31 Ağustos 2013 16:51

Şol kardeş toprağında ‘Sanat ve İktidar’ı biz de bir yol tartışalım dedik

Barış Yıldırım

Yalnızca bu toprakların değil dünyanın ilk büyük komünizan isyanlarından birinin gerçekleştiği Karaburun yarımadasında, yalnızca bu toprakların değil dünyanın en kapsamlı, yaratıcı ve haklı kent isyanlarından birinin artçı sarsıntıları sürerken toplanan bir sosyal bilimler kongresinde tartışacağımız her konuda tek bir şeyin gölgesi olabilir tabii ki.
8. Karaburun Bilim Kongresi’nin geçici programı Gezi İsyanları’ndan çok önce açıklandığı ve bildiri önerileri bundan da önce gönderildiği halde, tartışacağımız her şeyi Gezi’yle ilgili olarak tartışacağımıza emin olabiliriz. Zira bu kongre, isyanlar dalgasından sonra muhalif akademisyenlerin ve akademi dışından yazan, çizen, düşünen, tartışan ve eyleyen insanların bir araya geleceği ilk büyük buluşma.

ŞARKILARA AYIK OLUN!

7 Eylül Cumartesi saat 10.00’da Mordoğan’da yapılacak olan Sanat ve İktidar başlıklı oturumun bildirileri de Gezi öncesi saptanmıştı. Geçen yıl Karaburun’da tutsak olan ve adına kongrede bir oturum düzenlenen Osman İşçi bu yıl aramızda, İrlanda tiyatrosundan Translation (Çeviri) adlı bir oyundan yola çıkarak anadil-kimlik ilişkisini tartışacak. Lütfiye Bozdağ ise bugünün dünyasında sanata her dokunuşumuzda lambadan çıkan cin sermayeyi, mesenlikten sponsorluğa giden hat boyunca ele alacak. Gezi’de hayatın sanatın yerini aldığını, direnişin kendisinin bir sanat eseri olduğunu söyleyen Bozdağ’ın konusuna paralel olarak Süreyya Karacabey, kongreden önce 30 Ağustos-3 Eylül arasında yapılan Karaburun Ekonomi-Politik Atölyesi’nde ‘Sanatın Ekonomi-Politiği’ni tartışacak.Gezi sürecinde İzmir’de müzikal eylemler “koyan” Chapullation Orkestra’dan Ali Cenk Gedik ve Sokak Sanatçıları Derneği’nden Serdar Türkmen müzik ve siyaset üzerine konuşacak. Ali Cenk ve Lyndon Waypopüler müzik ve Marksizm ilişkilerini teorik bir perspektiften tartışırken, #Direnİzmir sokaklarında şarkılarıyla gece ve gündüz coştuğumuz Serdar ‘Şarkılara Ayık Olma’ya davet edecek: “Şarkı, bir kavga alanıdır.” Hazel Melek Akdik ise bu yazının başında Şeyh Bedreddin Destanı’na ve Bedreddin’in komünizan ideallerine ilişkin olarak söylenenlere (Dolayısıyla bu kongrenin mekan olarak Karaburun’u seçmesini oluşturan zeminlere) eleştirel bir bakışla Bedreddin figürü ile genel olarak sosyal eşkıya, özel olarak Köroğlu arasındaki ilişkileri tartışacak.
Ben de oturumun başında ‘Gezi, Sanat ve Kolektivizm: Her Yer Sanat, Herkes Sanatçı’ başlıklı bir “çerçeve sunum” yapacağım.Hedefim, kolektif kavramını antropolojik köklerinden sanatsal dallarına doğru izlemek. Ortaklaşa bir yaşam bugün bile Yunan mitolojisinin babalarından Hesiod’un verdiği “Altın Çağ” ismiyle adlandırılıyor. Vergilius’tan Börklücelere, Spartaküs’ten Mustafa Suphi’lere, Mahirlere, Denizlere, İbolara, 19 Aralık’ta bombalanan hapishane komünlerinden hiç bir şeyin satılmadığı Taksim Komünü’ne değin ortaklaşa bir yaşamın, kolektif bir varoluşun düşünü kuruyoruz: Biz hiç yalnız olmadık ki...

