Alin Taşçıyan: Her film politiktir
Güler CENGİZ
İstanbul
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) bu yıl 46. kez ödüllerini dağıtıyor. Kısa süre önce yapılan kongrede seçilerek ilk kadın SİYAD başkanı olan Alin Taşçıyan’la, SİYAD’ı ödülleri ve sinema eleştirmenliğini konuştuk.
SİYAD’ın başkanının bir kadın olması bir değişiklik yaratacak mı?
Yaratmayacak. Türkiye’de olabilecek, görebileceğimiz en özgür, en eşitlikçi yapılardan biri SİYAD. Küçük bir dernek. 10 tanesi onursal 93 üyemiz var. Bu sayı her yıl bir iki kişi artar. Dolayısıyla bizim içimizde hiç öyle bir sorun yok. Ha, film okumalar açısından da, gene Türkiye’de başka her kesimden daha fazla hassas meslektaşlarım var. Çünkü Türkiye’de hakikaten siyasetin temelinde duran mesele, kadınların haklarına sahip olamaması, olanları kullanamaması ve aslında çok politik bir bakış gerektiren kadın cinayetlerinin, yeterince hassasiyetle ele alınamaması... Yani aslında en masum, en ilgisiz görünen filmden, en katı töreye kadar her şey kadınların alehine bu ülkede.
SİYAD bir dernek olarak neler yapar?
Bizimki bir sendika ya da meslek birliği değil, dernekleşmiş mesleki bir oluşum. Ama en önemli işlevi yıllardır Türkiye sinemasının yıl temelinde toplu değerlendirmesini yapmamız, SİYAD ödüllerini vermemiz. Festivallerde SİYAD jurileri oluşturup bir de eleştirmen bakışıyla ödülleri veriyoruz. Yani dernek faaliyeti olarak yaptığımız şey bu. Bazen festivallere özel bölüm yapıyoruz. Nadiren bir panel, konferans düzenliyoruz. Yine film festivallerinde, filmlerin sunumunu ve soru cevap bölümünün moderatörlüğünü yapıyoruz.
85 FİLMDEN SEÇİM YAPMAK ZOR OLDU
Bu yıl 46. kez SİYAD ödülleri verilecek. Bu yılki aday filmleri nasıl değerlendiriyor sunuz?
Benim ilk 5’im farklı olurdu ama bunlar da bu yılın kalburüstü filmleri. 85 tane yerli yapım gösterime girince haliyle seçim yapmak zor oldu. Ben film eleştirmenlerinin Derviş Zaim’in Devir’i gibi bir filmi es geçmemesini isterdim.
Gelecek sezona ilişkin beklediğiniz bir film var mı?
Fatih Akın’ın, Nuri Bilge Ceylan’ın, Derviş Zaim’in filmini merak ediyorum. Kutlu Ataman ve Tayfun Pirselimoğlu’nun yeni filmlerini gördüm. Onları şimdiden tavsiye ediyorum. Diğerleri sürpriz olacak.
Bu dönem atölyenizin adını neden politik film atölyesi olarak belirlediniz?
Birincisi her film politiktir. İnsanların bunun farkında olmadığını düşünüyorum. Bazı filmleri bayağı dünyadan, siyasetten çok arı okuyor, sadece siyasetle doğrudan ilgili filmlerin politik film olduğunu düşünüyorlar. Birde bütün bir toplum böyle ‘Gezi olaylarıyla politize olduğunu’ düşünüyor. Fakat bunu ne kadar anladıklarından emin değilim. Onun için hazır gündemde de böyle bir şey varken, farklı bir temada ele almak istediğim için, biraz bu konuda kavramlarla net anlaşabilelim diye bir atölye yapmak istedim.
Bir süredir Başka Sinema adında alternatif dağıtım sistemi yapılıyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu çoğaltılabilir mi?
Çoğalıyor zaten. Başka sinema, çok olumlu bir girişimdi. Önemli bir işlevi yerine getirdi, bir boşluğu doldurdu ve anında somut bir başarı elde etti. Bunun üzerine Başka Sinema’nın ağına katılmak üzere çok çeşitli sinemalardan, Başka Sinema’yı organize eden M3 Film Koordinatörü İmre Tezel, Marsel Kalvo’ya teklifler gelmeye başladı. Yani başka sinemanın dağıtım ağı gitgide büyüyor. Bu filmler kopya başına ortalamada gişe filmlerinden daha yüksek oynuyorlar. O yüzden büyük bir avantaj elde ettiler.
