Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri gözaltında!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'terör seviciler' ifadesiyle hedef gösterdiği Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Merkez Konseyi üyeleri gözaltına alındı.

30 Ocak 2018 03:50
Son Güncellenme Tarihi: 30 Ocak 2018 14:17
Paylaş

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 11 gün önce Afrin'e başlattığı askeri operasyona karşı barış çağrısı yaptıkları için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "terör seviciler" ifadesiyle hedef gösterilen Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Merkez Konseyi üyelerine sabah saatlerinde ev baskınları düzenlendi. Ayrıca TTB Genel Merkezine de baskın düzenlenip arama yapıldı.

Konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Başsavcılığımızca Türk Tabibler Birliği yetkilileri hakkında 3713 sayılı kanun uyarınca yapılmakta olan soruşturma kapsamında 11 yönetici hakkında gözaltı kararı verilmiş olup, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince yasal işlemler bu sabah itibarıyla başlatılmıştır. Ankara merkezli 8 ilde gözaltı, arama ve el koyma işlemlerine devam edilmektedir" denildi.

Polis tarafından evleri basılıp arama yapılanlar şöyle: TTB Başkanı Raşit Tükel, Merkez Konsey üyeleri Sezai Berber, Sinan Adıyaman, Selma Güngör, Şeyhmus Gökalp, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Taner Gören, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş, Nazım Yılmaz.

Listede yer alan isimlerle ilgili 7 günlük gözaltı kararı bulunduğu belirtildi.

TTB Başkanı Raşit Tükel, gözaltına alındıktan sonra polis nezaretinde Çapa Tıp fakültesine götürüldü.

İhsan Çaralan yazdı: TTB hedefe konularak bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılıyor 

GÖKALP: YAŞAMI SAVUNMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ!

Diyarbakır'da gözaltına alınan Şeyhmus Gökalp, “Biz yanlış bir şey yapmadık, doğru bir şey yaptık” dedi ve sözlerini “Biz yaşamı savunmaktan asla vazgeçemeyiz” mesajıyla tamamladı.

ESKİŞEHİR'DE GÖZALTINA ALINAN NAZIM YILMAZ, ANKARA'YA SEVK EDİLECEK

Eskişehir'de gözaltına alınan Bülent Nazım Yılmaz'ın Ankara'ya sevk edileceği öğrenildi.

İZMİR'DE GÖZALTINA ALINAN FUNDA OBUZ'UN EVİNDE ARAMA YAPILDI

İzmir'de gözaltına alınan TTB Merkez Konsey Üyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Obuz'un evinde yapılan aramada 2 telefon ve 1 harddiske el konuldu.

İzmir Çankaya TEM'de tutulan Obuz'un Ankara'ya götürülmesi bekleniyor.

TTB'nin eski merkez konsey üyeleri Dr. Mustafa Vatansever ve Dr. Fatih Sürenkök, duruma ilişkin bilgi almak ve Obuz'a destek olmak için TEM önüne geldi.

HASTANELERDEKİ ODALARINDA DA ARAMA YAPILACAK

Doktorların hastanedeki odalarında da arama yapılacağı öğrenildi.

SENDİKACILAR, ODA YÖNETİCİLERİ VE SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLERİ TTB'DE

Operasyonun ardından çok sayıda sendika, meslek odası ve siyasi parti temsilcisi arama yapılan TTB önüne gitti. KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve ATO yönetici ve üyeleri, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş'ın yanı sıra CHP milletvekilleri Selin Sayek Böke, Ali Şeker, Orhan Sarıbal, Şenal Sarıhan, Mahmut Tanal da gözaltına alınan hekimlere destek verdiler.

TBB önünde yapılan açıklamada konuşan Ankara Tabip Odası yöneticisi Onur Naci Karahancı, Türk Tabipler Birliği'nin hedef haline getirilip, kriminalize edilmeye çalışıldığını vurguladı. Merkez konseylerine bilgi verilmeden, avukatlar dahi gelmeden içeri girildiğini anlatan Karahancı, Türkiye'nin birçok yerindeki hekimin destek verdiğini ve bu süreçte barış, insanlar ölmesin dedikleri için bu saldırıların yaşandığını ifade etti. Sadece yaptıkları açıklama nedeniyle değil, TTB'nin kriminalize edilmesi için de bu saldırıların sürdüğünü belirten Karahancı, “Türk Tabipler Birliği sağlığımız için verdiği mücadeleye devam edecek. O metinde söylenen her söz, her kelime hepimiz için, sağlığımız için söylenen sözlerdi” dedi. 

'TTB YALNIZ DEĞİLDİR'

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, güne TTB yöneticileri ve üyelerinin evlerine baskın ve gözaltı haberleriyle kötü bir şekilde uyandıklarını söyledi. Bunun TTB’nin barış talep eden açıklamasından sonra yapılan saldırıların bir uzantısı olduğunu belirten Gezen, şöyşe konuştu:

“Bilfiil Cumhurbaşkanı tarafından kuruma saldırılmıştı. En basit talepler bile, barış içinde yaşama hakkını istemek bile, hekimlik mesleğinin gereği olarak, yaptıkları meslek ve ettikleri Hipokrat yemini gereği olarak barış istemek bile bugün AKP tarafından suç haline getirildi. Bunun sonuçlarını yaşıyoruz. Ama herkes bilsin ki TTB yalnız değil, meslekleri, etik sorumlukları gereği barış isteyen hekimler yalnız değil. Bizler bu ülkede barış içinde yaşamın tesis edilmesi için elimizden gelen bütün mücadeleyi vereceğiz. Biz de KESK olarak TTB’nin yanındayız.”