SANATSAL KOLEKTİFLER VE KOLEKTİF SANAT

Sanat ise “zaten her zaman” kolektif bir üretim alanıydı. Ama bu nesnel halin öznel iradeyle tamamlanması için Tarihsel Avangardları beklememiz gerekiyordu. Brecht ise ansambl kavramıyla kolektif üretimin en köklü kurumlarından birini yarattı.
Bu topraklarda da kolektif sanat girişimleri iki paylaşım savaşı arasına denk düşer. Nazım’ın Nail V. ile ortaklaşa çıkardığı 1 + 1 = 1, kolektifin matematiksel ifadesi gibidir: iki başka’nın bir, fakat daha üst bir aynı doğurması. 50’lerde özellikle resim çevrelerinde çeşitli girişimler olmakla birlikte dünya kolektif sanat üretim tarihine Anadolu’nun özgün katkısını 80 ortalarından itibaren ortaya çıkan Çağdaş Türkü, Yeni Türkü, Grup Yorum, Kızılırmak (son iki grubun üyelerinden İlkay Akkaya, kongre sırasında Karaburun’da olacak) gibi müzikal kolektifler yaptı.
Gezi sürecinde devasa bir kolektif olan direnişin parçası olan sanatçılar arasında mevcut kolektifler önemli roller oynamakla kalmadı. (Hemen Duman’ın, Kardeş Türküler’in şarkılarını, Grup Yorum’un park konserlerini hatırlayalım) yeni kolektifler doğdu ve doğar doğmaz üretime geçtiler. Ayrıca sanatçı bireyler ad hoc sanat kolektiflerinde bir araya gelerek çeşitli ortaklaşa çalışmalar ürettiler. Bu ortaklaşa üretim kendini en çok müzikal alanda gösterdiyse de grafik sanatlarda ve tiyatroda da örnekleri görüldü.
Gezi’nin estetiğinin ilk karakteristiği kolektifin oynadığı önemli rol ise, ikinci karakteristiği metinlerarasılık oldu. Direnen kişi “Adem değildi”, direnişin sanatını yapan kişi de. Bu süreçte ortaya çıkan şarkıların yarıya yakını mevcut şarkıların uyarlamaları (örn. “Çapulcu musun vay vay?​”) yahut alıntılanmalarıydı (örn. “Ey Özgürlük”). Pasticcio –bizdeki aşure gibi– kalan veya toplama yiyeceklerden yapılan bir İtalyan tatlısıdır. Direnişin “lezzetli” estetiğinde ve söyleminde pastiş en çok karşılaştığımız metinlerarası araç oldu: Sokak yazılarından şarkılara, sosyal medya güncellemelerine uzanan bir yelpazede farklı üsluplar ve/ya (edebi ve müzikal) metinler bir araya getirilerek yeni içerikler üretildi ve bunlar yeni pastişlere malzeme oldular.
Gezi isyanlarının kültür incelemelerinin önemli bir başlığı haline getirdiği politik sanat ve onun (ama yalnızca onun değil) yapılma biçimlerinden biri olan sanatsal kolektifler ve kolektif sanat konusunu bu bağlamlarda tartışmayı ve oradan yola çıkarak tiyatrodan müziğe, destanlardan şiirlere uzanmayı düşünüyoruz.
Tartışmamıza dışarıdan katılmak isterseniz #KaraburunSanat etiketini kullanabilirsiniz. Kongrenin genel etiketi ise #Karaburun2013. Sorular, yorumlar, katkılar bu etiketleri kullanarak yapılabilir.(Kongrenin hesabı @KongreKaraburun, benim hesabım @prometeatro, oturum öncesi de her türlü teati hoş geldi, safa geldi.)


7 EYLÜL CUMARTESİ SAAT 10:00

Mordoğan
B8 Oturumu: Sanat ve iktidar
Oturum Başkanı: Barış Yıldırım
Çerçeve Sunuş: Barış Yıldırım - Gezi, sanat, kollektivizm: her yer sanat herkes sanatçı
* Lütfiye Bozdağ - Sanatın sermaye ile dansı
* Osman İşçi – Anadil-kimlik ilişkisine İrlanda Tiyatrosundan bir bakış
* Ali C. Gedik ve Lyndon Way – Popüler müzik çalışmaları ve sınıf mücadelesiz Marksizm
* Serdar Türkmen – Şarkılara ayık olmak
* Hazel Melek Akdik – Sözlü kültürden modern edebiyata bir Köroğlu anlatısı

Evrensel'i Takip Et