17 Ekim 2015 01:00

'Güvercin kasapları'

'Güvercin kasapları'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Silahların, savaşların insan yaşamına girdiği zamandan bu yana barışı arar iyiden, doğrudan, güzelden yana insanlar; saldırıya uğrayan mazlum halklar. Gagasında bir zeytin dalı taşıyan güvercin barışı simgeler eski çağlardan beri. Şiir olur şairlerin dilinde, şarkı olur söylenir, umuda kanat açar ressamların fırçasıyla... Barış ve güvercin özdeşleşmiştir insanların imgesinde. 
Çocuk, umudu simgeler. Çocuk; insan yavrusu... Tıpkı yeryüzündeki bütün canlılarda olduğu gibi, yaşamın yenilenmesini, geleceğe akıp gitmesini, sürekliliğini sağlayan canlı. Hangi türde olursa olsun, kimilerinin hayvan diye küçümsediği canlılar, tekil ya da grup olarak, yeni doğan yavrunun/ yavruların yaşatılması için kendi yaşamlarını ortaya koyarlar; yavrular arasında herhangi bir ayrım gözetmeden. “Çocuklar geleceğimizdir” söylemine karşı çocuklara kıyanların, kıyımına yol açanların dışındaki insan olabilmiş insan için de böyledir bu; ırk, dil, din vb. gözetmeden yeryüzündeki bütün çocukların koruyup gözetilmesi için mücadele eden insan için de böyledir bu. Çocuk ve umut sözcükleri özdeşleşmiştir bu insanların imgesinde.
Ayrımcılık, yalnız insan türünde görülen; insanın kanını, kalbini, beynini zehirleyen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananlar; farklı ırktan, düşünceden ya da inanıştan olan insanların, hatta çocukların yok edilmesi gerektiğine inanır ve yok eder acımasızca. Irkçılık, ayrımcılık şiddet ve kıyımla özdeşleşmiştir insanların imgesinde. 
Ara vermiyor kıyıcılık; ölü ve çırılçıplak bedeni yerlerde sürüklenen Kevser’in ağıdı bitmeden Suruç’ta gencecik insanların acısı, ölü bedeni sürüklenen Hacı Lokman’ın görüntüsü kanatıyor kalbimizi; Uğurların, Ceylanların yasını tutamadan Cemilelerin, Eliflerin, Helinlerin, Muhammed Veysellerin öldürülmesi; ille de çocuk ölümleri karartıyor günümüzü... Ara vermiyor kıyıcılık; sürüyor güvercin kıyımı... 10 Ekim 2015 günü, Ankara’da toplanan yaşamın her alanından işçi, emekçi, kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk; barışa ses olmak, barış özlemini haykırmak için oradaydı. Bir kez daha kana buladı barış özlemini güvercin kasapları... Yanyana yürüdüğümüz, bir bardak çaya sohbeti katık ettiğimiz, birlikte şiir dinleyip türkü söylediğimiz, alanlarda savaşsız sömürüsüz bir dünya özlemini birlikte haykırdığımız yol arkadaşlarımızı aldılar bizden. Yaşamını yitiren, yaralanan, bedeni eksilen, ruhu sakatlanan onca insan için ne çok eve ateş düştü, ne çok yürek kanadı acılarla...
Şimdi, yalnız yitip giden canların evlerinde değil, insan olabilmiş insanların yaşadığı her evde yas var, isyan var; mücadele azmi var. Çünkü biliyoruz ki; sürüp gitmez bu acılar, yaşam onarır kendini ve ancak örgütlü mücadeleyle zulmedenler er ya da geç tarihin çöplüğünde alır yerini... Şiir tanıklık eder yaşananlara, tutar elimizden yaralarımızı sarıp onarmak için yaşamı. Tahsin Saraç’ın yıllar önce yazdığı Güvercin Kasapları şiirini paylaşmak istiyorum sizinle... Bugün, saat 10.05’te Ankara Tren Garı’nın önünde toplanıp karanfil bırakacak olan Türkiye Yazarlar Sendikası’ndan arkadaşlarımın yanında bir karanfil de benden olsun diye... 

“Yel ulur kar tozdurur bir kış
Yazı yabanda şu sıra içimiz.
Oysa sevmelerin ustasıyız biz
Bir de alçaklıklarla kavganın.
Alıcı kuş kesiliriz ve de ense kökünde
Göğsümüzdeki o sıcak güvercini
Kara dirgen elleriyle
Boğmaya kalkışanların.

Neden, güvencin kasapları, barışımıza kan bularsınız
Öyle kötüsünüz ki
İki gözden dört ölüm bakarsınız.

Tabanca gibidir tabanca
Sevgilenmemiz de vuruşmamız da
Ya yürek dalında patlar
Ya da bir alın çatında.
Ne ki çok kez dalaşmaktansa
Acıdan yükünü tam almış
Güçlü bir katır gibi
Vururuz yalnızlık yokuşumuza.

Neden yolunuz bu denli ıramış güzellikten
Öyle bataklıksınız ki
Bir çiçek düşü bile geçmemiş içinizden”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...