08 Temmuz 2013 10:57

Tekstil işçisi kadınların gözünden Gezi Parkı

En çok büyüklü küçüklü tekstil atölyelerinin yoğunluğuyla bildiğimiz Çağlayan’dayız. Taksim’e yakınlığı bir yana, tekstil atölyelerinde çalışanlar ağırlıkla Kürtlerden oluşurken, AKP’ye oy veren kesimlerin yoğun oturduğu bir mahalle Çağlayan. Tüm Türkiye’nin hareke

Tekstil işçisi kadınların gözünden Gezi Parkı
Paylaş
Leyla GÜZEL

En çok büyüklü küçüklü tekstil atölyelerinin yoğunluğuyla bildiğimiz Çağlayan’dayız. Taksim’e yakınlığı bir yana, tekstil atölyelerinde çalışanlar ağırlıkla Kürtlerden oluşurken, AKP’ye oy veren kesimlerin yoğun oturduğu bir mahalle Çağlayan. Tüm Türkiye’nin harekete geçmesine fitil olan, kadınların etkin varlığıyla simgeleşen Gezi direnişinin kadın tekstil işçileri arasında nasıl konuşulduğunu, nasıl yansıdığını merak ediyoruz.
Sohbet ettiğimiz ilk kadın işçi Heves. “Ben Gezi parkı eylemlerini destekliyorum” diyor ve düşüncelerini ekliyor: “Eylemlerin bu kadar yaygın olması ve milyonlarca insanın sokağa dökülmesinin tek nedeni AKP hükümetinin halkına uyguladığı politikaları. Polislerin halka orantısız güç uygulaması tepkileri arttırdı. Hükümetten yana olan bütün medya kanalları ve gazeteler halkı görmezden geldi. Bu medya kanallarını kınıyorum. Duran adam eylemi hoşuma gitti… Başbakan Hatay’da benim Türk vatandaşlarım öldü diyerek bu ülkede yaşayan halkları birbirine kırdırmaya çalıştı. Şimdi de Gezi Parkı eylemleri üzerinden toplumu birbirine kırdırmaya çalışıyor.”
POLİSE SATAŞMAMAK İÇİN GİTMEDİM

“Başbakan her yerde ayrımcılık yapıyor. Ayrımcılık yapan başbakan istifa etmeli. Biz barış istiyoruz ayrımcılık yapılsın istemiyoruz” diyerek tepkisini dile getiriyor İpek teyze ve kızıyla ilişkisinde yaşadığı değişimden söz ediyor: “Kızım Gezi Parkı öncesinde eylemlere gittiğinde ben kızıyordum. Şimdi kızımı destekliyoruz. Halkın bu noktaya gelmesinin nedeni Tayyip’tir. Bunu o istedi. Çocuklarımız ya da biz istemedik. Ben polise sataşmamak için Taksim’e gitmedim. Polise gidip ‘eşek kafalı sen Tayip’in çocuğu musun ki halka şiddet uyguluyorsun? Sen kimin polisisin dön de kendine bak’ derdim… Biz Kürt kadınları olarak gezi mücadelesini destekliyoruz. Ama yıllardır bizim çocuklarımız ölüyor ve halk sessiz kalıyor. Kürtler yıllardır eziliyor. Roboski katliamında 34 çocuğumuzu kaybettik. Bu insanlar o zaman da keşke sokağa dökülselerdi.”
AKP’ye oy vermiş bir işçi olan Esma’ysa “Gezi eylemlerini desteklemiyorum” diyor. “Ağaçların ve ormanların yıkılmasından yana değilim. Ama bu olayların CHP'nin kışkırttığını düşünüyorum. CHP dine karşı olduğu için böyle davranıyor. Biz eskiden kapalı hiçbir yere gidemiyorduk. AKP hükümeti döneminde biz daha özgür olduk. Polisin şiddetini onaylamıyorum ama eylemcilerin kırıp dökerek etrafa zarar vermesini de anlamıyorum.”
Kürt işçi kadınlardan biri olan Fatma, direniş sürecinde bir kez Gezi Parkı’nı gezmeye gittiğini ve oradaki dayanışmayı gördüğünü, çok hoşuna gittiğini ancak daha sonrasında gitmek isteyip vazgeçtiğini söylüyor. Nedenini şöyle açıklıyor: “Ben arkadaşlarıma anlattım, onlar da merak ettiler. Ama televizyonda türbanlı kadınları aşağıladıklarına dair bir haber gördüm. Bütün arkadaşlarım benim gibi kapalıydı. Bir problem olur diye vazgeçtik”

İNSANLARI SOKAĞA DÖKEN AKP POLİTİKALARIYDI

Çiğdem, CHP’ye oy vermiş bir işçi kadın ve şunları söylüyor:  “Ben gezi eylemlerini destekliyorum. Eylemler gezi parkı üzerinden başladı, ancak insanları sokağa döken AKP’nin politikalarıydı. Öncelikle polis şiddetine karşı çıkmak sonra da herkes kendi taleplerini haykırmak için sokakta idik. Bir başbakan insanların yatak odalarına, kaç çocuk doğuracaklarına nasıl karışabilir. Başbakan kimin neye inanacağına nasıl karar verebilir. AKP iktidar olduğundan bu yana çıkardığı yasalar en çok biz kadınları etkiliyor. Bütün politikaları ile kadınları eve kapatmaya çalışıyor. Kadınların özgürleşmesi için de AKP’nin istifa etmesini istiyorum.”
Mizgin bir Kürt olarak uğradığı ayrımcılığa, ötekileştirmeye değiniyor: “Biz Türkler ile eşit haklara sahip değiliz. Ben kendimi bir Türk kadar rahat ifade edemiyorum. Yıllardır bize uygulanan baskılardan kaynaklı olarak hâlâ Kürdüm derken ya da sıradan bir meselede kendimizi ifade etmek istediğimizde hâlâ tedirginlikle, çekinerek ifade ediyoruz. Hâlâ komşularımız kendi aramızda Kürtçe konuştuğumuzda tepki gösteriyor. Oturduğum mahallede Gezi Parkı eylemlerini desteklemeyenler çoğunlukta. İşyerinde destekleyen de var desteklemeyen de.”

BENİM KIRAMADIĞIM DUVARLARI BENİM GİBİ KADINLAR KIRMIŞTI

Aysun, televizyondan takip ettiği kadarıyla kadınların eylemlerde çoğunluğunu oluşturduğunu ve en önde yer aldıklarını gördüğünü ve bundan çok mutlu olduğunu söylüyor. “Benim kıramadığım duvarları benim gibi kadınlar kırmıştı. Ben hiç Gezi Parkı’na gitmedim. Ama giden arkadaşlarımdan oradaki ortamı dayanışmayı bolca dinledim. Gitmiş kadar oldum. Kanallarından gördüğüm, ilk Gezi Parkına girildiğinde CHP orada yoktu sonra mitinglerini iptal edip parka gitti. Bu nedenle gezi eylemlerinin CHP’ye mal edilmesini doğru bulmuyorum. Ben Gezi Parkı’ndaki ağaçların oradan sökülmesini istemiyorum. Çünkü etrafıma bakıyorum tek bir ağaç bile yok. İnsanların ağaçlarına sahip çıkması kadar doğal ne olabilir ki. İnsanlar çocuklarını parklara götürmek için bir arabaya sahip olmaları gerekiyor. Ama biz işçilerin araba alacak paraları yok. Evimizi alıp ormanlık alanlara yerleşme şansımızda yok çünkü oralarda iş yok, hayat pahalı.”
“Ancak Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve polisin gazla, tazyikli suyla insanların sabrını taşırdı. Oradaki insanların sahiplendiği taleplerin hepsi benim de talebimdir. Biz kadın işçilerin kadın olmaktan kaynaklı taleplerimiz var. Aynı işyerinde çalıştığımız erkek arkadaşlarımız kız kardeşlerini çalıştırmıyorlar. Bana ‘sen neden çalışıyorsun’ diye soruyorlar. Erkeklerle aynı ortamda çalışmak harammış, günahmış. Açık giyinmek günahmış. Bunların ortadan kalkması için Gezi Parkı eylemlerine katılırdım. Bence kadınlar çalışmalı, kocasının, babasının eline bakmadan kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmalı.
Ben aynı zamanda bir Kürt kadınıyım. Bizim de kimliğimiz, haklarımız var. Anadilde eğitim alma ve konuşma hakkımız var. Bu talepler için eylemlerin en önünde bulunurdum. Ama burada bile aile baskısı ile karşılaşıyoruz. Gezi eylemlerine de yine ailelerimiz izin vermediği için katılamadık”
   

ÖNCEKİ HABER

Tencerem var tavam var çapulcuyum havam var!

SONRAKİ HABER

Hakkımızı yiyenden ‘kardeş’ olur mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...