12 Mart 2024 05:00

Depremler ve rantla birlikte Elâzığ’ın kent dokusu değişti:Rantçı anlayış Elâzığ’ı yaşanmaz hale getirdi

Şehir Plancısı Gülay Çetintaş, merkezin köhneleştiğine dikkat çekerek, “Herkesin kendisini bulabileceği alanlar inşa edilebilir. Herkes bir şekilde kentle bağ kurar” dedi.

Depremler ve rantla birlikte Elâzığ’ın kent dokusu değişti:Rantçı anlayış Elâzığ’ı yaşanmaz hale getirdi

Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel

Özkan ZÜLFİKAR

Elâzığ

“Bilimsellikten uzak bir yapılaşma olmamalı.” Şehir Plancısı Gülay Çetintaş bu cümleyle bütün yapılaşma, konut sorunu, şehirleşme, kentleşme sorunları ve çözümünü kısa yolla özetliyor. 2020 ve 2023 yıllarından önce de Elâzığ’da birçok deprem yaşandı. 2020 depreminden önce şehir merkezi çok fazla etkilenmemişti. Ancak yaşanan son depremler sonrası merkezi oldukça fazla etkilenen Elâzığ’da vatandaş “Yıkılan binaların yerine birkaç park alanı yapılsa, yeşil alan olsa. Çok katlı binalar olmasa. Caddeler biraz genişlese” diye umut ederken, yıkılanın yerine ya aynısı yapıldı ya da arsalar boş bırakıldı. Şehir merkezinde yaşayanlar ise merkeze uzak TOKİ’lere taşındı. Çetintaş, “TOKİ’nin planları Elâzığ’a entegre edildiğinde merkezimiz boş kalacak. Şehir dışına taşımış oldular insanları. Kent merkezi köhneleşti” sözleriyle anlatıyor son durumu. Elâzığ’ın eskiden daha güzel olduğunu sözlerine ekleyen Çetintaş devam ediyor: “En fazla üç katlı evler olurdu. Bahçeleri olurdu. Bahçelerde su kuyuları olurdu. Yazlık sinemalar vardı. Kent merkezi köhne değildi. Şunu belirtmeliyim ki siyasi bir amaç için söylemiyorum bunları. Ama ne zaman ki kentlerde rant başladı o zaman kentlerimiz yaşanmaz hale geldi.”

"TALEPTEN DAHA ÇOK BİNA, BİNALARI KÖHNELEŞİRTİRİR"

Yine Çetintaş Elâzığ için, “Nüfus planlaması yapılıyor sözde. Ama arz talebin ötesine geçmiş durumda. 2040 yılına kadar Elâzığ nüfusu en fazla 600 bin olacak. Ama şimdiden 2 milyonluk nüfusa göre arz üretiliyor. Hepsini yatırım amaçlı aldınız diyelim, kim oturacak o evlerde? Binalar köhneleşmeye başlar, böyle bir öngörüsüzlük olamaz” derken yeni düzenlemelerle yüksek katlara izin verildiğini bunun da büyük bir hata olduğunu dile getirdi. Beş kat olması gereken yerlere 7 kat izni çıktığını hatırlatan Çetintaş, bilimsel verilerle hareket edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.

Elâzığ’ın coğrafi koşullar açısından önemli bir konumda olduğuna dikkat çeken Çetintaş, “Elâzığ doğunun kapısı. Madenlerimiz, suyumuz var. Bir sürü kültürü birleştiren bir noktada ve bu kültürler birbirine çok şey katmış. Alır, dağıtır, çalışır, üretir, kazandırır. Çok güzel bir yastık. Bundan sonra neden olmasın?​” diye sordu. Çetintaş köklere bağlı bir kentleşme olması gerektiğini belirtti.

"HERKESİN KENDİNİ BULACAĞI İNŞAALAR YARATILABİLİR"

 “Yani her şey bizim için, şehirler bizim için, hizmetler bizim için bütün çalışmalar bizim için. İnsanca yaşamanız için” diyen Çetintaş, insanların yaşam tarzlarına uygun yerlerin inşa edilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Orada yaşayanların inançlarını, sosyal yaşamlarını, kültürel yaşamlarını incelerim. Sözlü-yazılı gelenekten gelen bir şey var mı, tüm bunlara bakarım. Bunlar plan yapmamada yardımcı olacak doneler. Oradan neye ihtiyaç olduğunu ortaya koyarım. ‘Bu insanlar müziğe çok meyilliler, çok seviyorlar’ örneğin, buna uygun açık yerler yapayım. Sonra bahçeler, kışlık yerler, sosyal amaçlı tesisler yapayım. Sorar sonra inşa ederim. Mahalle mahalle yaparım. Sonra merkeze yayarım. Herkes mutlu olmayabilir yaptıklarınızdan. Ancak herkesin kendisini bulabileceği alanlar inşa edilebilir. Herkes bir şekilde kentle bağ kurar.”

Evrensel'i Takip Et