Mesele sadece İmamoğlu değil, aynı zamanda kendi geleceğimiz de

Beyza ve Irmak

Gaziantep Üniversitesi

19 Mart’tan bu yana İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile beraber birçok siyasinin tutuklanması ile birlikte başlayan eylemler Gaziantep’te de sürdü. Kentteki eylemler, örgütlülükteki zayıflık, eylem biçimleri gibi sebeplerden dolayı uzun soluklu olmasa da gençlerin katılımı çok yoğundu. Gaziantep uzun zaman sonra en kalabalık eylemlere şahitlik etti.

Üniversiteli iki genç kadın olarak eylemlerde birçok üniversiteli genç kadınla tanışma, bir araya gelme fırsatı bulduk. Onlar da bizim gibi kendileri için oradaydılar. Eylemler İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla patlak verse de mesele sadece İmamoğlu değildi. Genç kadınlar yıllarca baskıyla gasp edilen hayatlarına karşı güvenceli ve eşit, haklarını arayabildikleri bir yaşam için meydandaydı. Öfkemiz üniversitelerde, iş yerlerinde, evlerde ve daha birçok ortamda kadınların karşı karşıya kaldığı ve her gün artan eşitsizliklerin birikimiydi. Her gün biriktirdiğimiz öfke gün yüzüne çıktı, meydanlara taştı. Genç kadınlar İmamoğlu ve diğer siyasilere yapılan bu hukuksuzluğa karşı çıkmakla birlikte asıl olarak gelecekleri için oradalardı.

Eylemlerin en öğretici yanı, hiçbirimizin yalnız olmadığını ve birlikte hareket edebileceğimizi görmekti. Özellikle GAÜN öğrencilerinin eylemindeki coşkulu birliktelik, hepimize moral ve güç verdi. Ancak sadece eylem alanında bir araya gelmenin yeterli olmadığını da bilmemiz gerekiyor. Bu birlikteliğin kalıcılaşması, hareketin giderek kitleselleşmesinde en büyük etken olacaktır. Ankara ve İstanbul’daki daha örgütlü üniversitelerde yapılan akademik boykotlar bunun en önemli örneğidir. Tıpkı üniversitelerde olduğu gibi iş yerlerinde de hayatı durdurmalıyız. Hayatımızın gasp edilmesine karşı birlik olmaya devam etmeliyiz.