Son olarak söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Benim için eleştirmenlikten daha kıymetli olan kısmı, sinema yazarlığı. Ben taze taze sinema dünyasından film kültürünü izleyiciye aktarmayı, söyleşileri, röportajları daha çok tercih ederim. Uzunca bir süredir haftada sadece bir tane film yazıyorum. Dünyanın bütün festivallerinin programcıları, çoğununda yönetmenleri falan, tamamı sinema yazarıdır. Başka bir alandan gelmezler. Hakikaten bu, tutku derecesinde bir sinema sevgisi gerektiriyor. Her şeyi izleyip, her şeyi katmak.
BAKANLIĞIN PROJESİ UYGULANABİLİR DEĞİL
Kültür Bakanlığı kısa bir süre önce destek vereceği projelere +18 uygulaması getirdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uygulama şöyle: zaten normalde de Kültür Bakanlığı desteklediği filmin değiştirilmemiş olması gerektiğini, değiştirilmişse desteği geri alacağını söylüyordu. Bu değişimin formülü olarak +18’i getirmiş olmaları, bence uygulanabilir bir şey değil. Zaten bir manası yok. + 18 ne demek? 18 yaşından büyükler izleyebilir demek. Yani yetişkinler. Çocuklar için mi film üretiyoruz biz? Ben yetişkin bir insansam, burada Gençlik ve Spor Bakanlığının değil, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ise, sadece çocuklara hitap edebilecek film yapılmasını beklemek çok mantıksız. Bir de şu soruyu soralım: Bütün bu destek başladığından ya da daha evvel ki hükümetlerden beri, son 10 ya da 20 yılda kaç tane Türk Film + 18 almış ki? Pratikte alanda yok zaten. O kadar şiddet ve o kadar çok cinsellik içeren filmde yapılmıyor zaten bizde.
ELEŞTİRMENLER YAZACAK YER BULAMIYOR
Ülkemizde sinema eleştirmenliğinin düzeyi iyi mi sizce? Başka türlü neler yapılabilir?
İyi bence. Eleştiri hakikaten çok önemli kurumdur. Türkiye de de gayet iyi eleştirmenler var. Bizdeki temel sorun yazacak yer bulamamaları. Birde Türk sinemasının çok baskın olması. Bütün uluslararası festivallerimizde, herkes direkt ulusal yarışmaya odaklanıyor. Uluslararası yarışma-lar yapıldığı zaman, İstanbul’da olsun, Antalya’da olsun, Malatya’da olsun kimse görmüyor. Adana’da yarışmasız yapıyoruz gene kimse ilgilenmiyor. Mesela sıcağı sıcağına Türkiye prömiyeri yapılan filmler hakkında yazılamıyor. Çünkü onların yazılmasını, aktarılmasını talep eden medyamız yok. Televizyon ve radyolarda nerdeyse hiç film eleştirmeni yok. Her televizyon kanalında, önemli bir sinema kuşağı olmalı. Sadece popüler filmleri gösteren değil, film eleştirmenlerinin seçtiği, sunduğu, izleyiciye film kültürü aşıladığı kuşaklar yok. Bunlar büyük eksiklik. Eskiden TRT’de vardı. Üç tane olduğu dönem vardı. Hepsi birden yok oldu. Bütün gazetelerde tanıtımdan çok, birden fazla film eleştirmeniyle, gayet ciddi biçimde, filmler ele alınmalı. Birkaç gazetemiz bu durumda çok şükür. Star, Radikal, BirGün. Üç tane sinema dergimiz vardı. Sinema Dergisi kapandı, Yeni Film ve Altyazı devam ediyor. Mesela webte çok iyi film siteleri başladı. Akademisyenler çalışmalarını daha fazla yayımlamalı. Kitap değil, süreli yayınlarda ve hatta webde.
Evrensel'i Takip Et