'İNSANİ TALEPLERE DAHİ GÖZALTI'

TMMOB Başkanı Emin Koramaz hedef göstermelerle AKP dışındaki her türlü fikrin baskılandığı, gözaltına alındığı ve hukukun da bu yönde hareket ettiğini vurguladı. TTB yöneticilerinin bir terör operasyonu yapılyormuş gibi sabah saat 06.30'da evlerinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ifade eden Koramaz, “TTB kanuna açıktır. Eğer yasaya aykırı bir işlem yapılıyorsa gerekli soruşturma yapılabilir. Savcılık tarafından soruşturmalar açılabilir. Sağlık Bakanlığı Asliye Hukuk Mahkemesine başvurabilir” dedi.

TTB’nin barış mesajı verdiğini dile getiren Koramaz, bunun insancıl bir mesaj olduğunu, böylesi bir insani talebin bile gözaltılarla sonuçlanmasının ülkede yaratılmak istenen korku atmosferinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Koramaz, TTB’nin arkasında olduklarını ifade etti.

'İFADE VERMEYE GİDEBİLİRİZ' DEMİŞLER

TTB Merkez Konseyi Eski Başkanı Eriş Bilaloğlu ise "Televizyonlardan değişik odaklardan sanki birileri suç işlemiş, ilgili kurumlar da olması gerekeni yapıyor gibi bir ortam yaratıldı. TTB 24 Ocak'ta bir açıklama yaptı. Bu açıklama üzerine harekete geçmiş bir mekanizma var. Oysa ki TTB tarafından dün akşam başsavcılığa bu tür işler yapılmaması, her türlü yöneticinin ifade vermeye hazır olduğu söylenmiş durumdaydı. Ancak illa haber verilmeksizin, illa sabah saatlerinde TTB'ye giren bir uygulama ile karşı karşıyayız."

POLİS TTB ÖNÜNDE SALDIRDI

Açıklamanın ardından polis TTB önüne desteğe gelenlerin bina önünden ayrılmasını istedi. Bunun üzerine çıkan tartışmanın ardından sendika, meslek örgütü ve siyasi parti temsilcileri ite kaka uzaklaştırılmak istendi.

Bir polisin kadın sendika yöneticilerine yönelik "Alın bu karıyı" dediği duyuldu.

Polisin kitleyi merdivenlerden aşağıya zorla sürklemesi sırasında merdivenden düşüp ezilenler oldu.

POLİS, BİNADAKİ BİLGİSAYARLARIN HARDDİSKLERİNE EL KOYDU

TTB merkez binasındaki aramasını tamamlayan polis, binadaki bilgisayarların haddisklerine el koydu. Polisin çıkmasının ardından destek için gelenler konferans salonunda toplandılar.

NEYİN ÜZERİNE ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR

TTB yöneticilerine dönük operasyonu gazetemize değerlendiren Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Bu operasyon kabul edilemez.” dedi. Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın operasyon sonrası, “TTB hekimleri temsil etmiyor” açıklamasını da yorumlayan Fincancı, “Sağlık Bakanı, Türk Tabipleri Birliği’nin hekimleri temsil etmediğini söylemiş. Ben de bir hekimim. TTB beni çok iyi temsil ediyor. Ben çok memnunum meslek örgütümden. Ben seçilmişlerin beni temsil etmediğini düşünüyorum. Dolayısıyla ben de onların görevden alınmalarını ve gözaltına alınmalarını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı. Hekimlerin, meslek örgütlerinin yanında yer alması gerektiğini söyleyen Fincancı, “Meslek örgütlerimizin yanında yer almalıyız. Hekimler savaşa, çatışmalara, insana zarar veren, insan eliyle gerçekleştirilen her türlü olağandışı duruma karşı durmalılar. Hekimler olarak etik görevimiz budur bizim.” dedi.

Mezopotamya Ajansı’na konuşan KHK ile ihraç edilen Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi  ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Genel Sözcüsü  Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu da, “Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylemekten çekinmeyeceğiz. TTB’nin bu konudaki sağduyulu açıklamalarını desteklemeye de devam edeceğiz” dedi.

KHK ile ihraç edilen Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Nilay Etiler ise, TTB’nin yayınlamış olduğu “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” açıklamasının içeriğinin hekimlik değerleri üzerine kurulu ve evrensel değerleri taşıyan bir açıklama olduğunu ifade etti. “Neyin üzerini örtmeye çalışıyorlar?” diye soran Etiler, “Ben böylesi bir olayın bir demokratik kitle örgütünün bütün yönetiminin bu şekilde haksız hukuksuz ve tamamen siyasi bir kararla gözaltına alınmalarına ve soruşturmaya uğramalarına herkesin tepki vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece sağlıkçıların değil bütün bu ülkede demokrasi olması gerektiğini düşünen herkesin bu tepkiyi vermesi gerekir” dedi. (HABER MERKEZİ)

 

BASKIN SONRASI BASIN TOPLANTISI DÜZENLENDİ

Türk Tabipleri Birliği’nde sabahtan itibaren süren aramalar sona ererken, çok sayıda kişi arama boyunca TTB’ye destek için Genel Merkez önünde toplandı. Aramaların bitmesinin ardından TTB Genel Merkezinde Merkez Konsey eski üyesi Deniz Erdoğdu, Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Vedat Bulut ve TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya katılım oldukça yoğun oldu. 

ATO Başkanı Başkanı Vedat Bulut konuşmasında, destek için gelen herkese teşekkür ederek “Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı. Verdiği sinyalin buraya kadar geldiğini anladık. TTB önünde eylem yapılması için yönlendirmeler oldu OHAL yokmuş gibi. Tabi yapsınlar demokratik hakları. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz” dedi.

Merkez Konsey Eski Üyesi Deniz Erdoğdu TTB’nin yaptığı basın açıklamasının yumuşak bir açıklama olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Belki içimizden geçen daha iddialı ve sert söylemlerdi ama hassasiyetleri de gözeterek yaptık açıklamayı. Buraya girildi. Hırçın bir şekilde tarumar edildi, birçok çalışmamız aksayacak. Ülkede bu kadar yanlış şeyler olurken susamazdık. Ufacık bir karşı görüşe tahammül yok. Madem siz haklısınız, neden bu kadar korkuyorsunuz? Demek ki çok zayıf ve haksızsınız.”

