04 Nisan 2015 00:51

‘Hiçbir zaman tam karanlık değildir gece’

‘Hiçbir zaman  tam karanlık  değildir gece’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ünlü Alman Şair ve Düşünür Goethe’nin; yaşamının son dakikalarında söylediği söz herkesin belleğindedir. Şair, yatak odasının perdelerinin iyice açılmasını ve içeri daha çok ışık girmesini ister ve şöyle der: “Işık, biraz daha ışık.”

Onun bu sözleri bütün insanlığın özlemini ifade eder. İnsan, yeryüzünde var olduğundan bu yana hep daha fazla ışığa özlem duymuştur. Çünkü karanlık bilinmezlerin, korkuların, acıların ortamıdır. Karanlıkta korkular büyütmüşüzdür hepimiz çocukluğumuzda. Çünkü karanlık kötülüklerle özdeşleşmiştir insanın yaşamında. Güneş son ışıklarını alıp gittiğinde, karanlığa bürününce ortalık kadınların, çocukların ve içinde kötülük taşımayan insanların içini bir tedirginlik kaplar. Çünkü karanlık kötülükleri perdeler; katiller, hırsızlar genellikle karanlığı yeğlerler “işlerini” icra etmek için...

Geçen salı günü, birkaç kentin dışında bütün ülke karanlığa bürününce bunları anımsadım bir kez daha. Nedeni bilinmeyen bir elektrik kesintisi evlerden başlayarak bütün yaşam alanlarını etkiledi genel olarak. Jeneratör bulunmayan iş yerlerinde üretim durdu, sağlık kurumlarında hastalar yaşamsal tehlikelerle karşı karşıya kaldılar, iletişim kesildi. Gün akşama devrilirken ülke hâlâ karanlıktaydı ve insanlar tedirgindi. Nedeni bilinmeyen ve ülkeyi yönetenlerce inandırıcı bir açıklama yapılmayan bu duruma ilişkin birçok soru birikti insanların kafasında, herkes kendine göre birçok görüş ileri sürdü. Kim bilir bu karanlıkta, karanlık kişiler neler yapıyordu? Halkın başına yine ne gibi bir çorap örülecekti? Bu karanlıktan kimler, nasıl çıkarlar sağlıyordu? Akşam saatlerinde elektrik gelip odalar, sokaklar aydınlansa da insanların tedirginliği azalmadı; içinde bulunduğumuz belirsiz, kuşkulu ortamın yarattığı karanlık dağılmadı. Ne olmuştu o 6-7 saatlik sürede? Ki bu soru hâlâ yanıtlanmış değil..

İletişim kaynaklarının devreye girmesinin ardından kaygıların boşa olmadığı anlaşıldı. Mecliste sabaha karşı alel acele yapılan oylama sonucunda, ülkemiz insanlarının yaşamı için bir tehdit oluşturan nükleer santral yapımı kabul edilmişti. İstanbul Çağlayan’da bir savcı ve onu rehin alan iki kişi canlı yakalanabilecekken öldürülmüştü. Bunlar bildiklerimiz ve basına yansıyanlar. Ya bilmediklerimiz? Hepimiz bir kez daha karanlığın kötülükler doğurduğunu gördük; Goethe’nin “Işık, biraz daha ışık” dileğini yineledik defalarca. Ne ki karanlığa teslim olmak yerine, karanlığın sonunun aydınlık olduğunu da anımsadık. Paul Eluard’ın Aydınlık şiirinde söylediği gibi...

“Hiçbir zaman tam karanlık değildir gece.
Kendimde denemişim ben,
kulak ver dinle.
Her acının sonunda
açık bir pencere vardır,
aydınlık bir pencere.
Hayal edilecek bir şey vardır
yerine getirilecek istek,
doyurulacak açlık.
Cömert bir yürek,
uzanmış açık bir el,
canlı canlı bakan gözler vardır.
Bir yaşam vardır bir yaşam
paylaşılmaya hazır.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...