Yılda 10 bin çocuğun yolu cezaevinden geçiyor
Kamuoyunda çocuk cezaevlerinin kapatılması yönünde kampanyalar sürerken, Adalet Bakanlığı beş yıl içinde yeni çocuk cezaevleri açmayı planladıklarını duyurdu. CİSST Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kıraç, çocukların hapsedilmeden rehabilite edilmesi gerektiğini söyledi.

Züleyha KARAER
Ankara
Hükümetin çocuk cezaevlerinde yaşanan skandallara çare olarak gündeme getirdiği “Çocuklar için adalet” projesinden yeni çocuk cezaevleri ve tek kişilik hücreler çıktı.
Adalet Bakanlığı geçtiğimiz günlerde 2012’de başlayan “Çocuklar İçin Adalet” projesinin sonuçlarını açıkladığı toplantıda önümüzdeki beş yıl içerisinde Diyarbakır, Tarsus, Hatay, Konya ve Çorlu’ya müstakil çocuk kapalı ceza infaz kurumlarının açılmasını planladıklarını duyurdu. Yine çocukların tek kişilik hücrede kalacağı ifade edildi. Yeni çocuk cezaevlerinin açılması ve çocukların tek kişilik hücreye konması, tutuklu çocuklar tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Konuyla ilgili Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum (CİSST) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kıraç’la konuştuk. Çocukların cezaevlerine konulmadan yargılanması gerektiğini söyleyen Kıraç, “Yılda 10 bin çocuk geçiyor cezaevlerinden. Çocuklar bu şekilde damgalanıyor, toplumla ilişkileri zorlaşıyor. Yüzde 60’ı serbest kaldıktan sonra daha ağır bir suçla ilişkilenerek geri dönüyor çünkü içeride hiçbir çalışma yok” dedi.
Türkiye’de kaç tutuklu çocuk bulunuyor?
2007 yılında mahpus sayısı 65 bin idi bugün ise 156 bin. Yani 7 yılda iki katına çıkmış; bunun 5 bin 500’ü kadın, 2 bin 100 civarı ise çocuk. Adalet Bakanlığının istatistiklerine göre yılda 100 bin çocuk adalet sistemiyle, karakolla, polisle tanışıyor. Bunun 10’la 12 bini mahkemeyle tanışıyor o yaşlarda. 2 bini de şu an içeride yani biz aslında 2 bin çocuk diyoruz ama aslında yılda 10 bin çocuk geçiyor cezaevlerinden. Çocuklar bu şekilde damgalanıyor, toplumla ilişkileri zorlaşıyor. Çoğunun aile ilişkileri yok. Yüzde 20’sinin gidecek evi yok. Bu çocukların bu problemlerinin çözülmesi gerekir. Yüzde 60’ı daha ağır bir suçla ilişkilenerek geri dönüyor çünkü içeride hiçbir çalışma yok.
Adalet Bakanlığı 5 yıl içerisinde müstakil çocuk ceza infaz kurumları açacaklarını duyurdu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
8 ilde daha açılacak denilen çocuk eğitim evi Silivri’deki kampüsün içine yapılıyor. Türkiye’de zaten şu an 380 civarı hapishane var ve toplam 270 psikolog var. Yani her hapishaneye bir psikolog düşmüyor. Çocuklar yine gardiyana, jandarmaya teslim ediliyor. 100 çocuğa bir tane sosyal hizmet uzmanı düşmüyor. Bu bir meziyet değil bununla övünüyorlar devasa bir tesis olarak görüyorlar. Bu iktidarın 2020 yılı hedefi 300 bin kapasiteli hapishane açmaktır, hepsi dolar onların.
TEK KİŞİLİK HÜCRE ÇÖZÜM DEĞİL
Adalet Bakanlığı hükümlü tutuklu tüm çocukların tek başlarına kalabilecekleri Uluslararası standartlara uygun yeni ceza infaz kurumlarının inşasının sürdüğünü söyledi. Bir çocuk için tek kişilik oda sizce uygun mudur?
Tek kişilik oda; bunu deniyorlar iki senedir taciz ve tecavüz azalmamıştır tam tersine artmıştır. Projeden sonra niye çocuk sayısı 500 arttı? Projeye başladıklarında 1300 kişiydi çocuk sayısı. Bu proje başladığında Keçiören Çocuk Eğitim Evi kapatılıp çocuklar Sincan’a konuldu. Bu projeyi yapanlar önce eğitim evlerinin kapanmasına karşı çıkmalıydılar. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım övüyor bu odaları. Çocukların tek kişilik odalarının, kendilerine ait masaları ve yataklarının olacağını söylüyor. Ne demek kendine ait bir yatağı olacak zaten kendine ait bir yatağı olmalı bir insanın ama bir çocuğun tek başına bir odada tutulması kadar vahim bir şey olamaz. 13-14-15 yaşında çocuklar bunlar. Biz daha önce sorduk bunu genel müdürlüğe; bir şey olsa çocuk ne yapacak ‘Zile basacak gardiyan gelecek’ ben de ya gelmezse demiştim. Tek kişilik hücreler çocukları arkadaş edinmekten, örgütlü birlikte hareket etmekten engelliyor. Bakanlığın bu uygulamadan dönmesi gerekiyor.
