18 Temmuz 2015 00:53

‘Bir gün kadrim bilinirse ismim ağza alınırsa...’

‘Bir gün kadrim bilinirse ismim ağza alınırsa...’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Edremit’e giden otobüste tek başıma gece yolculuğu yaparken beynimde hep Dağlar şiirinin son dizeleri dolanıp duruyordu: “Bir gün kadrim bilinirse, / İsmim ağza alınırsa, / Yerim soran bulunursa: / Benim meskenim dağlardır.” Bu dizelerin şairi Sabahattin Ali, kendi sonunu ve sonsuza dek dağlarla birlikte anılacağını sezmiş ve ortaya koymuştu sanki.

1993 yılının nisan başıydı; Edremit’te Sabahattin Ali’nin yaşadığı sokağa adı verilecekti. Çiçeği burnunda bir yönetim kurulu üyesi olarak, TYS Başkanı Oktay Akbal tarafından, TYS’yi temsil etmekle görevlendirilmiştim. TYS adına katıldığım ilk etkinlik olduğu için kaygılı ve Sabahattin Ali’nin dizeleriyle iç içe olduğum için hüzünlüydüm. Edremit’te kaygım da hüznüm de dağılıp gitti. 1990’lı yılların o baskı ortamında, üstelik iktidar partisinin çeperindeki bir kültür derneğinin Sabahattin Ali adına böyle bir etkinliği düzenlenmesi beni şaşırtmış, bir o kadar da sevindirmişti. O gün, yaşadığı eve sokak adının yazılı olduğu tabelayı çakarken hepimizin içinde bu sevinç vardı. Bir fotoğraf kaldı elimde o günden; Sabahattin Ali’nin sevgili kızı Filiz Ali’nin yanı sıra Asım Bezirci, Mehmet Başaran, Zihni Anadol ve Melisa Gürpınar’la birlikte objektife gülümsediğimiz. Çevremiz Edremit ve yakınlarında yaşayan aydın, demokrat dostların sıcaklığıyla sarılmıştı. Sabahattin Ali’nin ülkemiz edebiyatındaki yerinin konu alındığı panelin gördüğü ilgi de beni çok sevindirmişti. O gün oradan ayrılırken, tahta bir eve çaktığımız Sabahattin Ali Sokağı yazılı tabelanın sonsuza dek orada kalmasını diledim. Sonra bir daha gidemedim oraya; duruyor mu yerinde, yoksa iktidar değişikliklerinde öteki aydın ve yazarlarımızın adı verilen sokakların, kültür merkezlerinin, parkların başına gelen onun da başına geldi mi bilmiyorum...

1995 yılının bahar aylarıydı; Demokratikleşme konulu panel için aldığım çağrı yine Ege’den, bu kez Gömeç’tendi... Gömeç’te panelin yapılacağı yere gidince kalbim sevinçle çarptı. Sabahattin Ali Okuma Evi yazıyordu bir bahçenin içindeki tek katlı binanın kapısında. Yeni seçilen Gömeç Belediye Başkanı tarafından oluşturulmuştu. O gün orada, Filiz Ali, Şükran Kurdakul, Mehmet Başaran, Cengiz Bektaş, Güngör Gençay ile birlikte ülkemizin demokratikleşmesi, aydın sorumluluğu, kültürel çeşitlilik üzerine konuştuk. Benim dileğim yine, Sabahattin Ali adının bu okuma evinin kapısında hep yazılı kalmasıydı. Olmadı. Birkaç yıl sonra kapandığını öğrendim ve çok üzüldüm. Ama yaşamda güzellikler de var. İstanbul Teknik Üniversitesinde Türk dili okutmanı olarak çalıştığım dönemde; öğrencilerimin, kendilerine verdiğim ülkemiz edebiyatından yazarları okuma ödevi için en çok Sabahattin Ali’nin yapıtlarını seçtiğini görmek beni çok sevindirmişti.

Yıl 2015. E-posta yoluyla aldığım haberle içim bir kez daha sevinçle doldu. Bu kez Sabahattin Ali’nin adı Ayvalık Beşiktepe Mahallesi’nde açılan bir kütüphaneye verilmiş. Kütüphane, açtıkları köy kütüphaneleri nedeniyle çalışmalarını beğeniyle izlediğim Rasime-Recai Şeyhoğlu, Ayvalık Belediyesi ve Beşiktepe Muhtarlığı tarafından ortaklaşa kurulmuş. Açılışa Recai Şeyhoğlu, Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Muhtar Ethem Gümüş’ün yanı sıra; Sabahattin Ali’nin kızı Prof. Dr. Filiz Ali ve köy halkı katılmış. Rasime-Recai Şeyhoğlu Kütüphaneler Zinciri’nin 39. halkası olan Ayvalık Beşiktepe Mahallesi Sabahattin Ali Kütüphanesi’nde 2000’e yakın kitap, bilim- edebiyat dergisi bulunuyor. Sabahattin Ali’yi tanıtan bir köşe oluşturulmuş. Filiz Ali, babasının kitaplarını bağışlamış; köy çocukları okusun, okusun da düşünmeyi öğrensin, eleştirel aklın ışığında olup bitenleri sorgulayarak daha güzel bir ülke, dünya kurulması için adım atsın diye...

Yıllarca Ayvalık’ta yaşamış olmasına karşın, Sabahattin Ali adının herhangi bir park, cadde ya da kütüphaneye verilmemiş olmasının eksikliğini duyumsayan Recai Şeyhoğlu’nun, açış konuşmasında söylediği sözler içimi umutla doldurdu: “Şiirleri yıllarca dillerden düşmemiş, türkü olmuş - şarkı olmuş Sabahattin Ali adına dağ başında bir köyde kütüphane açmış olmaktan çok mutluyuz. Dağlara olan aşkını ‘Benim meskenim dağlardır dağlar!’ şiirinde dile getiren Sabahattin Ali’ye Beşiktepe köylüsünün sahip çıkması da ayrı bir güzellik...”

Dilerim Beşiktepe köylülerinin kütüphaneyi sahiplenmesi hep sürer. Sürer de kapısından girip çıkan çocukların, kadın-erkek, yaşlı-genç okurların içeri her adım atışlarında adı bir kez daha anılır. Anılır da Sabahattin Ali’nin Son Mektup şiirindeki dizeleri gerçek olur...

“Dünya durmaz, bahar olur, kış olur
Belki senin gözün yaş olur
Ben garibim, benim gönlüm hoş olur
Sevdiklerim ayda yılda andı mı”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa