12 Eylül 2015 01:00

Barış ve demokrasi kültürü için...

Barış ve demokrasi kültürü için...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
Düşman haşin
zalim
ve kurnaz.”

Nazım Hikmet’in 1941’de yazdığı dizeler bugünü tanımlıyor sanki... Her sabah güneş, kadın-genç-çocuk demeden öldürülen insanların ölü bedenlerinin üzerine doğuyor. Daha birinin acısını yaşayamadan ötekinin haberi geliyor ve belleklerimizde birikiyor acının fotoğrafları...
Kobanêli çocuklara oyuncak götürmek için güle oynaya gittikleri Suruç’ta katledilen gençlerin gülüşleri, işkenceyle öldürülüp sokaklarda sürüklenen Kürt kadınının çırılçıplak bedeni, IŞİD zulmünden kaçarken bindirildiği bottan düşüp dalgaların kıyıya sürüklediği bebek Aylan’ın ölüm uykusu, İsrail’in Gazze’deki kuşatmasını aratmayacak Cizre kuşatması nedeniyle ölüsü buzdolabında saklanan çocuk, ailelerinin binbir umutla büyütüp “vatan görevi” için devlete emanet ettiği gençlerin artık hiç yaşlanmayacak yüzleri, aralarında hiçbir politikacı ya da varlıklı aile çocuğunun olmadığı polislerin yüzleri...  Evet. “Günler ağır. / Günler ölüm haberleriyle geliyor.”
Bütün bunlardan daha acısı; bir genç kızın sosyal medyada paylaştığı “Ölen çocuğu Suriyeli sandığım için üzülmüştüm. Kürt olduğunu öğrenince içime bir huzur doldu,” cümlesinde ifadesini bulan ruh sakatlanması, insanlık yitimi... Peki nasıl oldu da bu hale geldi insanlar? İnsanların insanlıktan çıkarılması;  kardeşin kardeşe düşman edilmesi kendiliğinden mi gerçekleşti? Bu soruların yanıtını hepimiz biliyoruz aslında. “Bebekten katil üreten” ideolojik kuşatma, kindar-dindar gençler yetiştirmeyi hedefleyen eğitim sistemi; kendisi gibi olmayanı düşman sayıp ötekileştirerek yaşam hakkının elinden alınmasını haklı gösteren öykülerin anlatıldığı çocuk kitapları; kendi çıkarları için ölmeye ve öldürmeye gönderdikleri gençleri ve ailelerini avutmak için şehitliğin kutsanması; “Evdeki yüzde 50’yi zor tutuyorum,” söylemleri ve burada sayamadığımız daha nice etken...
“Evde zorla tutulan yüzde elli”nin sokağa salınması sonucunda son günlerde yaşananları hepimiz biliyoruz. HDP binalarına saldırılar, yakıp yıkmalar; rengine bakıp insanları linç girişimleri... Hürriyet Gazetesine saldırı, Kırşehir’deki Gül Kitabevi’nin yakılması en son marifetleri... İnsanların gözyaşlarına, anaların babaların ağıtlarına şimdi kitapların sessiz çığlıkları karıştı. Bir kez daha acı acı Sivas Katliamı’nı anımsadık. Sonrası, büyük bir öfke ve kararlılık oldu. Hürriyet Gazetesiyle, Gül Kitabevi’yle dayanışma bir anda genişledi. Demokratik kitle örgütleri, basın yayın kuruluşları basına ve kitaplara saldırıları kınadı. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği de bir basın bildirisiyle duyurdu bu konudaki duruşunu:
“Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) üyeleri olan biz yazar, çizer, yayıncı, kütüphaneci, öğretmen ve akademisyenler; çalışmalarımız ve eserlerimizi dil, din, ırk ayırımcılığı yapmamak üzerine kurmaktayız. Her zaman barıştan yana ve savaşlara karşıyız. Başta yaşam hakkı olmak üzere tüm insan haklarının, özellikle de çocuk haklarının savunucusu olarak son günlerde ülkemizde yaşanan olaylar karşısında çok kaygılandık. Gazetelere baskın, kitabevi yakmak gibi olayları şiddetle kınıyor; içine çekilmiş olduğumuz bu hoşgörüsüzlük ve şiddet ortamının son bulması için tüm sorumluları göreve çağırıyoruz.”
ÇGYD’nin bu tutumunu çok önemsiyorum. Çünkü, ülkemizde yaşanan bu olayların, -kasıtlı çıkarılan ve körüklenenler dışında- ötekileştirmelerin, kendisinden farklı olana şiddet uygulamayı haklı görmenin; barış ve demokrasi kültürünün egemen olduğu bir ortamda azalacağını düşünüyorum. Empati, kardeşleşme, farklılıklara saygı, farklılıklarıyla bir arada yaşama düşünce ve davranışı barış ve demokrasi kültürünün içselleştirilmesiyle gerçekleşir ancak. Bu da bir günde olacak bir şey değildir. Yazdığı, çizdiği, yayınladığı kitaplarda ayrımcılık ve şiddet yerine barış ve demokrasi kültürünü geliştirmeyi hedefleyen yazarların, çizerlerin, yayıncıların, bilim insanlarının örgütü olan ÇGYD’nin amaçları arasında; okul öncesi dönemden başlayarak okuma davranışının kazandırılması ve nitelikli kitapların çocuklarla, gençlerle buluşturulması bulunmaktadır. Yaşamın bütünselliğinden yola çıkarak yazılmış nitelikli kitaplar; düşünen, sorgulayan, hayata eleştirel gözle bakan özgür bireylerin yetişmesine yardımcı olacaktır. Beyni ve yüreğiyle özgürleşen, kendi düşüncelerini oluşturan bireylerse birilerinin vurucu timi ya da kurşun askeri olmak yerine; yaşamı iyiden, güzelden, doğrudan, haklıdan yana değiştirip dönüştürmeyi seçerler. Tıpkı son günlerde ülkemizde yaşananlara karşı ısrarla barışı savunan; baskı, saldırı ve şiddetten zarar görenler için dayanışmayı güçlendiren insanlar gibi...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...