20 Nisan 2014 16:21

ROTA

İşçi gençlerin çalışma koşulları, milyonlarca öğrencinin, gencin, kadının işsizlik ve geleceksizle karşı karşıya olması, hükümetin özgürlük ve demokrasi çemberini daraltarak gençlere ve kadınlara nefes alabilecekleri bir yer bırakmaması, iktidarın da nefes alamayacağı günlerin yakın olduğunu göstermektedir.

ROTA
Paylaş

Seçim sonuçlarını iktidar ve medyası büyük bir zafer olarak karşılasa da gerçekte olan AKP’nin ve devletin bir bütün olarak itibar kaybettiği, halkın ise seçimlerde AKP’nin yerine kendi çıkarlarını savunacak bir alternatif bulamadığıdır. AKP ve CHP’nin taleplerin içini boşaltarak, kutuplaşma yaratması yeniden AKP’ye yaramıştır. CHP bir seçim döneminde daha halkın taleplerini, demokrasi güçlerinin birliğini yok sayma siyasetiyle, ‘Bana oy verin, ben en güçlü partiyim’ propagandasıyla seçimi kolay bir AKP zaferine dönüştürmüştür. Milyonlarca emekçinin işsizlik, yoksulluk gibi temel yaşamsal sorunları ortada dururken, Kürt sorununun çözümünden laisizm meselesine kadar birçok can alıcı sorun cevap beklerken, emek, demokrasi ve barıştan yana olan güçler ortak talepler etrafında birleşme çağrısı yaparken; tüm bunları yok sayarak, AKP karşısında bize oy atın siyaseti bir kez daha yenilmiştir. Bu seçim sonuçları geçmiş sayılarda da dergimize taşıdığımız HDP’nin yol haritasını doğrulamaktadır.
 Mahalleden, sokaktan, okullarımızdan, atölyelerimizden başlayarak; emekten, demokrasiden, özgürlükten yana olan herkesle, geleceğimiz ve özgürlüğümüz için birleşmek! İşte böylece düzen partilerinin, ‘Bize oy ver seni kurtaracağız’, ‘AKP karşısında beni destekle’ ya da tersten ‘CHP gelmesin istiyorsan bize oy ver’ gibi içi boş, halkı kandıran ve kendine yedeklemeye çalışan, halkın birleşmesini ve örgütlenmesini de engelleyen, kendi birliğini kurmasını istemeyen
yaklaşımlarıyla; her seçimde halkı bölüp, işçilerin, emekçilerin, gençlerin çıkarlarının ortak olduğu ve düzen partilerine karşı birleşmeleri gerektiği gerçeğini saptırıyorlar. Bu durumu değiştirmek üzere HDP, İstanbul da 3. Türkiye’de 4. parti olarak bir alternatif olabileceğini gösterdi.

    İşçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin bu ülkede eşitlik ve özgürlük isteyenlerin, adalet isteyenlerin sayısı az değildir. Ama birlikte mücadele etmeleri, dayanışmayı öğrenmeleri, kendi birliklerini kurmaları gerekmektedir. Seçimlerin hemen ardından bu birlik ihtiyacına da denk gelen bir gün olarak işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, bütün ezilenlerin, emek ve demokrasi güçlerinin; örgütlenme, atölye ve okullarda komiteler kurma, kendi örgütlerini yaratma için bir çalışmaya dönüşecektir. Milyonlarca gencin, işçinin, kadının sermayenin karşısına çıkarak alanlarda taleplerini haykırmasına hizmet edecektir. Bu nedenle sadece 1 Mayıs’a katılmayı değil, taleplerimiz etrafında birleşmek için 1 Mayıs sürecini iyi değerlendirme ve 2 Mayıs’a bu mücadeleyi büyütecek bir güçle girmeyi hedeflemeliyiz.

    Bu 1 Mayıs geleceği ve özgürlüğü için mücadele edenlerin, barış ve demokrasi talep edenlerin 1 Mayıs’ı olacaktır. İşçi gençlerin çalışma koşulları, milyonlarca öğrencinin, gencin, kadının işsizlik ve geleceksizle karşı karşıya olması, hükümetin özgürlük ve demokrasi çemberini daraltarak gençlere ve kadınlara nefes alabilecekleri bir yer bırakmaması, iktidarın da nefes alamayacağı günlerin yakın olduğunu göstermektedir. 1 Mayıs’ta tüm gençliği işçi sınıfının saflarına birleşmeye, dayanışmaya, mücadele etmeye çağırıyoruz. Yaşasın birlik, mücadele ve dayanışma günümüz 1 Mayıs!

ÖNCEKİ HABER

Mücadeleye Devam!

SONRAKİ HABER

Tatava Yapmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...