09 Kasım 2014 05:15

Kobanê, Kürtler ve ‘Kürt Dostu Solcular’

Kürtler arasındaki bu olumlu gelişmeler, kimi ‘Kürt dostu solcu-sosyalist’ kişiyi oldukça rahatsız etmiş durumda. Tayyip Erdoğan’ın sol versiyonu bu kişiler Kobanê’nin düşmemesini anlayamıyorlar.

Paylaş

Amed DİCLE

Tarihi Kobanê direnişi ikinci ayını tamamlamak üzere. Kobanê bölgesindeki savaş bir süre daha devam edecektir. Zira Suriye coğrafyasındaki kaos giderek derinleşeceğe benziyor. Ve doğal olarak bu savaş Rojava kantonlarına da bir şekilde yansıyor, yansıyacaktır. Tel Abyad, Rakka ve Cerablüs DAIŞ kontrolünde olduğu müddetçe Kobanê bölgesi de ‘savaş bölgesi’ olarak kalacaktır. Ancak bu durum Kobanê’deki zaferi gölgeleyememiştir. Kobanê direnişi insani, siyasi ve askeri olarak başarmıştır, bu zafer içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli tarihi gelişmelerden biri olarak anılacak ve anlatılacaktır.
Kobanê direnişi, sadece Kobanê, Rojava veya Suriye için değildir. Birçok kişinin söylediği gibi insanlık adına verilen bir onur direnişidir. Ancak direnişin kazanımları öncelikli olarak Kürtler ve birlikte yaşadıkları halklar ve inançlar için önemli kapılar açmıştır. Kürtler öncülüğünde Rojava’da geliştirilen ‘demokratik özerklik modeli’ Ortadoğu’ya dayatılan kaosa alternatif olduğunu göstermiş, dünya siyaset arenasında meşru görülmeye başlanmıştır.
Bu gelişme Kürtlerin de yaşadıkları ayrı ana yurt parçalarında daha fazla bir araya gelmesine, kazanımlarına sahip çıkmasına ve ortak stratejik hesaplar ekseninde toplanmasına neden olmaktadır, olacaktır. Cümleyi tersinden de okumak mümkündür. Kürtlerin aynı platformda bir araya gelmesi, Kobanê direnişinin zafer yürüyüşüne ivme kazandırmıştır.

ÜLKESİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN...
Her şeyden önce uzun bir zamandır Kürtler arasında konuşulan ve birtakım pratik adımlarının da atıldığı ulusal kongrenin, artık Kürt toplumu tarafından siyasi parti ve örgütlere her zamankinden daha fazla dayatıldığını söylemek gerekiyor. Kendi halkı ve ülkesinin özgürlüğü için en ufak bilinç ve sorumluluk sahibi her Kürt’ün beklentisi bu yöndedir. Siyasi parti ve örgütlerin buna karşı ayak diremesi kendilerine zarar verecektir. Ulusal Kongrenin önümüzdeki yılın ilk ayında gerçekleşmesi mümkündür.
Kobanê direnişinin Kürt mücadelesini dünyada görünür kılması, sorumluluk sahibi Kürtlere ulusal birlik ihtiyacını ve gerekliliğini her zamankinden daha fazla dayatıyor. Kürt genç kadın ve erkekleri kendi canlarını feda ederek, kan dökerek bu kazanımı elde ettiler. Kürtler arası bu sinerjinin görünen en önemli gelişmelerin başında Duhok toplantısı, Peşmerge’nin Kobanê’ye gitmesi, daha öncesinde YPG ve HPG’nin Güney’in değişik bölgelerine gidip DAIŞ’e karşı savaşması, PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinden çıkarılması için tüm Kürt örgütlerinin imza atıp girişimde bulunması gibi gelişmeler geliyor.
Rojavalı partiler arasında Duhok’ta varılan anlaşmanın pratik planlanması yapılıyor. Mevcut durumda ciddi bir sorun görünmüyor. Önümüzdeki dönemde seçimler olacak ve tüm partiler bir şekilde yönetime dahil olacaklar. KCK ve KDP bu anlaşmanın garantörlüğünü yapmaktadır. Kısacası konu kendi haline bırakılmış değildir.
Öte yandan; Kürtler arasındaki bu olumlu gelişmeler, kendi aralarındaki sorunların bittiği anlamına gelmiyor. Sorunlar hiçbir zaman bitmez. Ancak yapılan şey, Kürtlerin ve birlikte aynı coğrafyada yaşadıkları toplulukların temel hakları ve özgürlükleri ekseninde varılan mutabakatlardır. Değişik siyasi görüş ve eğilimin Kürtler önünde engel olması değil kazanım olarak kalması gerekiyor. Kürtlerin şu an yaptığı budur.

ALTYAPIDAKİ TÜRKÇÜLÜK
Kürtler arasındaki bu olumlu gelişmeler, kimi ‘Kürt dostu solcu-sosyalist’ kişiyi oldukça rahatsız etmiş durumda. Tayyip Erdoğan’ın sol versiyonu bu kişiler Kobanê’nin düşmemesini anlayamıyorlar. Koalisyon güçlerinin Kobanê bölgesinde DAIŞ’i kısmen vurmasını eleştiriyorlar. Kürtlere ‘emperyalistlerle işbirliği yapıyorlar’ diyorlar. Bu çevrelerin, Kürtlerin kapitalist-modernist sistemin gayri meşru çocuğu DAIŞ’e karşı verdikleri mücadeleden haberleri yok. Kürtlerin kendi başına bir başarı elde edeceklerine inanmıyorlar. Çünkü zihin kodlarında Türkçülük var. Solcu olmaları bunu değiştirmiyor. Hayatında tek bir başarı öyküsü olmayan, umutlarını Avrupa ülkelerinde toto-loto oyunlarına bağlamış, Doğan Holding bloglarına yazı yazan bazıları ‘Kobanê’nin Duhok’ta düştüğünü’ bile yazdılar. Başka birisi, ‘korktuğumuz gibi değil, Kürtler birleşmez’ demeye getirdi.
Çünkü bunlar, Kürtlerin sadece ölmesine alışmış. Kürtlerin boğazına bugün bir bıçak dayanmıştır ve buna karşı direniyorlar. Direnince kaynaşarak aynı platformda bir araya geliyorlar. Dünya insanlığı da Kürtlerin bu direnişine sahip çıkıyor, kendi devletlerine basınç uyguluyor. Bu basıncın gereği olarak koalisyon güçlerinin hava saldırıları Kobanê’de gerçekleşti. ‘Kürtlerin hayır vurmayın, bu bizimle DAIŞ arasındaki meseledir’ diyecek durumları yok. Aksine bu durum, Kürtlerin şahsında bu direnişe destek olan herkesin ortak bir kazanımıdır.
Sonuç olarak; Kürtlerin Rojava zemininde geliştirdikleri model etnisiteye veya bir sınıfa dayanmıyor. Toplum odaklıdır. Kendi dar dünya görüşlerine ters geliyor diye Kürtleri kategorize etmek zavallılıktır. Kürtlerle dostluk mücadelelerine omuz vermek, varsa hataları eleştirmektir. Onları ‘yol yordam bilmeyen’ bir toplum olarak görmek sömürgeci zihniyetin dışa vurumudur..

ÖNCEKİ HABER

Kobanê direniş destanı - 1

SONRAKİ HABER

Kocaeli'de hasta, doktoru yumrukladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...