‘SAVAŞ KADINLARIN SÜRGÜNÜ, ALANLARDAN ÖLÜLERİN TOPLANMASI DEMEKTİR’

Desteğe gelenlerden Dev Sağlık-İş Genel Merkez Yöneticisi Funda Keleş, Sudan savaşında görev yaptığını belirterek, savaşı görmeyenlerin savaşın acısını anlamayabileceğini kaydetti. Keleş şunları söyledi: “Savaş 40 bin kadının sürgün edilmesidir. Savaş alanlarından ölü toplanması demektir. Kime karşı olursa olsun. Siyaset kurumu niye var o zaman? Yıllardır savaşta değil miyiz zaten. Zaten her gün 5 işçi iş cinayetlerinde ölüyor. Herkesin vicdanına ve savaşı savunanların evlerine dönmesini istiyorum. Orada ölen bizim soyumuzdan olmayabilir ama kanı değmiştir, gözü değmiştir, eli değmiştir. Birbirimizde bir tuz kadar olsa hakkımız vardır.”

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs barışı ve hekimliği savunmanın suç olmadığını söyledi. Altınörs yaşananların, Türkiye’de “savaşa hayır” demenin de bir başlangıcı olabileceğini belirterek, “Nasıl 12 Eylül’de aydınları hâlâ anımsıyorsak TTB’nin onurlu hekimleri de o zaman karşı çıktılar, şimdi de. TTB’nin omuz başında olmaya devam edeceğiz” dedi.

DİSK Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, “TTB’yi biz her zaman halkın yanında gördük. Hastanede, komşulukta... Bir an önce bunu yapanların özür dilemesini istiyoruz” diye konuştu.

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, "bir hekimin savaş istemeyeceğini herkes biliyordur. TTB’nin kapısı önünde TOMA olan bir güne uyandık. TTB önünde eylem yapan memur sendikaları 'memurun sendikası mı olur' dediği zaman da TTB sağlık emekçilerinin haklarını savunuyordu. Sağlıklı olmanın temel koşulu sağlıklı ve barış içinde bir ortamda yaşamaktır. Tabi ki TTB’nin yanında olacağız” dedi (Ankara/EVRENSEL)


EMEP: SAVAŞ SİYASETİ İLE ÜLKEYİ TESLİM ALAMAZSINIZ

TTB'ye yönelik operasyona dair Emek Partisi (EMEP) tarafından yapılan "Barış istemek suç değildir. Savaş siyasetiyle ülkeyi teslim alamazsınız" denildi.

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel imzasıyla yayınlanan açıklamada, OHAL koşulları ve Afrin operasyonunun demokrasi ve barış taleplerini bastırmak, tek adam rejimini güçlendirmek ve bütün toplumu susturmak için dayanak yapıldığı belirtilerek "Mevcut hukuk ilkelerinin iktidarın bekası uğruna çiğnendiği günümüzde, İktidar siyasetini eleştirmek, yanlışa yanlış demek, iktidarın izlediği yol dışında diyalog, barış, diplomasi vb. yollar önermek artık suç kapsamına alınmıştır" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, hukuksuzluğun son bulması, barış talep ettikleri için hedefe konulanlar üzerindeki baskıların ve soruşturmaların bitmesi ve TTB yöneticilerinin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.

EMEP'in açıklaması şöyle:

"Afrin harekatı kapsamında ülke içinde de bir 'harekat' yürütülüyor.

Muhalifler üzerindeki baskı, gözaltı, tutuklama yoluyla sindirme operasyonunun dozu artırılmış durumda.

'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' diyerek açıklama yapan, bu nedenle Cumhurbaşkanının öfkeli ifadelerinden sonra haklarında soruşturma başlatılan TTB Yöneticilerinin evleri basılarak gözaltına alındı.

OHAL koşulları ve Afrin operasyonu demokrasi ve barış taleplerini bastırmak,  tek adam rejimini güçlendirmek, bütün toplumu susturmak için dayanak yapılıyor.

Mevcut hukuk ilkelerinin iktidarın bekası uğruna çiğnendiği günümüzde, İktidar siyasetini eleştirmek, yanlışa yanlış demek, iktidarın izlediği yol dışında diyalog, barış, diplomasi vb. yollar önermek artık suç kapsamına alınmıştır. 

Oysa barış istemek suç değildir.

Cumhurbaşkanının istemediği açıklamalara soruşturmalar açmak; yasal hakların ihlali hukukun ve adaletin kökünü kazımak despotik bir uygulamadır.

Böyle bir siyasete teslim olmayacağız.

Hukuksuzluk son bulsun, barış talep ettikleri için hedefe konulanlar üzerindeki baskılar, soruşturmalar son bulsun, TTB yöneticileri derhal serbest bırakılsın." (İstanbul/EVRENSEL)


DÜNYA TABİPLER BİRLİĞİ: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK BU SALDIRILARI ŞİDDETLE KINIYORUZ

Ulusal hekim kuruluşlarının bağımsız konfederasyonu olup on milyondan fazla hekimi temsil eden Dünya Tabipler Birliği (WMA) TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasını şiddetle kınadı. 

Dünya Tabipler Birliği (WMA) Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin gözaltına alınmalarına ilişkin derin kaygılarını belirten bir açıklama yaptı.  WMA Başkanı Dr. Yoshitake Yokokura yaptığı sert açıklamada gözaltıları, fiziksel şiddet tehditlerini ve TTB hakkında yapılan suç duyurusunu şiddetle kınadı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"WMA, Türk meslektaşlarımızın savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu yönünde kamuoyuna yaptıkları açıklamayı tam olarak desteklemektedir. Doktorların ve ulusal tabip kuruluşlarının savaşın ve silahlı çatışmaların yol açacağı insani sonuçlar konusunda hükümetleri uyarma görevi WMA’nın açık politikasının bir parçasıdır. 