Törende cinsel istismar olayına karışan kamu görevlilerinin cezalandırıldığı belirtildi. Yine cinsel istismar olayının yaşandığı cezaevlerinin izlenildiği ifade edildi. Siz bunları yeterli görüyor musunuz?
İzleme dediğimiz şey habersiz olur. 5-6 tane sivil toplum örgütünü çağırıp cezaevlerini gezdirmek değildir bu. Bütün çocuklarla görüşülür, hapishane idaresinin sizle görüştüreceği çocuklar değil. İzlemeye izin verilmediği sürece kötü muamele devam eder çünkü bu ülkede bir de cezasızlık var. Her gün olay var ama birkaç tanesi yansıyor. Pozantı’daki, Sincan’daki memurlara ne oldu. O zaman istatistikleri açıklasınlar, şu kadar kişi cezalandırıldı desinler.
‘EĞİTİM EVLERİ RANT İÇİN KAPATILDI’
İki yıl süren Çocuk ve Adalet projesi sonucunda cezaevlerinde ve cezaevlerindeki çocukların durumunda iyileşme var mı?
Şöyle bir örnek paylaşmak istiyorum. En son Van’dan buraya iki çocuk getirildi. 48 saat ring aracıyla getirilmişler. O çocukları ring aracına kapatmak demek o çocukları şiddetle tam bir tanıştırma intikam duygusu geliştirmektir. Biz hatta sorduk bakanlığa daha cevap gelmedi “Neden bu çocukları uçakla getirmediniz?” Bu çocukları bir saatte uçakla getirebilirdiniz ya da özel bir araç tutabilirdiniz. Birer metre karelik odalarda, böyle oturarak gitmezsiniz. Hatta çocuklardan birinin bir parmağı kırık şişmiş davul gibi olmuş kimse ilgilenmemiş.
Kampüs cezaevleriyle eğitim evleri arasındaki fark nedir?
Eğitim evleri, eski adıyla çok sevmesek de, ‘‘Islahevi” derlerdi bunlara. Bunlar görece iyi yerlerdi; Şehrin içinde kapıda jandarma olmayan asker olmayan. Çocuklar okula gidebiliyorlar, işe gidebiliyorlar, kurslara gidebiliyorlardı. Bu üç yeri rant için bu iktidar kapattı. Keçiören’deki yeri herkes bilir. Ağaçlıklı, orman içinde bir ıslaheviydi. Güzelliğini övmek istemiyorum ama şimdiyle karşılaştırdığımızda bu 12-18 yaş arasındaki çocukları büyük cehennem gibi adına kampüs cezaevi denen yerlere getiriyorlar. O binada çocuklar olacak ama yanındaki binada büyükler olacak. Büyük bir problem; bu çocukları başka suçluların olduğu bir kampüste bir cezaevine koymak. Onlarla birlikte koyuyorlar demiyorum. Sonuçta o alana girdiklerinde bir numaralı cezaevinde bilmem işte taciz tecavüzden yatan tutuklular 2. numarada mafyadan tutuklu bulunanlar gibi. Ayrıca Bütün kampüsler şehirden uzak, aile görüşüne ve avukat erişimine uzaktır.
Bir diğer önemli tartışma cezaevlerinde sosyal hizmet uzmanı olarak lise mezunlarının çalıştırılması. Sizce bu doğru bir uygulama mı?
Sosyal Hizmet uzmanı ve psikologlar hapishanede çok fazla çalışmaya gönüllü olmuyorlar. Çünkü onlar da o kapatılmayı yaşamak istemiyorlar dolayısıyla ve bir önlem olarak meslek liselerinden mezun kişileri buralara yerleştirerek çözüm arıyorlar. Hatta bir sürü infaz koruma memuru eski adıyla gardiyan her şeyi yapar hale geldiler. Onlar psikolog da oldu resim öğretmeni ya da tiyatrocu da oldular. Bu durum tehlikeli. Uzmanlık gerektiren alanlarda gerçekten o uzmanlara yüksek ücretler verirsiniz ve çalışma şartlarını düzelterek finanse edersiniz.
TUTUKLANMADAN YARGILANMALILAR’
Çocuklar için tutuklama tedbiri uygulanması doğru mu?
Hayır. Çocukları tutuklamadan yargılamaya çalışsınlar. Çocukları sosyal hizmetlere bağlı kurumlarda rehabilite etmeliler. Almanya bu yolla çocukları adalet sisteminden çıkarttı. Yine hiçbir çocuğun, büyüklerin mahkemesinde yargılanmaması, normal karakollara götürülmemesi gerekiyor. Mesela çocuk şubeler var ama her ilde açılmadı. Pilot bölgelerde Ankara’da belki üç tane. 34 tane ilçesi olan İstanbul’da sadece 5 tane var. Oradaki polisin ve çocuk hapishanelerindeki gardiyanların eğitimleri düşük. Çocukla nasıl ilişki kuracaklarını bilmiyorlar. Zaten bu çocuklardan bir şey olmaz diye bakıyorlar.
Evrensel'i Takip Et