26 Ekim 2022 12:15

AKP iktidarı ve ortakları TTB'yi ne zaman, neden ve hangi sözlerle hedefe koydu?

TTB, kritik dönemlerde yaptığı açıklamalar, aldığı tutumlarla AKP iktidarı ve ortakları tarafından hedef alındı. Ancak sözü hiç değişmedi: Hipokrates'ten bu yana burada vardık, var olacağız.


Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel

Paylaş

Savaş karşıtı açıklamalardan şehir hastanelerine, sağlıkta şiddetten halk sağlığı sorunlarına kadar Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) yaptığı her açıklama AKP iktidarı ve ortaklarının hedefi oldu.

AKP iktidarı oda seçimlerinde alamadığı TTB’yi her defasında yaptığı hedef gösterici açıklamalarla, davalarla sindirmeye çalıştı.

Türkiye’de 2000’li yılların neredeyse en kanlı ve hâlâ aydınlatılmamış yılını oluşturan 2015’te TTB, DİSK, KESK, TMMOB ile birlikte “barışa çağırıyoruz” açıklamasına imza attı.

“Ülkenin her yanından ağıtlar yükseliyor, kentler, yaşam alanları kuşatılarak çatışma ve katliamlarla, ülke adım adım savaşa sürükleniyor. Gençlerin, yoksulların kanının aktığı, analarımızın gözyaşının kurumadığı, halklarımızı geri dönülmez biçimde kaosa sürükleyen bu gelişmelere seyirci kalınamaz” denilen açıklama nedeniyle TTB, hükümete yakın medya tarafından defalarca hedefe kondu.

20 Ocak 2018’de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e başlattığı askeri operasyona karşı “Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" açıklaması yaptı.

ERDOĞAN: TERÖRİST SEVİCİLER

TTB bu açıklamadan sonra bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “Terörist seviciler” ifadesiyle hedef gösterildi. Dönemin TTB Merkez Konseyi üyeleri ev baskınları ve TTB Genel Merkezine yapılan baskınlarda gözaltına alındı, yıllarca yargılandı.

İstinaf mahkemesi ise 2022 yılında "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" bildirisi ve 1 Eylül Dünya Barış Günü bildirisi nedeniyle yargılanıp ceza alan 2016-2018 dönemi TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında beraat kararı verdi.

TTB, sadece savaş karşıtı açıklamaları değil; şehir hastanelerine, sağlıkta şiddete, halkı sağlığına ilişkin uyarılarla da gerek AKP iktidarı gerek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından hedef olmaya devam etti.

TTB, pandemi döneminde yaptığı uyarılarla, Kovid-19 aşısı TURKOVAC ile ilgili eksikleri dile getirmesiyle Erdoğan’ın hedefindeydi.

ERDOĞAN: SİZ NE SAHTEKARSINIZ

Erdoğan, Karaman-Konya hızlı tren hattı açılışında TTB’yi hedef almış, "Yalansa yalan, dolansa dolan. Hepsi bunlarda. Şimdi bunların bir de Tabipler Birliği var. Ya bunlar ne kadar yalancı ne kadar cambaz ya. Erciyes Üniversitesi, büyük bir kadroyla TURKOVAC aşısını üretiyor, icat ediyor. Adamlar 'Böyle bir şey yok' diyor. Siz ne sahtekarsınız, ne yalancısınız ya" ifadelerini kullandı.

TTB tarafından 2020 yılında Kovid-19 vaka artışlarına ilişkin yapılan açıklama ve eylem çağrısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “TTB korona kadar tehlikelidir” sözlerine maruz kaldı.

BAHÇELİ: TTB DERHAL KAPATILMALIDIR

Bahçeli, "Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır" TTB’yi diyerek hedef gösterdi.

TTB’nin Koronavirüs döneminde hedef alınması Bahçeli’yle sınırlı değildi. TTB o dönem Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici tarafından da hedefe kondu.