Türk Tabipleri Birliği’nin insan haklarını ve barışı destekleme görevi vardır; son gözaltılar ve suç duyurusu bu açıdan bizi derin kaygılara sürüklemiştir. Türkiye’nin 2003 yılında onaylamış bulunduğu Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesinde öngörülen ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırıları şiddetle kınıyoruz.

Türk yetkililerden TTB yöneticilerinin derhal serbest bırakılmasını ve sindirme kampanyasına son verilmesini talep ediyoruz. Dünyadaki hekim kuruluşlarını, sağlık, örgütlenme ve ifade hak ve özgürlükleri dahil olmak üzere Türkiye’nin insani ve insan hakları alanındaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi için gerekli girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz." (HABER MERKEZİ)


 

 

İSTANBUL TABİP ODASI: HİPOKRATES'TEN BU YANA BURADA VARDIK, VAR OLACAĞIZ

İstanbul Tabip Odası

 

İstanbul Tabip Odası, TTB Merkez Konseyi 11 hekimin gözaltına alınmasına, "Biz hekimiz, sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates'ten, Bergamalı Galenos'tan bu yana burada, bu topraklarda vardık, varız, var olacağız" sözleriyle tepki gösterdi. 
 
İstanbul Tabip Odası, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi" dedikleri için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 11 hekimin gözaltına alınmasına tepki göstermek amacıyla Cağaloğlu’nda bulunan binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantı salonuna "Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz" yazılı pankart asıldı. Toplantıya çok sayıda TTB üyesi doktor ile parti ve kitle örgütü temsilcisi katıldı. Beyaz önlükleri ile toplantıya katılan doktorlar TTB'nin yayınladığı açıklamayı bir kez daha okudu. İstanbul Tabip Odası'nın dış cephesine de Hekim Andı asıldı. 
 
Açıklama öncesi gözaltına alınan TTB Merkez üyesi hekimlerin biyografisinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. 

SİNDİRMENİN YARGI AYAĞI DEVREYE GİRDİ'

Toplantıda açıklamayı İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan, yaptı. Günlerdir TTB'ne yönelik saldırı, itibarsızlaştırma, sindirme kampanyasında yargı ayağının da devreye sokulduğunu belirten Erdoğan, "TTB'nin 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur!' başlıklı hekimliğin binlerce yıllık değerlerini savunmaktan başka hiçbir ifade içermeyen basın açıklamasını hedef haline getirenlere, içinde hiçbir suç unsuru olmayan açıklama için soruşturma açanlara, her birinin adresi belli arkadaşlarımızı ifadeye davet etmek yerine evlerini bastırarak gözaltına aldıranlara, yıllardır siyasi iktidarın bütün olanaklarını kullandığı halde TTB seçimlerini kazanamayıp muhbirliğe soyunanlara cevabımızdır. Biz hekimiz, sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates'ten, Bergamalı Galenos'tan bu yana burada, bu topraklarda vardık, varız, var olacağız. Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de, yarın da savunmaya devam edeceğiz" dedi. 
 
Erdoğan'ın ardından destek amacıyla İstanbul Tabip Odası'na gelen kurum temsilcileri de destek mesajları içeren konuşmalar yaptı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, gözaltına alınanlara destek için gittiği hastane önünde polislerin engeliyle karşılaşan Dr. Taner Gören'in öğrencisi olduğunu söyleyerek cevap verdiğini belirtti. Çerkezoğlu, "Bu durum bile ülkede yaşananları açıkça ortaya koyuyor. Polis hocamı kapıdan çıkartırken sarıldım ama o bana sarılamadı çünkü elinde kelepçe vardı. Siz ki Prof. Dr. Gören hocanın milyonlarca insanın hayatını kurtarmış bir insanın eline kelepçe taktınız ya sizin sonunuz geldi" diye konuştu.

POLİS ENGELİ

Yapılan dayanışma konuşmalarının ardından "Hak hukuk adalet" sloganları eşliğinde Tabip Odası önünde bir araya gelen hekimler, hep bir ağızdan Hekimlik Andı’nı okudu. Bu sırada polis basının görüntü almasını engellerken, grubun dağılmaması halinde müdahale edeceğini söyledi. 
 
Hekimlik Andı'nı okuyan doktorlar daha sonra oda önünden ayrıldı. 

 

 

 

 

 

MİMARLAR ODASI: TABİPLER BU ÜLKENİN VİCDANIDIR

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklama ile TTB yönetici ve üyelerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. TTB'nin açıklamasında yer almayan ifadeler eklenerek Türk Tabipler Birliği’ni hedef gösterildiği belirtilen açıklama, şu ifadelere yer verildi:

"Kendisinden başka hiç kimsenin konuşmasını, düşünmesini istemeyenler şunu bilmelidir ki insanlık düğmesine basılınca duracak bir makine değildir. Vicdan ise bütün gücünü haklılıktan, kardeşlikten, barıştan alır. Vicdan ve adalet terazisinin kaybettirildiği bir ülkede, yaşama hakkını savunduğu için Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyelerini gözaltına almak vicdansızlıktır. Cumhuriyet rejimini OHAL ve Savaş ortamı yaratarak, meslek örgütlerini susturarak değiştirmek isteyenlere karşı söyleyecek sözümüz var. Vicdan Zorbalığa Karşı Direnecektir." (HABER MERKEZİ)


TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YARGI ELİYLE BASTIRILMAMALIDIR

TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasına bir tepki de Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı'ndan geldi. Kurumun açıklamasında "Düşünceyi açıklama özgürlüğü yargı eliyle bastırılmamalıdır. Tam aksine yargı, düşünceyi açıklama özgürlüğünün güvencesi olmalıdır" denildi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı'nın açıklaması şöyle:

"Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi yöneticileri hakkında, sınırlarımız dışından bize saldıran, güvenliğimizi tehdit eden terör örgütlerine karşı Devletimizin uluslararası hukuka dayanan meşru savunma hakkı kapsamında başlattığı Afrin Harekatı sebebiyle yayınladıkları bir bildiri üzerine soruşturma açıldığını, gözaltı işlemleri yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz.

