16 Mart 2025 03:02

Suriyeli Meryem: HTŞ istediğimiz özgürlüğü sağlamayacak

Neslihan Karyemez

İstanbul – Suriye’de Esad rejiminin HTŞ tarafından yıkılmasının ardından halkın yaşadığı sorunlar ve Türkiye’deki Suriyelilere dair tartışmalar derinleşerek devam etti. Son süreçte Suriye’de Alevilere yönelik saldırılar birçok mecrada gündem oldu. Son süreçte yaşananları Suriyeli Meryem ile konuşuyoruz.

Meryem 4 çocuğu ile Küçükçekmece’de yaşayan bir Suriyeli kadın. Meryem’in evine misafir oluyoruz.

Zulüm bitmedi…

Meryem’in ailesi Rakka’da yaşıyor. Daha önce kendinin ve eşinin ailesinin yaşadığı bölge ise Halep. Suriye’de Laskiye ve Hama’da Alevi katliamlarını sorduğumuz Meryem “Rakka’da kardeşlerimin ve ailemin yaşadığı bölgede sorun yok. İyi kötü yaşamını sürdürüyorlar. Ancak Laskiye ve Hama’da yaşananlar korkutucu. ‘Esad gitti, her şey çok güzel olacak, Suriye’deki bütün herkes özgürleşecek’ diyorduk. ‘Esad zulmü bitti’ diyorduk. Bu olayları duyunca hayal kırıklığına uğradık. Suçu olanlar, katil olanlar cezasını çekmeli, masum halk değil. Alevi ve Sünni fark etmeksizin. Suriye’nin bütün bölgelerinde insanlar güvende ve rahat yaşasınlar istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Herkes yoruldu. Ben bizim yaşadığımızı hiçbir kadının yaşamasını istemiyorum” diyerek yaşananlara dair kaygılarını dile getiriyor.

Kadınların kaygıları arttı

Meryem’ e kendisinin ve çevresindeki kadınların Suriye’ye gitmek isteyip istemediklerini sorduğumuzda, her birinin Esad devrildiğinde ülkelerine özgürlük geleceği için sevindiklerini ancak o zaman da bu sevince rağmen endişeli olduklarını söylüyor. Bugün kaygılarının daha da arttığını bizimle paylaşıyor: “Suriye’deki akrabalarımız, insanlarımız için daha iyi olacak diye umut ettik. Ama öyle olmadı. Beklediğimizin tersi oldu. Hâlâ savaş ortamı devam ediyor. Bundan en çok biz kadınlar korkuyoruz. Ben geri dönmeyi düşünmüyorum. Gitmek isteyen akrabalarım da artık gitmek istemiyorlar. İş yok, ev yok, elektrik ve su yok. En önemlisi hâlâ güvenli ortam yok.”

Kadınlar evlere hapsedildiler

Meryem Suriyeli kadınların Türkiye’de yaşadığı zorlukları da dile getiriyor. Türkiye’de yaşadıkları derme çatma evlerin Suriyeli kadınlara hapishane olduğunu söylüyor: “Polis sürekli mahalle aralarında geziyor. Suriyelileri topluyor ve sınır dışı ediyor. Kadınlar korkudan sokağa çıkamıyor. Daha önceden de kadınlar sadece markete, pazara gidiyordu. Onu da artık yapamıyor. Geçen göç arabası gördüm. Yanında kadınları tutmuşlardı. Kadının birinin elinde pazar arabası vardı. Alışverişe çıkmıştı. Bu kadınların evi, çocukları var. Onlar ne olacak? Ekmek almaya giderken bile korkarak gidiyorlar.”

Suriye’de hâlâ kaos olduğunu söyleyen Meryem, “Bir de ekonomik zorluklar var. Hep korku ve kaygı ile yaşıyoruz. Arkadaşımın kız kardeşi var. Kimliği yok. Hamile ama hastaneye bile taksiyle gidiyor korkudan. Maddi zorluklar da var. Ama mecbur hastaneye taksiyle gidip geliyor. Ben de eskiden korkarak sokağa çıkıyordum. Ben çok düşündüm Suriye’ye dönmeyi. Ancak orada yaşanabilir bir hayat yok. Gerçek özgürlük ise şu anki yönetim tarafından sağlanmayacak bunu biliyoruz.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım
TÜPRAŞ ve Ford işçilerinden mektup var:

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım

Türkiye’nin en büyük ve en kârlı iki sanayi kuruluşu: TÜPRAŞ ve Ford Otosan… İkisi de Koç ailesine ait. Patron, Erdoğan-Şimşek programına güvenerek TÜPRAŞ’ta ücretleri yoksulluk sınırının yarısına inen işçilere yüzde 28 zam dayatıyor. Aynı tehlike Ford işçilerinin de önünde. Gazetemiz aracılığıyla mektuplaşan Ford, TÜPRAŞ ve Novares işçileri “Yoksulluğa karşı gün birlik olma günü” dedi.

TÜPRAŞ'ın 3 yıllık işçi başı kârı: 21 milyon 974 bin TL

TÜPRAŞ'ta işçilerin aldığı ortalama ücret: 35 bin TL

TÜPRAŞ'ta çalışan toplam işçi sayısı: 6 bin 200

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
4 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et