Kürt kardeşime dokunma

Çağlar Kazak

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde (AİBÜ) geçen hafta Kürt öğrencilere yönelik saldırı olmuş, saldırı daha sonra yurtlarda devam etmişti. Kürt öğrenciler; “Sizi burada yaşatmayacağız.”, “Evinize dönün.” tehditleriyle karşı karşıya kalmıştı. Konuştuğumuz öğrenciler emniyetin de bu olaylara göz yumduklarını iddia etmişti.
Biz de bu konuyu üniversitedeki Türk öğrencilerle konuştuk.
İktisat bölümü 4. sınıf öğrencisi Baki Boyraz, öncelikle Kürt arkadaşlarımıza yapılan bu saldırıyı kınadığını söyledi. Asıl bölücülüğün milliyetçilik olduğunu söyleyen Baki, bu saldırıların halkların birlikte yaşama iradesini kıramayacağını belirtti.
Tarih Bölümü 1. sınıf öğrencisi Hasret Hazal Akhan da sözlerine saldırıyı kınayarak başladı. “Yıllardır Kürtlere karşı yapılan ayrımcı-ırkçı propagandanın Bolu’da yapılan bu saldırıyı tetiklediğini düşünüyorum. Kürt arkadaşlarımın her zaman yanındayım, bu saldırılar kardeşliğimizi yıpratamayacak.” diyerek sözlerini tamamladı.

GEZİ OYUNU BOZDU!

Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Buğra Kaan Yazgı, Kürtlere düşmanlığın ilkokuldan beri bu devlet aklı nedeniyle başladığını ve öyle devam ettiğini söyledi. Ne bu saldırılar ne de Kürtlere karşı sıkılan palavralar benim fikrimi değiştirecek diyen Buğra; “Ben Kürtleri dost bildim, kardeş bildim, öyle bilmeye devam edeceğim.” diyerek sözlerini tamamladı.
İktisat bölümü 2. sınıf öğrencisi Cengizhan Maden, Gezi direnişi bizlere çok şey öğretti diyerek başlıyor sözlerine. Bu öğrettiklerinden birinin de Türkiye’de yaşayan halkların ortak mücadele etmesi gerektiği olduğunu söylüyor. “Yıllardır Türkü Kürde, Kürdü Türke kırdırmaya çalıştılar. Gezi bunu bozdu diye düşünüyorum. Kürt öğrencilere yapılan bu saldırıları kınıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
Uluslararası ilişkiler bölümü 2. sınıf öğrencisi Barış Alır, “Binbir güçlükle eğitim görmek için Bolu’ya gelmiş olan Kürt arkadaşlarımıza yapılan bu saldırı çok çirkin bir hareket.” diyerek sözlerine başladı. Kürt arkadaşlarımızın hem derslerle hem yoksullukla hem bir de bu tür saldırılarla uğraşmak zorunda kaldığını ifade etti. Bu saldırıların Kürt öğrencilere yapılan bir zulüm olduğunun altını çizen Barış; “Kürt kardeşime dokunma” diyerek sözlerini tamamladı.
Kamu Yönetimi 1. sınıf öğrencisi Gülcan Yılmaz da, yerel gazetelere demeç veren ülkü ocakları başkanının açıklamalarına değinerek başlıyor konuşmasına. Bu konuşma Kürt öğrencilere yönelik açık bir tehdittir diyen Gülcan, saldırı sinyallerinin burada verildiğini söyledi. Kürt arkadaşlarımızın yalnız olmadığını kaydeden Yılmaz, böyle saldırıların tekrar yaşanmamasını dilediğini söyledi.

SAVUNMA GERÇEKÇİ DEĞİL

Kimya bölümü 2. sınıf öğrencisi Mert Hıraoğlu, ülkücü grubun kendilerinin kışkırtıldığını söylediğini fakat gerçeğin böyle olmadığını ifade etti. Olayı “Rektörlüğün izin vermiş olduğu bir topluluk stant açmış ve tanıtımını yapıyor. Bütün öğrenci topluluklarınn yaptığı bir iş. Ortada kışkırtma, tahrik vs. yoktur.” şeklinde anlattı. Hıraoğlu sözlerini, “Bu savunmayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bu saldırı benim nazarımda faşizmdir. Kendi sesinden başka bir sese tahammülsüzlüktür.” diyerek noktaladı.

POLİSİN İŞİ NE?

Saldırılarla ilgili görüşünü aldığımız bir başka öğrenci ise Sosyoloji bölümü 3. sınıf öğrencisi Kübra Aydın. Kübra polisin tutumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Polisin görevinin vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak olduğunu söyleyen Aydın; “Herhangi bir grubun tarafını tutmak polisin işi değil.” diyerek sözlerine devam etti. Kimsenin kimseyi etnik kökeninden dolayı ötekileştirmemesi gerektiğini belirten Aydın, sırf Ahmet Kaya dinlediği için saldırıya uğrayan arkadaşlarının olduğunu iletti.

'Bolu-AİBÜ'