Bir düşünceye katılmamak ayrı, o düşünceye  suç  muamelesi yapmak ayrıdır. Düşünce özgürlüğü, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin güvencesi altındadır.

Söz konusu bildiri yönetim kurulumuz tarafından incelenmiştir. Bildiri, bir düşünce açıklamasıdır. Düşünce açıklamalarına karşı sözle cevap verilmelidir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yargı eliyle bastırılmamalıdır. Tam aksine yargı, düşünceyi açıklama özgürlüğünün güvencesi olmalıdır.

Düşüncelerimizi, kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunarız." (İstanbul/EVRENSEL) 


İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: TTB YALNIZ DEĞİLDİR

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri yaptıkları basın toplantısı ile savaşa hayır diyen TTB Merkez Konsey üyelerine yönelik operasyona tepki gösterdi ve metnin altına imza attıklarını dile getirdi. 

Hükümetin Afrin Operasyonu sonrası ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ başlığı ile yazılı basın açıklaması yapan Türk Tabipler Birliği’ne yönelik gerçekleşen operasyona tepkiler gelmeye devam ediyor. 

DİSK İzmir Ege Bölge Temsilciliği’nde yapılan açıklamada TMMOB İKK Sözcüsü Melih Yalçın, TTB’den yapılan açıklama sonrası doktorların linç kampanyasına tabi tutulduğunu belirtti.  Daha sonra alınan talimat gereği bu sabah hekimlerin evlerinden gözaltına alındığını hatırlatan Melih Yalçın “Hedef gösterilen kurumlar devletin alt  kademelerinde önce uyarı mesajı ile harekete geçiliyor. Daha sonra en üst kuruldan bir işaret ve arkasından savcılıkta soruşturma açılıyor. TTB gibi Türkiye çapında hekimlerin temsil edildiği bir kurumun üyeleri sabah erken saatlerde evleri basılarak gözaltına alınıyor. Oysa bu arkadaşlarımızın çalıştıkları yerler de evleri de belli. Bir terörist gibi özellikle basına göstere göstere yapılıyor. TTB yalnız değildir. Bugün yapılması gereken daralan çembere karşı yan yana durarak kırmaktır” dedi. 

SES İzmir Şube Eş Başkanı Dr. Fatih Sürenkök ise, TTB’nin savaşa karşı çıkmasının bir hekimlik görevi olduğunu belirterek. TTB Merkez Konseyi sadece bugün değil Erdal Atabek’lerden, Nusret Fişek’lerden bu yana idama da teröre de karşı çıktı. TTB hep savaşa karşı çıktı. TTB görevlerini yerine getirdi. Aksini yapsa suçlanması gerekirdi. TTB ne söyledi de bu hale geldi? Yaptıkları açıklamayı okuyunca burada terörün nasıl desteklendiğini bulamıyoruz. Yapılan açıklamada olmayan ifadeler açıklamaya eklenerek, hekimler adeta hedef gösterildi. Linç göstermeye devletin üst düzey yöneticileri de katıldı. Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmeyecek ” dedi.


 

SODEV: HEKİMLERİMİZE YAPILAN BÜYÜK BİR ADALETSİZLİKTİR

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) yaptığı açıklama ile TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. 

Açıklama şöyle : “Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sayın Prof. Dr. Raşit Tükel ve Merkez Konseyi üyesi hekimlerin 3713 no.lu Terörle Mücadele Kanunu hükümlerince gözaltına alınmış olmaları, ülkemizin her köşesinde toplum sağlığı için canla başla çaba gösteren hekimlerimize yapılan büyük bir adaletsizliktir. Demokrasi geleneğini sürdürmeye ve geliştirmeye çalışan bir ülkede bu kabul edilemez.
 
Sosyal Demokrasi Vakfı olarak, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişine her zaman sahip çıktık ve bundan sonra da çıkacağız.
 
Kimin, hangi uluslararası gücün hangi bölgesel çıkarları dahilinde hareket ettiğinin kestirilmesinin mümkün olmadığı bir ortamda bizlere düşen, “İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma” ekseninde yürümeye ve söz söylemeye devam etmektir.
 
Ülkemizin acilen normalleşme sürecine girmesine ihtiyaç vardır. Türk Tabipleri Birliği'nin bu süreçte, içten ve samimi bir şekilde, hem görevlerinin başında ettikleri Hipokrat Yemini'ne sadık kalarak hem de çatışma ortamının nelere sebep olabileceğinin bilincinde olan bir meslek örgütü olarak üstlendiği sorumluluk önemlidir, anlamlıdır.
 
Unutmayalım ki bugüne kadar hepimiz kendimizi bu ülkenin hekimlerine emanet ettik, etmeye devam edeceğiz”

 


 ADANA'DAN DESTEK: TTB’NİN METNİNİ SAHİPLENİYORUZ

Eğitim Sen Adana Şubesi’nde bir araya gelen demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylediği için göz altına alınan TTB merkez konsey üyesi doktorların derhal serbest bırakılmasını talep etti. DISK, Adana Barosu, TMMOB, Adana Tabip Odası, KESK, Bulam Der, CHP, HDK, HDP, EMEP, Emekli Sen, Halkevleri, Anadolu Hakları Derneği, İHD Adana Şubesi, Pir Sultan Derneği Adana Şubesi üye ve yöneticilerinin katıldığı açıklamayı okuyan KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Muzaffer Yüksel “TTB’nin metnini sahipleniyoruz” dedi. 

'SAVAŞ İNSAN ELİYLE YARATILAN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR'

 Savcılık kararı doğrultusunda 'Terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek' iddiasıyla gözaltına alınan doktorların tamamen hekim olmanın, mesleki sorumluluğun gereği savaşa karşı duyarlılıklarını dile getirdiğini ifade eden Yüksel, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama emir olarak telakki edilmiş ve kurum yöneticileri 3713 sayılı kanun gerekçe gösterilerek gözaltına alınmışlardır” dedi. 

TTB’nin “Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur” şeklideki açıklamasının nesine karşı çıkıldığını soran Yüksel, “Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir sözlerinin tersini kim iddia edebilir?” diye sordu.

Kaderini ve iktidarını daha çok savaş, daha çok çatışmaya bağlayanlara, barış taleplerini ve haykırışlarını boğmaya çalışanlara karşı bir kez daha “Savaşa hayır, barış hemen şimdi!” diye karşılık verdiklerini kaydeden Yüksel, “Kurumlar olarak, TTB’nin metnini sahiplendiğimizi ve dayanışma içinde olduğumuzu, gözaltına alınan TTB Merkez Konsey üyelerinin derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” dedi.

EMEP, TABİP ODASINI ZİYARET ETTİ

Emek Partisi Adana İl Yönetim Kurulu TTB'ye yönelik operasyonla ilgili Adana Tabip Odası'na ziyarette bulundu. Dayanışma duygularını paylaşa EMEP yöneticileri gözaltıların muhalefete yönelik göz dağı olduğunu belirterek barış taleplerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Adana'da evi basılarak gözaltına alınan TTB Merkez Konsey Üyesi Yaşar Ulutaş'ın Ankara'ya götürüleceği öğrenildi. (Adana/EVRENSEL)


MERSİN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDEN TTB’YE DESTEK

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencileri ‘TTB’nin Yanındayız’ diyerek bir metin yayınladı. Afrin’e yapılan operasyonun ardından barış çağrısı yaptıkları için hedef gösterilen ve ardından gözaltına alınan TTB yöneticilerinin serbest bırakılması çağrısı yapılan açıklamada, savaşın doğada ve insanda tahribat yaptığı, toplumsal yaşamı tehdit ettiğini, emperyalistler tarafından yaratılan bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekildi.

Yayınlanan açıklamanın tamamı şöyle;

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 11 gün önce Afrin'e başlattığı askeri operasyona karşı barış çağrısı yaptıkları için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "terör seviciler" ifadesiyle hedef gösterilen Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Merkez Konseyi üyelerine ev baskınları düzenlendi ve 11 üye gözaltına alındı. Ayrıca TTB Genel Merkezine de baskın düzenlenip arama yapıldı.

Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından sağlığın tanımı şöyle yapılmıştır: Herhangi bir hastalık ve güçsüzlük halinin olmaması ve bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyi olma durumudur. Bu tanımda da vurgulandığı gibi ruhen ve sosyal bakımdan iyi olabilmenin koşullarından biri de barış ve huzurlu bir toplum içinde yaşıyor olmaktır. Savaş ise doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, emperyalistler tarafından yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.

Biz de geleceğin sağlık emekçileri olarak sesleniyoruz. Operasyonlar durdurulsun, TTB Merkez Konsey üyeleri serbest bırakılsın.

Mersin Üniversitesi Tıp Öğrencileri (Mersin/EVRENSEL)



 

TABİPLERE BURSA'DAN DESTEK: SAVAŞ DEĞİL BARIŞ İSTİYORUZ

Bursa’da siyasi partiler ve dernekler, TTB'ye yapılan operasyonu protesto etti ve tabiplerin barış çağrısını sahiplendi. Emek Partisi Bursa İl Örgütü'nde bir araya gelen EMEP, HDP, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Halkların Demokratik Kongresi,  Çağdaş Hukukçular Derneği, Halkevleri ve Bursa Dersimliler Derneği temsilcileri yaptıkları basın toplantısıyla savaş değil barış istediklerini bir kez daha duyurdu.

Kurumlar adına yapılan ortak açıklamada; "Afrin operasyonu ile ülke olarak OHAL’den savaş haline geçmiş bulunuyoruz. 2019 seçimlerinde tek adama dayalı baskıcı rejim konusunda MHP ile kader birliği yapan siyasal iktidar, sadece Kürtleri değil demokrasi, barış ve insanca yaşamayı savunan herkesi daha fazla baskı altına almayı hedeflemektedir." denildi.

TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasının asla kabul edilemeyecği belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Ülkemizdeki darbelerin, savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları sefa sürerken, yoksul halkın çocukları ölümle sınanmaktadırlar" (Bursa/EVRENSEL)


    
ANTALYA EMEK ÖRGÜTLERİNDEN ÇAĞRI:  TTB MERKEZ KONSEY ÜYELERİ DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR

Mahir DOĞAN
Antalya

Antalya KESK Şubeler Platformu ve Çağdaş Hekimler Antalya’da Eğitim-Sen şubesinde açıklama yaparak gözaltına alınan TTB merkez Konsey üyelerinin serbest bırakılmasını istedi 

KESK Antalya şubeler adına açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Antalya şube başkanı Kadir Öztürk ‘’ Bugün sabah saatlerinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarımızdan Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonla, TTB’nin 11 Merkez Konsey üyesi gözaltına alınmış, evlerinde, işyerlerinde ve TTB Genel Merkezinde kolluk güçleri tarafından arama yapılmıştır. Bir meslek örgütüne hekimlik mesleğinin gereklerini ifade ettiği için ve doğrudan Cumhurbaşkanı’nın işaretiyle yapılan bu saldırı tüm topluma ve toplumsal muhalefete saldırıdır. Öncelikle belirtmek isteriz ki, yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları ‘yaşamı savundukları’ için gözaltına alınmıştır. Barış talebine soruşturma açılması başlı başına sorunlu olsa da, her birinin adresi belli TTB Merkez Konseyi üyelerini ifadeye davet etmek yerine evlerinin basılarak gözaltına alınmaları hiçbir şekilde kabul edilemez’’ diye konuştu.

