‘Ülkesi ağıdistan’
Fotoğraf: Envato
“Uykulardan sıçradığım her gece
Kuşku, doğasına yürüdü gerçeğimin.
Ya senin gözlerindeki ışık sönmüşse,
Ya damarlarımdaki kan donmuşsa benim
Ya da yangın sonrası bir orman
Gibi ıssız ve hüznüne alışık...
Ölümün rengine sözcükler arıyorsa şimdi
Ülkesi ağıdistana dönmüş bir ozan”
Bu dizeler, ilk gençlik çağından başlayarak hapishanelerle tanışan, düşüncesi nedeniyle acılar ve baskılar yaşayan Gerçek Aydın, Devrimci Şair Şükran Kurdakul’a ait... Şükran Kurdakul, “Ölümün rengine sözcükler arıyorsa şimdi / Ülkesi ağıdistana dönmüş bir ozan” dizeleriyle sanki bugünü anlatıyor. Savaşlarda-canlı bomba saldırılarında ölen gençlerin; madenlerde, gökdelenlerde, tersanelerdeki iş cinayetlerinde ölen işçilerin; din odaklı söylemleriyle yoksul çocukların dolduruldukları Kur’an kurslarında, yurtlarda çıkan yangınlarda ölen çocukların; bin yıllık ön yargılarla ve gerici söylemlerle kışkırtılan erkekler tarafından öldürülen kadınların ardından hep bir ağıt gelip duruyor usuma... Anaların genç ölümlere yakılan ağıtları; maden ocaklarının başında bekleşen çocukların, genç kadınların ağıtları; yoksulluk nedeniyle din bezirganlarına teslim ettikleri çocuklarının ölümüne ağlayan anaların babaların ağıtları... Ne çok acı var ülkemizde, ne çok ağıt... Ülkemizin o acılı coğrafyasında Kürt çocukları taziye evlerinde büyüyorlar, çocukluklarını bilmeden. Ülkemiz şairlerine düşen ise, ağıtlardan süzülen acılı şiirler yazmak...
2004 yılının aralık ayında yitirdiğimiz Şükran Kurdakul bu şairlerden biridir... Şiire ilgisi ve haksızlıklara karşı oluşan ilk düşünceler lisedeyken tomurcuklanır içinde. İlk mücadele deneyleri ve ilk tutuklanma da bu dönemde gerçekleşir. Şükran Kurdakul, çok genç yaşta seçimini yapıp baskı ve sömürüye karşı ezilenlerden yana saf tutar. Bu seçiminin bedelini genç yaşta tutuklanarak ve eğitim yaşamından koparılarak öder. 1946 yılında, TCK’nin ünlü 141. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle tutuklanır. Hapisten çıktığında okulunun kapısının kendisine kapalı olduğunu görür. Milli Eğitim Bakanlığının kararına göre, okulla ilişiği kesilmiştir. Ancak bu olay, onun mücadeleyi sürdürmesine ve ülkemiz yazın yaşamına güçlü yapıtlar vermesine engel olamaz.
Şükran Kurdakul hem güçlü bir ozan hem bir eylem ve mücadele insanıdır. 1963- 1969 yılları arasında Türkiye İşçi Partisinde yönetim kurulu ve merkez komitesi üyesi olarak çalışır. Mücadelesinin bedelini tekrar cezaevine girerek öder; kendisinden önce bu yoldan geçen devrimci şair ve yazarlarımızın yaptığı gibi. Ancak bu onun haksızlıklara olan öfkesini ve mücadele bilincini biler. Bunu şu dizelerle dışa vurur:
“Gücünüz varsa sizin / Sözcüğü tutuklayın. / Öğrenci, kitap, Türkçe / En güzel kavramı dilimin / Özgürlüğü tutuklayın.”
Bugün 10 Aralık, İnsan Hakları Günü... İnsanların en temel hakkı olan yaşama hakkının bile güvencesiz olduğu, ülkemizin doğudan batıya, kuzeyden güneye ağıdistana dönüştüğü günümüzde; yaşamı boyunca insan hak ve özgürlükleri için mücadele eden; yaşamını, sanatını halkın- demokrasi mücadelesinin hizmetine sunan Şükran Kurdakul’un anımsanmasını, yapıtlarını yol arkadaşı edinmemizi önemsiyorum; ışıklı anısını saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Şükran Kurdakul, “Acılar dönemi” olarak belirttiği o dönemi; insan onurundan ve düşüncelerinden ödün vermeden geçirdi. Baskıya, şiddete, işkencelere karşı zulmedene teslim olmadan; günlük, anlık çıkarlar nedeniyle halk düşmanı iktidar sahipleriyle iş birliği yapmadan; “Armağan” şiirinde belirttiği gibi, ellerini kirletmeden...
“Bunca yıl çok ışık birikti avuçlarımda
Senin olsun
Esinlen sevgi dokuyan ellerimden
Bunca yıl şiirin, kardeşliğin, kavganın
Has bahçelerinde yarattım bu gerçeği,
Sabrım senin olsun.
Aşkım senin olsun.
Acıların sütüyle büyüttüğüm umutlar
Mahpushane avlularında boy verdi,
Dolunay menekşelendi kirli kara camlarda.
Her görüşte yeniden vurulduğumuz ana evren
Özgürlüğe boyadı saksımdaki çiçeği
Senin olsun.
Biz ki acılar döneminden
Ellerimizi kirletmeden geçtik.
Direncim senin olsun,
Sevgim senin olsun.”
- Haklar ve görevler... 03 Aralık 2016 00:34
- İstanbul’da bir güz masalı: Uluslararası kitap ve sanat fuarı 19 Kasım 2016 00:11
- Hayatın umutlu sesi 05 Kasım 2016 00:27
- ‘Hişt hişt!’ 22 Ekim 2016 00:20
- 8 Mart yaklaşırken 05 Mart 2016 00:22
- Barış için adım atmak... 13 Şubat 2016 00:58
- Umudu diri tutanlar... 16 Ocak 2016 00:51
- Tek dileğim barış! 02 Ocak 2016 00:52
- 'Hani biz kardeştik?' 19 Aralık 2015 01:00
- Tek renk ya da ‘gökkuşağının tüm renkleri’ 05 Aralık 2015 00:51
- Canlı bomba olmaya övgü: Aleko adlı bir çocuk 21 Kasım 2015 00:51
- Üstün Akmen’in ardından... 07 Kasım 2015 00:51