28 Temmuz 2022 04:09

Ekonomik sefalet

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut koşullar, daha önce yaşananlardan farklı olarak, büyük bir ekonomik ve toplumsal bunalıma doğru ilerlediğimizi gösteriyor. Milyonlarca emekçi sürekli artan hayat pahalılığı karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda. Aylardır ülke gündeminin ilk sırasında ekonomik sorunlar olmasına rağmen, giderek artan açlık ve yoksulluk tehdidini önlemek için hükümet tarafından ısrarla hiçbir somut adım atılmaması dikkat çekici.

Emekçiler her sofraya oturduklarında ay sonunu nasıl getireceklerinin hesabını yapıyorlar. Yıllardır birbirini izleyen ekonomik krizler ile mücadele etmek zorunda bırakılan, neredeyse krizle iç içe yaşamak zorunda kalan milyonlar, her ay mucizeler yaratarak yaşam mücadelesi veriyorlar.

Ücretli emekçiler düşük ücret ve işsizlik baskısıyla karşı karşıya. Yıl ortasında zam yapılan ve 5 bin 500 liraya çıkarılan asgari ücret açlık sınırının altında ve neredeyse ortalama ücret haline geldi. Milyonlarca emekçinin ücret/maaş gelirleri gerçek enflasyonun yarısı kadar artmadı. Bütün bu gelişmeler emekçi ailelerinin içine itildikleri ekonomik sefaleti arttırıyor.

Ekonomik olarak gelişen ülkeler kategorisinde gösterilen Türkiye, enflasyon ve işsizlik verilerinin toplamından oluşan dünya sefalet endeksinde yüzde 84.4 ile son 25 yılın en yüksek seviyesine çıkmayı başardı. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde sefalet endeksi değerinin yüzde 29.3 olduğu düşünüldüğünde, iktidarın ‘yeni ekonomi modeli’ sayesinde sefalet endeksi değerinin üç kat arttığı anlaşılıyor.

Emekçi aileleri açısından uzun süredir yaşanan zorluklar ve çekilen zahmetler artık katlanılamaz noktaya geldi. İktidarın ekonomi politikalarındaki açık başarısızlığının yarattığı olumsuzluklar halkı adeta isyan noktasına getirdi. Yıllardır düşük ücret ve yetersiz gelir elde ederek adeta kölelik koşullarında çalışan, boğazına kadar borç batağına saplanan, bütün bunlara rağmen en temel insani yaşam koşullarına bile olamayan milyonlarca emekçi, küçük esnaf, üretici köylü, güvencesiz ve düşük ücretle çalışarak yaşam mücadelesi verenler açısından bıçak çoktan kemiğe dayandı.

Tüm eleştiri ve uyarılara rağmen atılan yanlış adımlar ülke ekonomisinin zaten bozuk olan dengelerini tamamen alt üst etti. Resmi enflasyon rakamlarının üç haneye doğru yolculuğu sürerken, hayat pahalılığı toplumun yüzde 90’ını etkisi altına almış durumda. Halk ekonomik sorunların altında ezilirken, iktidar temsilcileri ekonomide yaşanan sorunlar ile hiçbir sorumluluğu kabul etmiyor.

Ekonomide yaşanan sorunların artmaya başlamasıyla birlikte birkaç ay önce "Bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor" diyen Erdoğan, son günlerde ekonomiyle ilgili her değerlendirmesinde “Milletimden biraz daha sabır ve mücadelemize destek bekliyoruz” sözünü tekrarlıyor.

Geçtiğimiz aylarda ekonomide yaşanan sıkıntıların geçici olduğunu ve yaz ayları birlikte işlerin yoluna gireceğini söyleyen Erdoğan, şimdi de önümüzdeki yılın şubat mart aylarında enflasyonun belirgin şekilde düşmeye başlayacağını iddia ediyor. O zaman geldiğinde muhtemelen 2018 seçimleri öncesinde yaptığı gibi ‘Seçimde bu kardeşinize yetkiyi verin, sorunlar nasıl çözülüyor görün’ diyecek.

İktidar tarafından benimsenen ve dünyada eşi benzeri olmayan mevcut ekonomi politikalarının önümüzdeki dönemde daha yüksek enflasyon, kitlesel işsizlik ve hayat pahalılığı sorununu gündeme getirmesi kaçınılmaz. İktidarın krizin yükünü tamamen halkın sırtına yıkan, gelir eşitsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı arttıran politikalar sorunları daha da büyütmekten başka bir işe yaramayacak. Dolayısıyla ekonomide günlük hatta saatlik değişimlerin yarattığı dalgalanmaların yarattığı ekonomik belirsizlik ve kaos ortamında halkın içine itildiği ağır sefalet koşullarından çıkmasını sağlamak hiç kolay olmayacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...