Herkesin inanmak istediği yalan: C. Ronaldo ve Filistin

Çağımızda futbol dünyasının en büyük yalanlarından biri Cristiano Ronaldo’nun Filistin destekçisi olması. Ronaldo’nun 2019’da altın ayakkabı ödülünü satıp 1.5 milyon avroyu Filistin’e bağışladığı da “Filistinlerin yanındayız” dövizi taşıdığı da “siyonist” İsrail milli takımı kaptanına formasını vermeyi reddettiği de yalan. Aslında 2023 dünyası internetinde hayatta kalmanıza yetecek kadar okuryazarlığa ve teyit refleksine sahipseniz bu iddiaların yalan olduğunu öğrenmeniz çok kolay. Her şeyden önce zaten tüm bunları dosya halinde incelemiş uluslararası medya organları, teyit kuruluşları var. İngilizce bilmemek de bir bahane değil çünkü Türkiye’de de teyit.org bu hizmeti yerine getirdi.

Gelin görün ki 10 yaşındaki çocuğun yalan olduğunu 5 dakikada kanıtlayabileceği bu hayali imaj üzerinden haberler yapılıyor, tespitlerde bulunuluyor, koca koca devlet başkanları komplo teorileri üretiyor. Üstelik bu devlet başkanlarından biri “Dezenformasyonla mücadele ettiğini” iddia ederek eşi benzeri görülmemiş bir sansür yasası bile çıkarıyor. Elbette Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsediyoruz. Aralık sonunda Erzurum’da yaptığı konuşmada “Ronaldo’yu harcadılar. Maalesef ona siyasi yaptırım uyguladılar. Filistin davasına sahip çıkan bir isimdir Ronaldo” diyen Erdoğan, futbol dünyasının en meşhur yalanının biraz daha yayılmasına yardımcı oldu. TRT’sinden Yeni Şafak’ına uyduruk gazetecilik yaptığına şahit olduğumuz ne kadar mecra varsa bugüne kadar Filistin için ağzını dahi açmayan Ronaldo’yu “dava neferi” olarak gösteren yalanları yeniden üretti.^* (Hoop uyuma İletişim Başkanı, dezenforme ediliyoruz… Bize inanmıyorsanız Al Jazeera okuyun bari, onlar bile konuya dair yaptıkları haberde buna dikkat çekti.)

The Guardian’da Barney Ronay, Ronaldo’nun Al Nassr transferini “Futbolun gerçeklikten kopuşunun yeni bir aşaması” olarak tanımlamıştı. Bu milyarderlere özgü yalan dünya, sporcuların para için baskıcı kapitalist rejimlerin kuklalarına dönüşmelerini de kapsıyor. Ronaldo’nun biricik rakibi PSG Oyuncusu Messi’nin aynı zamanda “Suudi Arabistan’ın turizm elçisi” olması tesadüf değil.

Tamamen para, güç, kazanma odaklı kariyerlerden birini inşa edip paralel evrende hiç yapmadığınız şeyler üzerinden “toplumsal haklar savaşçısı” ilan edilmeniz herhalde bu çağın bir cilvesi. Birileri sizi “Politik görüşleri yüzünden gadre uğrayan kahraman” zannederken bu taraklarda hiçbir bezi olmayan siz, paranın izinde gitmeye devam ediyor, senede 200 milyon avro karşılığında Suudi Arabistan’ın PR ekibine katılıyorsunuz. Kusursuz zamanlamalı bir gerçeğin farkına varma çağrısı ama müritlik müessesesi ve “post-truth” geleneği buna dahi engel.

Tabii bu yalanın neden bu kadar çok alıcısı olduğu da çözümlenmeli. Çağımızın “kahramanları” çoğu zaman bu payeyi hiçbir gerçek bedel ödemeden kazanıyor. Ne de olsa “tüketildiğin kadar kahraman”sın, nasıl tüketildiğin o kadar da önemli değil. Ama bir noktada bu irrasyonel “hayranlığı” sağlam temeller üzerine oturtma ihtiyacı da hasıl oluyor. Müritlerin şeyhi uçurma projesi bu noktada devreye giriyor. Bir bakmışız Ronaldo antiemperyalist, Messi devrimci, tuttuğumuz takım zaten her türlü erdemin başkenti… Eh peki, daha rahat uyumamızı sağlayacaksa bu pembe yalanlarla yaşayalım ama Ronaldo-Filistin örneğindeki gibi yalan artık başka amaçların aracı olarak devlet başkanlarının dahi diline düşmüşse orada dur demeyi bilmek lazım.

* Ronaldo’nun Filistin’e dair bir meseleyle tek yan yana gelişi, Real Madrid PR ekibinin mahareti. Temmuz 2015’te işgal altındaki Batı Şeria’nın Duma köyünde Filistinli bir aileye düzenlenen saldırıdan sağ kurtulan 5 yaşındaki Ahmed Davabşa, Real Madrid formasıyla dikkatleri çekmişti. 2016’da Ahmed Davabşa Madrid’e davet edildi, stadı gezdi ve oyuncularla tanıştı. Filistin Futbol Federasyonu Başkanı Cibril Racub kulübe teşekkür etti. Olayın hiçbir politik içeriği yoktu nitekim aynı yıl Ronaldo, İsrail’de HOT TV Network’ün reklamlarında oynadı.