29 Mayıs 2025 00:05

Madencilerin takımının ‘zengin’ tarihi

“Burada, Moskova’da dahi, yer altındaki tüm madenciler futbol sahasını görebilir. Madende harika bir telefon hattımız var. Tüm işçiler, mühendisler, hatta madenin müdürleri, Shakhtar (Donetsk) maçı sırasında yerin altından gelen cızırtılı seslere alışıklar, hepsi aynı soruyu sorar: Maç nasıl gidiyor?​”

1930’larda Donbas’ta çalıştığı kömür madeninde 6 saatten kısa sürede 102 ton kömür çıkardığı ve ortalama kotayı tonlarca aştığı iddia edilen Aleksey Stahanov, SSCB’de ’30’ların ikinci yarısına damga vuracak bir kampanyanın “yıldızı” olmuştu. Onun adıyla anılan resmi kampanya, Stahanovculuk, başta sanayi olmak üzere tüm sektörlerde işçilere “sınır tanımamaları” çağrısı yapıyor; sosyalizmin rehberliğinde verimli planlama ve motivasyonla kapitalist sanayiden devralınan “insani sınırların”, “kotaların” değişeceğini savunuyordu. Elbette kotalarını aşmaları için işçilere maddi-manevi teşvikler de vadediliyordu. Stahanovculuğun zamanlaması ile SSCB’de spor anlayışının “rekabetçiliğe” doğru evrilmesi, tüm sporculara “Dünya rekorlarını kırma” görevinin verilmesi büyük ihtimalle tesadüf değildi. Parti, 1935’i SSCB’de “rekorlar yılı” ilan ederken tüm sporculara Stahanovculuğu aşıladığını da ilan ediyordu.

SSCB’de sporun rekabetçiliğe evrildiği, kitle sporlarının önem kazandığı bu dönem futbol liginin kuruluşunu da beraberinde getirdi. Futbol açık ara ülkenin en popüler sporuydu ve özellikle büyük kentlerin stadyumları maç günleri dolup taşıyordu. Hâl böyle olunca 1936’da Sovetskaya Top-Liga, halkın gündemine girerken birçok bölgede yeni kulüpler de kuruldu. Aleksey Stahanov efsanesinin doğduğu Donbas bölgesinde kurulan takımın adı Stakhanovets’ti. Stakhanovets 1946’da, 2. Dünya Savaşı sonrası şaft madencilerine verilen isim olan “Shakhtar”la değiştirildi. Bu değişiklik de nedensiz değildi elbette. Stahanovculuğun toplum için anlamı azalırken, kulüp daha geniş bir madenci topluluğuyla özdeşleşeceği bir ismi benimsiyordu.

Futbol, SSCB genelinde halkın favorisiydi ama Donbas’ta ve daha sonra çok da başarılı bir kulüp olmasa da ülke genelindeki kömür madencilerine hitap eden Shakhtar taraftarlarınca bir başka sevildi. Shakhtar önce Ukrayna’da, sonra Moskova hegemonyasını da aşarak tüm SSCB’de bürokrasinin bir numaralı kulübü haline gelen Dinamo Kiev’in imkanlarını hayal dahi edemezdi, dolayısıyla şampiyonluğa da ulaşamadı ama bu onların en ateşli, sadık ancak aynı zamanda bilgili ve centilmen taraftar kitlesine sahip olmasını engelleyemedi. Yazının başında paylaştığımız, Robert Edelman’ın 1958 tarihli bir Sovetskii Sport nüshasından yaptığı alıntıdan da anlaşılacağı üzere bu “tutkulu taraftar” payesi tartışmasız şekilde Donbas’ın madencilerine bırakılmıştı.

SSCB’nin sonu yaklaşırken 1991 baharında bu tutku ters tepti. Donetsk’te madencilerin grevde olduğu bir süreçte, lider CSKA Moskova lig ikincisi Shakhtar’a konuk oldu. Greve ve ülke çapındaki siyasi karışıklığa rağmen 30 bin kişinin doldurduğu stadyumda hakemin son dakikada CSKA’ya tartışmalı bir penaltı çalması sonrası yüzlerce taraftar sahaya girdi ve polisle çatıştı. Çoğu aynı zamanda grevci olan taraftarların öfkesi hem sportif hem ekonomik hem politikti. Madende haklarını gasbedenler şimdi de ordunun takımı marifetiyle futbol sahasında haklarını yiyordu!

SSCB çatırdıyordu ama yerine gelen devletlerin de halka pek bir şey vadettiği söylenemezdi. Donbas, ’80’lerden itibaren ortaya çıkmaya başlayan yerel zenginlere, mafyalara alışıktı. Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan etmesi sonrası Shakhtar Donetsk’in kontrolü Tatar kökenli Mafya Lideri (ve Oligark) Akhat Bragin’e geçti. Ancak Braghin 1995’te stat girişinde uğradığı bombalı saldırıyla öldü ve yerine “şans eseri” o gün yanında olmayan sağ kolu Rinat Akhmetov geçti. Akhmetov kısa sürede Ukrayna’nın en zengin insanı haline gelirken, bir yandan da Roman Abramoviç’ten de önce kendi “Sporla aklanma” projesine imza atarak Shakhtar Donetsk’e müthiş paralar bağladı. Shakhtar bu sayede Ukrayna’daki Dinamo Kiev hakimiyetine son verdi ve 2001’den günümüze 15 lig şampiyonluğu ve 2009’da UEFA Kupası’nı kazandı.

Rusya savaşı elbette bölgedeki tüm dengeleri değiştirdi ve futbolu da anlamsızlaştırdı. Bu şartlardan Shakhtar’ın durumu da kötü etkilendi ama işler normale döndüğünde Ukrayna futbolunun en büyüğü olarak yoluna devam etmesi hâlâ muhtemel. Arda Turan da herhalde bu ihtimale güvenerek Avrupa’nın şu anda futbolla iştigal etmesi en zor coğrafyasına gitmeyi kabul etti. Shakhtar, yeni hocasını “efsanevi bir isim” ve “yeni hedefler” vurgusuyla duyururken Turan da kulübün “zengin tarihine” vurgu yaptı. Burada onun vurgusu muhtemelen 21. yüzyıl Shakhtar’ınaydı, bir başka deyişle mafyanın ve oligarkların Shakhtar’ına ama kulübün esas tarihi, mirası -şampiyonluk görmemiş olsa da- çok daha zengin.

ABONE OL

Mithat Fabian Sözmen

Madencilerin takımının ‘zengin’ tarihi
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et