Öztürk açıklamasının devamında’’ Hekimlerin görevi yaşatmaktır. Yeminine bağlı kaldığı için hekimler cezalandırılamaz. Bizler TTB nin yayınladığı bildiriyi aynen tekrar ediyor ve kendilerinin yanında olduğumuzu buradan deklere ediyoruz. Tüm bu olan ve yaşananları kınıyor, bir kez daha savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğimizi bildiriyoruz’’ dedi

Basın açıklamasından sonra Çağdaş Hekimler adına Hafize Öztürk Türkmen, TMMOB adına Vahap Tuncer ve  Çağdaş  Hukukçular Derneği adına şube başkanı Deniz Yıldırım birer konuşma yaparak dayanışma duygularını dile getirdi.


SAMSUN EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNDEN TTB’YE DESTEK ZİYARETİ

Samsun’da siyasi parti ve kitle örgütlerinden oluşan emek ve demokrasi güçleri TTB’ye yönelik baskın ve gözaltılarla ilgili Samsun Tabip Odası’nı ziyaret ederek destek verdi.

Destek ziyaretinde konuşan Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan yaşanan sürecin oldukça zorlu geçtiğini iktidarın kendisine biat etmeyen bütün kişi ve kurumları açıktan hedef aldığını belirterek “Hukuksal hak arama yolları da zorlaştırıldı, bu saldırılardan ülkenin en saygın örgütlerinden biri olan TTB de açıktan hedef gösterildi, soruşturmalar açıldı ve gözaltılar yaşandı” dedi. Bütün saldırılara, bütün yalan ve iftira kampanyalarını rağmen TTB olarak halk sağlığına zararlı olan savaşın ve her şeyin karşısında olmaya, gerçekleri savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Erkan şöyle konuştu: “Bu süreçte saldırıların üstesinden ancak en geniş mücadele birliklerini kurarak gelebiliriz. Bu konuda hepimize görevler düşüyor, destekleriniz için teşekkür ediyorum.” 

Ziyarette konuşan Emek ve Demokrasi güçleri temsilcileri de yaptıkları konuşmalarda saldırılar karşısında her zaman TTB’nin ve gerçeklerin yanında olacaklarını ifade ederek, birleşmenin ve birlikte mücadele etmenin önemine değindi. (Samsun/EVRENSEL)


HATAY EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ HATAY TABİP ODASINA DAYANIŞMA ZİYARETİNDE BULUNDU

Hatay Emek ve Demokrasi güçleri TTB’ye yönelik baskın ve Merkez konseyi üyelerinin gözaltına alınması üzerine Hatay Tabip Odası’na destekziyaretinde bulundu.

Hatay Tabip Odasıne dayanışma ziyaretinde bulunan DİSK, SES, İHD, HALKEVİ, HDP, EMEP, SYKP, SODAP, ÖDP, muhaliflerin üzerindeki baskı, gözaltı, tutuklama yoluyla sindirme operasyonunun eleştirdi. Hatay Emek ve Demokrasi güçleri adına konuşan İHD şube Başkanı Mithat Can, "TTB'ye yapılan bu saldırı sadece TTB’ye yapilmamıştır. Bütün demokrasi güçlerine göz dağıdır. Savasa karşı barıştan, kardeşlikten, demokrasi ve özgürlükten yana bütün kesimlere baskı yapılıyor ve biat etmeleri isteniyor. Bu anti donokratik tutumlar karşısında barışı, kardeşliği savunmak ve TTB ile dayanismak icin burdayız" dedi.


YEŞİL SOL PARTİ: HİPOKRAT YEMİNİNİN GEREĞİNİ YAPAN TTB YALNIZ DEĞİLDİR

TTB yöneticilerinin tutuklanmasına bir tepki de Yeşil Sol Parti'den geldi. Partiden yapolan açıklamada "Ettiği Hipokrat yemininin gereğini yapan TTB yalnız değildir!" denildi.

Yeşil Sol Parti Eş Genel Sözcüleri Eylem Tuncaelli ve Naci Sönmez imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle:

"Bu sabah Türk Tabipler Birliği (TTB)’ne yönelik düzenlenen operasyonla TTB Merkez Konseyi üyeleri gözaltına alındılar. 

Barışı savunmak ve savaşların toplumsal yıkıcılığına dikkat çekmek asla suç değildir, olamaz. TTB Merkez Konseyi, ettikleri Hipokrat yemini gereği yaşamı savunmaya devam etmekte, meslek etiği gereği vicdanları ile görevleri arasına hiçbir ayrımcılığın girmesine izin vermemektedir. 

Hipokrat yeminini bir kez daha hatırlatmak isteriz: 

"Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı statü, hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, hastalarımı memnun edeceğime, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim küçük sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı ve sevgi göstereceğime, dil, din, milliyet, cinsiyet, takım, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim." 

İki büyük dünya savaşı dahil hiçbir savaş ve çatışmada barış isteyen, demokratik müzakere süreçlerinin işletilmesini talep eden, militarizmi ret eden, yaşamdan yana tavır koyan bireyler, demokratik kitle örgütleri bu denli baskı ile karşı karşıya kalmadılar. 

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi yaptığı açıklama ile, örgütlü bir meslek örgütü olarak, mesleki ve ahlaki bir sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Açıklamalarında, şiddet içermeyen, toplumu kutuplaştırmayan sivil bir itirazı dillendirmişlerdir. 

En meşru haklarını kullanan TTB yöneticilerine yönelik bu gözaltı ve soruşturma, anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün gaspı demektir. Bu durumda eğer bir suçtan bahsedilecekse iktidar anayasayı ihlal suçunu işlemektedir. 

