10 Kasım 2013 10:56

Bursa’nın kadın yüzü

Berna Yeşiltepe

Bursa’ya değen kadınlar. Değen ama görülmeyen, görülmek istenmeyen ya da gizlenen... İşte bu kadınları “Bursa’nın Kadın Yüzü” adlı kitap çalışmasını yapan Güney Özkılınç, Deniz Dalkılınç ve Ceyhun İrgil gözler önüne seriyor. Ve biz bir pazar sohbetinde buluşuyoruz. Kadınlara, kent kültürüne ve yaşama dair...

Kadınlarla ilgili bir çalışma yapma düşüncesi nasıl oluştu?
Güney Özkılınç: Bursa’da yaşıyoruz. Bursa sıradan bir şehir değil. Dokusuyla, geçmişte ve günümüzde yaşayan insanlarıyla kimliği olan kentlerden biridir. Ülkemizdeki ilk kadın grevinin 1900’lü yılların başında Bursa’da gerçekleştiğini biliyoruz. Ayrıca ülkemizin önemli okullarından bazıları Bursa’da bulunmaktaydı: Necatibey Kız Enstitüsü, Amerikan Kız Koleji, Bursa Kız Muallim Mektebi… Bursa geçmişinden 1900’lü yılların başına kadar çok kültürlü bir kentti: Bizans, Osmanlı, Bektaşi kültürü. Kısacası Bursa’da belli bir birikim vardı ve bu kültür hep erkekler üzerinden anılıyordu. Biz bunu kadın hikayeleri üzerinden anlatmak istedik. Bursa’dan çıkıp Türkiye’ye mal olmuş ve her biri alanında önemli işler başarmış kadınları andık.

Deniz Dalkılınç: Bu kentin kimlik kazanmasında kadınların payını biliyorduk. Bursa kadın elinin çok değdiği şehirlerden biridir.

Hangi isimlerin kitapta yer alacağına karar vermek kolay olmamıştır? Bu seçimi nasıl yaptınız?
Güney Özkılınç:
Bu seçimi yapmak zor oldu. Bu kitapta 143’ün üzerinde kadın olmalıydı... Yeni baskılarda bu sayı artabilir. Seçimde, yaşadıkları dönemi ve yaptıkları işleri dikkate aldık. Günümüzde bir kadının hem öğretmenlik yapması hem de resim sergileri açması normal olabilir. Bunu bir kadın olarak 1930-1940’lı yıllarda başarmak çok daha önemli bir iştir.

Bu çalışma İmparatorluğun son döneminden bugüne bir bellek tazelemesi yapıyor. 2013, kentlilik ve kent kültürü üstüne ne dersiniz?
Deniz Dalkılınç:
Bursa kent kültürü ve tarihi çalışmaları açısından diğer illere oranla zengin bir şehir. Bursa üzerine yazılmış beş yüz kitap var. Bizim çalışmamız Bursa’ya dokunan kadınların bir araya toplanmasını sağladı ve 1930’lardan günümüze mimari yapıdaki değişmeleri ortaya koydu. Elde ettiğimiz fotoğraflar kentin nasıl tahrip edildiğini de gösteriyor.

Zengin bir fotoğraf albümü sunuyorsunuz bize. Hem yaşam öyküleriyle ilgili hem de eski Bursa’ya ait birçok fotoğraf var. Fotoğraf sergisi de yaptınız sanırım.
Ceyhun İrgil:
Sergimiz Mart 2013’te yapılan TÜYAP Kitap Fuarı’nın ana sergisiydi. On binlerce kişi sergiyi ziyaret etti.

“Kent ve kadınlar” özelinde Türkiye’de yapılmış başka çalışma var mı?
Deniz Dalkılınç:
Bildiğimiz kadarıyla yok.

Kadın emeğinin görünmesi adına bu çalışma çok önemli. Bursa’da yaşayan bir kadın olarak size teşekkür ediyorum.
Güney Özkılınç:
Kadınların geçmişten günümüze yaşadığı sorunlarda kısmen bir azalma görülse de değişen çok şey yok. 2005 yılında Bursa’da bir fabrikada çıkan yangında beş kadın işçi yanarak can verdi. Bu kadınların ortak özelliği sendikasız, sigortasız çalıştırılıyor olmalarıydı.
Bizce bu  kitap genç kadınlara isterlerse neleri başarabileceklerinin bir göstergesidir.Ve biz inanıyoruz ki yaşamın yarıdan fazlası kadınlarındır.

143 KADIN PORTRESİ

Kitabın önsözünde çalışmanın kadınlara “bir saygı duruşu” olduğunu yazmışsınız. Bu ifadeyi açar mısınız?
Güney Özkılınç:
Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Bugün bile kadının ikinci sınıf görüldüğünü biliyoruz. 60-70 yıl önce bu cinsiyetçi ayrımın daha fazla olduğu da aşikar. Ancak kadın kendisine biçilen, onu eve hapseden koşulların içinden sıyrılır ve bir kenti, bir ülkeyi değiştirmeye soyunur. İşte, bizim yaptığımız bu kadınlara bir saygı duruşudur.

Kitapta kaç kadının yaşamöyküsü yer alıyor?
Ceyhun İrgil:
Önce 100 kadın hedeflemiştik. Bu nedenle kitabın adını “Bursa’nın Kadın 100’ü” koyduk. Çalışma esnasında gördük ki Bursa’ya değen kadın sayısı yüzün üzerinde. Bu nedenle çalışmayı büyüttük. 143 kadın portresiyle birlikte 1203 kadınının adına ve yaşamda öne çıktığı bilgilere yer verdik.

İLK KADIN MİMAR
Mustafakemalpaşa’da 1906 yılında doğan, radyo ve elektrikli aletler satan, Yahudi tebaadan ilçede yaşayan son kişi Viktorya’nın hikayesi çok etkileyici. Sizin için çok özel bir öykü var mı?
Güney Özkılınç:
Birçok önemli isim var: “Kanarya’nın kızı” lakabıyla anılan Marika Kanaropoulou, Türkiye’nin ilk kadın mimarlarından Münevver Belen ve Leman Tomsu, TİP genel başkanlığına kadar yükselmiş Behice Boran bunlardan bazıları.
Deniz Dalkılınç: Münevver Belen ilk kadın mimarlarımızdandır, günümüzde devlet tiyatrosu olarak kullanılan bina onun eseridir. Meskure Yuca 101 yaşında ve hâlâ hayatta olan bir kadın. Bursa’nın  1920’li ve 30’lu yıllarını çok iyi hatırlıyor. Bize o zamanki kent kültürü ve mimari doku hakkında önemli bilgiler verdi.

Evrensel'i Takip Et