13 Kasım 2014 13:08

Gezi'den Kobanê'ye medyanın durumu

Sohbetin sonuna doğru, neler yapmalıyız sorusuna cevap arayan gazetecilik öğrencileri, gazetecilik üzerindeki baskılara karşı örgütlü bir mücadelenin gerekliliği konusunda hemfikir oldular. Kocaeli Üniversitesi’nde henüz kurulamayan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Öğrenci Komisyonunu faaliyete geçirmek adına buluşma kararı aldılar

Paylaş

Hilal TOK
Fatoş KARADAĞ
Kocaeli Üniversitesi

Kobanê’ye dönük IŞİD saldırısı sonrasında HDP’nin insanları sokağa çağırmasıyla başlayan Kobanê eylemlerinde medyanın tavrını değerlendirmek adına Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileriyle bir sohbet gerçekleştirdik.

İletişim kantininin çardağında buluştuğumuz gazeteci adayı arkadaşlarla Gezi direnişinden sonra ortaya çıkan yandaş ve muhalif medyanın çizgilerinin daha net belirlendiği üzerine konuştuk. Fakat Kobanê eylemlerinin ardından Gezi’nin bir kısım muhalif medyasının nasıl birden hükümetin ağzıyla haberler yaptığını ve halkı yanlış yönlendirdiğini, gazetecilerin bu gibi durumlarda tutumunun nasıl olması gerektiğini tartıştık.

İlk olarak 3. sınıf öğrencisi Emre Enül söz aldı. Gazeteci adayı olmasına rağmen medyayı takip etmiyor Emre. Gazete okumaktan bile uzaklaşmış çünkü ona göre birçok medya organı olayları manipüle ediyor. Basının hiçbir zaman özgür olmadığına da değiniyor Emre: “Kobanê eylemleri sırasında gördük ki medya üzerine düşen görevi yaptı! Yalan yanlış bilgilerle farklı iki tarafı karşı karşıya getirmeye çalıştı, bu konuda da başarılı oldu. Gerçeği yansıtan sayılı birkaç medya organı da halka kötü lanse ediliyor, vatandaşlar bu medya kuruluşlarına önyargılı bakıyor. Bu gazetecilik açısından kötü bir durum.''

GEZİ’DEKİ ORTAKLIĞI YAKALAYAMADIK

''Kobanê eylemleri Gezi direnişindeki ortaklığı yakalayamadı. Basın bu yüzden taraflı davrandı.” tespitini yapıyor 1. sınıf öğrencisi Ozan Cemre Kısa. Medyanın zenginlerin elinde olması özgür olamamasının en önemli nedeni. Hükümete yaranmaya çalışan medya gruplarının sokağa çıkan insanları PKK yandaşlığıyla suçlayarak, insanları ayrıştırmaya ve ötekileştirmeye çalıştığını düşünüyor. “Medyanın bu yönlendirmesi sonucunda insanlar karşı karşıya geldi ve ölümler oldu. Bu yönlendirmeye karşı insanlara doğruları anlatmalı, bunun için mücadele etmeliyiz.”

Sistemin gazetecilik mesleğinin önünde büyük bir engel olduğuna, sistem değiştirilmeden tam olarak gazetecilik yapılamayacağına değiniyor 2.sınıf öğrencisi Akan Gündoğdu. Vicdanlı bir gazetecinin yandaş olamayacağını, hiçbir zaman yandaş davranmaya kendi vicdanının izin vermeyeceğini söylüyor net bir şekilde. “Bu sistemin içerisinde yer alan medyayı değiştirmek için öncelikle sistemi değiştirmemiz lazım.”

MEDYADA FARKINDALIK YARATMALIYIZ

Medyanın içinde bulunduğu duruma serzenişte bulunarak çözüme ulaşılamayacağına düşünüyor 3. sınıf öğrencisi Semra Çelik. Gazetecilik öğrencileri sektöre atılmadan mesleğe dair önyargılarla eğitim görüyor. Gazeteciler sektörde mücadele etmek yerine geri duruyormuş. “Evlerimizde televizyon seyrederek serzenişte bulunmamalıyız. Bizler gazeteci adayları olarak medya alanında farkındalık yaratabilecek kişileriz. Gezi direnişinde muhalif medyada bir kırılma oldu ama Kobanê eylemleri sırasında tekrar başa dönüldü. Muhalif gördüğümüz kimi medya organları, hükümetin ağzıyla haber yaptı ve gerçekleri çarpıttı.”
diyerek bitiriyor konuşmasını.

Ana akım medya olarak nitelendirilen burjuva medyanın gerçeklikle alakası yok diyor 2.sınıf öğrencisi Ali Adnan Arslan. Medya patronlarının asıl amacının rant elde etmek ve reklamlardan kazanç sağlamak olduğunun altını çiziyor. İktidara karşı yapılan eylemlerin ana akım medyada yer almadığını ifade ediyor. “Hükümetin yanlışları vatandaştan medya aracılığıyla gizleniyor. Birçok medya organı hatta muhalif görünen medya organları bile sisteme hizmet ediyor.” oluyor son sözleri.


GERÇEĞİ HABERLEŞTİRECEK GÜCÜMÜZ VAR

3. sınıf öğrencisi Emre Kocaman, bir gazetecinin toplumu değiştirebileceğine inanıyor ve kendisi de bu doğrultuda mücadele ediyor. Medyanın gerçek yüzünü yansıtan Kobanê eylemleri olmuş. Çarpıtmalara karşı gerçeği ve doğruyu haberleştirecek gücümüzün olduğuna inanıyor Emre. İletişim fakültelerinde özgür bir basın yaratmak için yeterli eğitimin verilmediğinden bahsediyor. “Verilen eğitimin dışında gazetecilik alanında kendimizi geliştirerek halka gerçekleri ulaştırmalıyız.” şeklinde konuşuyor.

ÖNCEKİ HABER

19 yaşındayım 12 yıldır çalışıyorum

SONRAKİ HABER

Üstüne 3 tonluk kazan düşen işçi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...