17 Ocak 2014 11:32

Kırmızılı Kadın: Ceza, iktidarın zulmünü aklayamaz

Gezi Parkı direnişi sırasında polisin yüzüne biber gazı sıktığı sırada çekilen görüntüsü ile "Kırmızılı kadın" olarak direnişin sembollerinden olan ve kendisine biber gazı sıkan polis hakkında 2 yıl hapis cezası istenilen Ceyda Sungur, "Tek başına, amirlerinden aldığı emirle hareket eden 23 yaşındaki bir polisi yargılamak, polisin 'destan' yazdığını iddia eden iktidarın zulmünü aklayamaz" dedi.

Kırmızılı Kadın: Ceza, iktidarın zulmünü aklayamaz
Paylaş

Gezi Parkı direnişi sırasında polisin yüzüne biber gazı sıktığı sırada çekilen görüntüsü ile "Kırmızılı kadın" olarak direnişin sembollerinden olan ve kendisine biber gazı sıkan polis hakkında 2 yıl hapis cezası istenilen Ceyda Sungur, "Tek başına, amirlerinden aldığı emirle hareket eden 23 yaşındaki bir polisi yargılamak, polisin 'destan' yazdığını iddia eden iktidarın zulmünü aklayamaz" dedi.

Gezi Parkı direnişi sırasında polisin yüzüne biber gazı sıktığı sırada çekilen görüntüsü ile "Kırmızılı kadın" olarak direnişin sembollerinden birisi haline gelen ve kendisine biber gazı sıkan polis hakkında 2 yıl hapis cezası istenilen Ceyda Sungur, polis hakkında açılan davaya ilişkin açıklama yaptı.

Gezi'de hayatını kaybeden kişilerin ailelerine karşı açıklama yapmayı borç bildiğini belirten Sungur, polise açılan davanın ardından basında çıkan haberlerin kendisini rahatsız ettiğini belirtti. Sungur, "Basında çıkan haberler beni fazlasıyla rahatsız etti. Gezi direnişinde yitirdiklerimizin katilleri ve gerçek sorumluları cezalandırılana kadar, kimse adaletten bahsetmesin! Tek başına, amirlerinden aldığı emirle hareket eden 23 yaşındaki bir polisi yargılamak, polisin 'destan' yazdığını iddia eden iktidarın zulmünü aklayamaz. Gezi direnişinden bu yana, aradan geçen 7 ay içerisinde, polis şiddeti ile yaralananların şikâyetlerinin hiçbirisi dava konusu olmamışken yüzüme gaz sıktığı için yargılanan polise verilecek cezanın adalet duygusuna zerre katkısı yok" diye belirtti.

'ADALET HAK MÜCADELESİ İLE GELİR'


Sungur açıklamasında şunları belirtti: "Ne yazık ki, Ethem Sarısülük başından bir polis kurşunu ile vurulduğunda, Abdullah Cömert kafasına gaz fişeği isabet ettiğinde, Mehmet Ayvalıtaş 1 Mayıs Mahallesi'nde Gezi eylemlerine katıldığı sırada ezildiğinde, İrfan Tuna işyerinde gaza maruz kaldığında, Medeni Yıldırım Lice'de kalekol inşasına karşı pankart açtığında, Selim Önder Gümüşsuyu'nda oturan kızını ziyarete gittiğinde, Zeynep Eryaşar Gezi Parkı'nda nöbet tutan çocuklarına destek için yürüyüşe katıldığında, Ahmet Atakan katillerin cezalandırılmasını istediğinde, Ali İsmail Korkmaz dövülerek öldürüldüğünde, Serdar Kadakal çalıştığı yerin önündeki sokakta oturduğunda, hiçbirinin üzerlerinde 'kırmızı elbise' yoktu. Güzel gözlü kardeşim B.E.  ise bakkaldan ekmek almaya gitmekten daha büyük bir suç işlememişti. Bu insanların basın tarafından tesadüfen yakalanan fotoğraflarının olmaması, fail ve sorumlularının yargılanmaması veya ceza almaması için bir bahane olamaz.

Elbette bugün, başta fikri hak ve özgürlükleri savunan basın mensuplarının, siyasi tutukluların, hak gaspına uğrayanların yanında yer alan ÇHD avukatlarının, özgür bilimi savunan akademisyenlerin yargılandığı ve önümüzdeki pazar üzerinden yedi yıl geçmiş olacak olan Hrant Dink cinayeti gibi onlarca faili meçhul cinayetlerin sorumlularının korunduğu bir hukuki düzlemde, adalet ve hakkaniyetten söz edemeyiz. Tüm bunlara rağmen, yaşananların hiçbiri unutulmayacak ve yaşananlar karşısında maruz kalınan muameleye hiçbir zaman alışılmayacak. Adalet yerini ancak ve ancak verilen hak mücadelesi ile bulacak ve inanıyorum ki B.E. tam da bunun için uyanacak." (İstanbul/DİHA)


 

ÖNCEKİ HABER

Sığındıkları harabe göçen Suriyeli ailenin çadırı yıkıldı

SONRAKİ HABER

HDP, yerel seçim adaylarını açıkladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...