Destici de pandemi döneminde TTB’yi hedef almış, “Bölücüler, vatan hainleri, kasıtlı olarak toplumu kışkırtanlar hakkında devlet tedbirlerini elbette almalıdır. Diğer taraftan Türk Tabipleri Birliği ya da benzeri, devleti, hükümetin, iktidarın ya da Cumhur İttifakı'nın karşısında olan gruplar, insanımızın varlığını ya da devletimizin bütünlüğünü ilgilendiren konularda dahi hükümetin ya da devletin kurumlarının yanında duramıyorlar. Koronavirüsle mücadelede başta Sağlık Bakanlığımız ve personeliyle ilgili herkesin olumlu yönde ortak bir kanaati vardı. Fakat daha sonraki süreçte bu bahsettiğim gruplar sırf iktidar karşıtlığıyla maalesef milleti yanlış yönlendirmeye ya da farklı algılar oluşturmaya kalktılar” şeklinde ifadeler kullanmıştı.

TTB’nin sağlıkta şiddete karşı yaptığı açıklamalar dahi Bahçeli’nin hedefindeydi.

BAHÇELİ: BİR AVUÇ ANARŞİST RUHLU İNSAN

Konya Şehir Hastanesinde Dr. Ekrem Karakaya'nın öldürülmesine ilişkin TTB’nin yaptığı açıklama Bahçeli tarafından şu sözlerle hedefe kondu:

“Her defasında söylüyorum; Tabipler Birliği kapatılmalıdır. Hekim kardeşlerim kendi kuruluşlarını yeniden sahiplenmeli ve yeni bir organizasyona gitmelidir. Bir avuç ne idüğü belirsiz doktor kılıklı anarşist ruhlu insanlardan mesleği kurtarmak lazımdır.”

Yine Destici 20 Mart 2022’de partisinin Malatya il kongresinde yaptığı konuşmada ise "Bazı kesimler hükümetimizle sağlık çalışanlarımızı karşı karşıya getirmeye çalışsa da asla bunu başaramayacaklar. Adından Türk kelimesi olmasına rağmen Türk Tabipler Birliği Türk hekimlerini temsil etmiyor. Biz hekim kardeşlerimizle görüşüyoruz. Maalesef Türk Tabipler Birliği sağlık çalışanlarımızın çok az bir kesimini temsil etmelerine rağmen sanki bütün doktorlarımızı temsil ediyormuş gibi bir hava veriyorlar. Türk Tabipler Birliği başkanı başta olmak üzere Türk Tabipler Birliği’nin üyeleri ne kadar bölücü terör örgütü, aşırı sol unsur varsa onların sözcülüğünü yapıyorlar. Türk hekimlerinin sözcülüğünü yapmıyorlar. Bu çok net dolayısıyla biz bunu kınıyoruz" ifadeleriyle TTB’yi hedef almaya devam etti.

Son olarak kimyasal silah iddiaları üzerine açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile birlikte TTB yeniden hedefte.

ERDOĞAN: GEREKİRSE YASAL DÜZENLEMEYLE BU İSMİN DEĞİŞMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız. Böyle bir şahsın adı Türk’le başlayan kurumun başında olmasını milletimizin tüm fertlerini rahatsız ettiğine inanıyorum” sözleriyle “talimatı” verdi.

BAHÇELİ: TTB'NİN KAPISINA KİLİT VURULMALI, FİNCANCI VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMALI

Devlet Bahçeli ise TTB’nin kapatılması çağrısını yineledi ve “23 Ekim 2022 tarihinde Almanya'nın Köln kentinde, Dayanışmanın Sesi Derneği isimli husumet oluşumu tarafından düzenlenen konferansta yeminli Türkiye düşmanları yine sahneye çıkmışlardır. Türk Tabipleri Birliği Başkanı da bu konferansta terör örgütleriyle iltisaklı oldukları gerekçesiyle hapis cezası alanların hak ihaline uğradığını ileri sürmüş, kimyasal silah yalanının ardında olduğunu da dile getirmiştir. Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum. Türk Tabipleri Birliği'nin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek bu birliğin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin başında Türk olamaz, Türk yazılamaz. Türk askerlerine hain ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela TTB Başkanı ile diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yakın yollardan birisidir” şeklinde sözlerle gerek TTB’yi gerek Şebnem Korur Fincancı’yı açık hedef haline getirdi.

Ancak tüm bu hedef göstermelere rağmen TTB’nin her zaman sözü “Hipokrates'ten bu yana burada vardık, var olacağız” oldu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Manisa'da öğrencisini darbettiği iddia edilen öğretmen tutuklandı

SONRAKİ HABER

Kadro dışı bırakılmak istemiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa