde karar almaları konusunda cesaretlendirebilir.  Bu konuyla ilgili dikkat çekici nokta; Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan, Tahran ziyareti boyunca, Yemen konusuna değinmekten genelde uzak durdu ve çoğunlukla iki ülke arasındaki ticari ilişkilerden bahsetti. Mısır’ın da olası bir kara harekâtı konusundaki tutumu halen belirsizliğini koruyor.
Mısır’ın bu tutumunun arkasında ne olduğuna ilişkin çeşitli görüşler var. Bunun yanı sıra geçtiğimiz günlerde Mısır savaş uçaklarının Karalılık Fırtınası operasyonunda direkt görev aldığı ve Husi mevzilerini bombaladığı açıklandı. Ancak Suudi Arabistan’ın şu an için ihtiyacı olduğu şey savaş uçağı değil. Çünkü Suudi Hava Kuvvetleri çok büyük ve gelişmiş teknolojiyle donatılmış durumda. Suudi Arabistan’ın ihtiyaç duyduğu şey, kara operasyonu için asker ve İran’ın bölgede bulunan savaş gemilerine karşı koyabilecek savaş gemileridir.
Kararlılık Fırtınası’nın her geçen günü kararsızlıkla geçiyor ve bu durum Yemen’deki durumu daha da kötüye götürüyor. Sadece Yemen’de de değil, bütün bölgede daha fazla kanın akmasına, Arap ümmetinin gücünün daha fazla kırılmasına neden oluyor.

HAVA BOMBARDIMANININ İFLASI VE TÜRKİYE İLE PAKİSTAN’IN UZLAŞMASI

Al-binaa.com

SUUDİ Arabistan’ın Yemen’e yönelik saldırıları devam ederken sahadaki güç dengelerini değiştirmesi bakımından aksi bir durum var. Husi devrimciler, saldırıların başlamasından bu yana daha çok ilerledi. Şu ana kadar girdikleri hiçbir bölgede ele aldıkları kontrolü kaybetmediler. Bunların arasında Aden ve Bab El Mendeb de var.  Hava operasyonları sadece daha fazla insanın ölmesine neden oluyor ki artık rakamlar binlerle ifade ediliyor. Bunların arasında da en az iki yüz çocuğun olduğu da belirtiliyor.
Operasyon iflas ederken siyasi arenada da değişiklikler var. Al Bina’ya bilgi veren İranlı kaynaklar,  Türkiye ve Pakistan’ın İran’ın çabalarına önem verdiklerini ve krizin siyasi yollardan çözülmesi için beraber çalışmaya hazır olduklarını direkt İran Dışişleri Bakanlığı’na bildirdiklerini söyledi.  Kaynaklar, Türkiye ve Pakistan’ın tutum değişikliğinin, daha önce İran’ın ‘’bu operasyonla bir yere varılamayacağı’’ yönündeki sözlerine Suudi Arabistan’ın dostlarının da inanmaya başladığına yönelik bir işaret olarak değerlendiriyor.

TÜRK DANSI… TÜRKİYE ARABİSTAN’IN YANINDA DURMASINA RAĞMEN İRAN’LA İLİŞKİLER ÖNEMLİ

Al Kuds Al Arabi  

İRAN ve Türkiye arasında birçok konuda ihtilaf var. Örneğin geçtiğimiz günlerde Erdoğan,  İran’ın bölgede hâkimiyet kurmayı hedeflediğini ve bunun engellenmesi gerektiğini söylemişti.  Bunun yanı sıra Türkiye Husiler’e karşı operasyonda Suud’un yanında durdu. Aynı zamanda İran’a karşı kurulmak istenen Sünni blokta da Arabistan ve Türkiye müttefik konumunda.
Ancak ihtilafların yanı sıra İran ve Türkiye arasında birçok alanda ortak çıkarlar söz konusu. Bunlardan ilki iki ülke arasındaki büyük ticaret hacmi. Bunun yanı sıra bölgede bir Kürt Devleti kurulması konusunda her iki ülke de aynı bakış açısına sahip.  Diğer taraftan, Türkiye, İran’ın koruması altındaki Irak’a gıda malzemesi satan birinci ülke konumunda.  Yani İran’la olan ticari ve siyasi ilişkiler Türkiye için özel bir konumda.  Türkiye diğer taraftan Suudi Arabistan ile olan ilişkilerinden de vazgeçemiyor. Türkiye bölgedeki her düğünde oynamak istiyor ve kendini Ortadoğu’da tekrar kanıtlamaya çalışıyor.

SUUDİ VELİAHT VEKİLİ ERDOĞAN’A İRAN ZİYARETİNDEN ÖNCE HANGİ MESAJLARI GETİRDİ?

Raialyoum

Erdoğan’ın İran ziyareti, bölgede birçok önemli gelişmenin yaşandığı bir ana denk geldi. Bu gelişmelerden birincisi, bölgede Türkiye, Katar ve Arabistan ittifakıyla İran’ın yayılmacılığını önlemek için bir ‘’Sünni blok’’ kurulmasıyla ilgili ihtimaller artıyor.
İkincisi, bu ziyaret İran ve 5+1 ülkeleri arasında İran’ın nükleer programı konusunda uzlaşı sağlanmasının ardından geldi. Üçüncü önemli gelişme ise, bölgede ABD ve İran arasında Suriye ve Irak gibi sıcak dosyalarda askeri yardımlaşma revaçta.
Erdoğan’ın İran ziyaretinden hemen önce ise Mısır Veliaht Vekili ve içişleri bakanı Muhammed Bin Naif Ankara’ya geldi. Suudi Prens Bin Naif, Erdoğan’a İran ziyaretinden önce çantasında hangi çekici tekliflerle geldiğini tam bilmiyoruz ancak şunu çok iyi biliyoruz ki, Suudi Arabistan Yemen’de ciddi bir savaş veriyor ve sadece hava operasyonuyla kesin bir sonuç alamayacak. Suudi Arabistan İran’a karşı verilen savaşta Türkiye’nin de koalisyonda olmasını istiyor. Dolayısıyla, Suudi Prensi Erdoğan’ı koalisyona çekebilmek için büyük maddi tekliflerle geldi.  Bunun yanı sıra prensin çantasında İran’a iletilmek üzere bir dizi öneriler de vardı ki bu öneriler Yemen krizinin siyasi yollardan çözülmesine katkıda bulunabilir.

SURİYE 'EVCİL MUHALEFETİNİN' MOSKOVA TRAJEDİSİ

Al Kuds/Başyazı

SURİYE muhalefetinin bir kısmı birçok ikilemler ve ondan beklentilerin arasında Rus şemsiyesinin altında rejimle toplanıyor. Bu muhalefet gerek siyasi ağırlığı gerekse inandırıcılığı ve Suriye’de gerçekleşen olaylar üzerindeki etkisiz olması nedeniyle zayıf. Toplantıda katılımcıların “kimin isteği ile temsilci oldukları” ve kudretleri de sorgulandı.
Dengesizlik bu buluşmaların tek bir noktaya doğru evirilmesine yol açtı; muhalefet tarafından itiraz ve talepler gelmektedir. Buna karşılık rejim tarafından bunlar alay ve kibir ile karşılandı.
Moskova görüşmelerine katılanlar, Kürt bir işadamı olan Kadri Cemil’in (bir önceki hükümette ekonomiden sorumlu bakan olarak görev almıştı) liderlik ettiği Suriye Ulusal Değişim Cephesi gibi Suriye’nin “evcil muhalefetini” temsil etmektedir. Ki bu kişinin Suriye rejimine mi, Moskova’ya mı daha yakın olduğunu bilmek mümkün değildir.
Muhalefet heyetinin üyelerinden biri, “bu buluşmalardan bir çözüm çıkmayacak. Bir veya iki konuda anlaşmanın zemini yok niçin toplanıyoruz” dedi.

COĞRAFYADAN KISA KISA

MISIR: SİNA’DAKİ TERÖR EYLEMLERİNDE
ESKİ SUBAYLARIN TEHLİKELİ ROLÜ
Reuters Haber Ajansı, Mısır ordusunda görev yapmış bazı subayların Sina yarımadasındaki isyan dalgasına katılmasının, Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasından sonra artan ve yüzlerce kişinin öldüğü terör olaylarını daha da tehlikeli hale getirdiğini yazdı. Ajans, Uzmanların, bu subayların, radikal örgütlerin içinde eğitim, stratejik yönlendirme ve intihar eylemlerinin uygulanması konularında destek verdiğini ifade ettiklerini aktardı.

İSRAİL HAPİSHANELERİNDE
200 FİLİSTİNLİ ÇOCUK VAR
Filistinli Esirler Kulübü, İsrail hapishanelerinde yaklaşık 200 Filistinli çocuğun mahkûm olarak tutulduğunu açıkladı.  Arabi-press’te çıkan habere göre, Mahkûm çocukları İsrail’in üç büyük hapishanesinde tutuluyor.

HAVA SALDIRILARINDA
500’DEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜ
Raialyoum, Suudi Arabistan Kararlılık Fırtınası operasyonunun başlamasından bu yana, Yemen-Arabistan sınırında 500’den fazla Yemenlinin yanı sıra 6 Arabistanlının hayatını kaybettiğini aktardı.