Yeşil Sol Parti olarak; 

Bizlerin ana ekseni şiddetsiz bir siyaset ve demokratik mücadeledir.  Militarizme, savaşa ve ekolojik/demokratik yıkımlara karşı mücadele ana ilkelerimizdir. 

Bugün TTB Merkez Konseyi üyelerine yönelik bu gözaltı ve operasyon durdurulmalı, TTB’li yöneticiler serbest bırakılarak hukuksuzluğa, hak ve özgürlüklerin kullanılmasına karşı baskılara son verilmelidir. 

Meslek etiğini koruyan, vicdani sorumluluğunun gereği bunca baskı ortamında susmayan TTB Merkez Konseyi onurumuzdur." (HABER MERKEZİ)


YARKADAŞ: AKP, AFRİN BAHANESİYLE DOKTORLARLA HESAPLAŞIYOR

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasını "Afrin bahanesiyle rant politikalarını teşhir eden doktorlara gözdağı veriliyor" sözleriyle değerlendirdi.

TTB yöneticilerine yönelik operasyona tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Gözaltına alınan doktorlar, meslek onuruna sahip çıkan aydınlardır. Onları talimatla gözaltına aldırtmak, iktidarın acizliğinin göstergesidir" ifadesini kullandı.

Sözlerine "Herkes AKP gibi düşünmek zorunda değildir. TTB yöneticileri suç işlememiş; sadece düşüncelerini ifade etmiştir" şeklinde devam eden Yarkadaş, "Doktorları serbest bırakın; hastaların onlara ihtiyacı var" diye konuştu.

Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:

"TTB yönetim kurulu üyeleri, Çapa - Cerrahpaşa, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi  ile diğer hastanelerin arazilerinin peşkeş çekilmesine itiraz ettikleri ve buna karşı mücadele verdikleri için de iktidarın hedefiydiler. Gözaltına alınan doktorlar, AKP'nin politikalarının sağlık sisteminde yarattığı çöküntüyü de teşhir eden ve iktidarın makyajını döken kişilerdi. Şehir Hastanesi adı verilen iktidar yandaşlarına rant yaratma mekanizması da yine aynı doktorlar tarafından deşifre edilmişti. AKP, Afrin üzerinden yürüttüğü sindirme politikasıyla 'bir taşla iki kuş vurmayı' hedefliyor. Amaçları çok açık: AKP iktidarı, 'fırsat bu fırsat' diyerek doktorlara gözdağı vermek, sindirmek ve meslek örgütlerini tasfiye etmek istiyor."

Doktorlar için yedi gün gözaltı süresi alınması ve "örgüt propagandası suçlaması'' yöneltilmesinin kabul edilemez olduğunu da vurgulayan Yarkadaş, "AKP toplumun muhalif kesimlerini sindireyim derken, akıl sağlığını da kaybetti. AKP, bu haliyle artık bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir" tepkisini gösterdi. 

TTB üyelerinin mesleklerinde tanınmış birer aydın olduğunu da vurgulayan Yarkadaş, "Onlar sadece ettikleri yemine ve mesleklerinin temel ilkelerine bağlı kaldıkları için gözaltındalar. Bu AKP'nin anlayamayacağı ahlaki bir tutumdur" ifadesini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)


CHP MİLLETVEKİLİ ALİ ŞEKER: BARIŞ KAZANACAK

CHP Milletvekili Ali Şeker, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda TBB üyelerine destek mesajı yayınladı. Şeker'in #TTBninYanındayım etiketiyle paşlaştığı mesajı şöyle:

"TTB Başkanı Raşit Tükel ve Yönetim kurulu üyelerinin gözaltına alan ceberrut İktidara boyun eğmeyeceğiz. 12 Eylül 1980’in üzerinden 37 yıl geçti ve faşizm yine bu ülkeyi hedef alıyor.Zulmün karşısında İnsanlık kazanacak barış kazanacak." (HABER MERKEZİ)


AKP SÖZCÜSÜ MAHİR ÜNAL: YARGININ ALDIĞI BİR KARAR

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, evlerine düzenlenen baskınla gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği üyeleri hakkında konuşmanın doğru olmayacağını söyledi.

NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in "Türk Tabipleri Birliği'nin bir açıklaması olmuştu bu sabah, 11 yöneticisi ile ilgili gözaltı kararı çıkarıldı. Bu konudaki yorumunuz nedir?" sorusuna "Bu tamamen yargının, ilgili savcının, mahkemenin aldığı bir karar. Yargı süreci başlamış, meseleyle ilgili bizim bir takım mülahazlarda bulunmamız doğru olmaz" yanıtı verdi. (HABER MERKEZİ)


SOSYAL MEDYADAN TEPKİ YAĞDI

TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasına sosyal medyadan tepki yağdı. #TTBninYanındayız etiketi saatlerce Twitter Türkiye gündeminin zirvesinde kaldı. Gelen tepkilerden bazıları şöyle:

(HABER MERKEZİ)


SAĞLIK BAKANLIĞI DAVA AÇTI

Öte yandan Sağlık Bakanlığı, Afrin'e başlatılan askeri operasyona ilişkin 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' başlıklı bildirisiyle barış çağrısı yapan Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) Merkez Konseyi'nin görevden alınması talebiyle Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. 

TTB MERKEZ KONSEYİ'NDE KİM KİMDİR?

 

 

Dr. Mehmet Raşit Tükel (Başkan)

1959 Nazilli doğumlu. 1983 Ege Ü.T.F. Mezunu, Psikiyatri Uzmanı. 1977 Ankara Fen Lisesi Mezunu. İ.Ü. İstanbul T.F. Ruh Sağlığı ve Hast. A.D. Profesör. 2004-2009 Türkiye Psikiyatri Derneği Yeterlik Kurulu Başkanı. 2005-2009 TTB-UDEK Başkanı. 2006-2018 TTB Merkez Delegesi. 2011-2015 Tıpta Uzmanlık Kurulu Üyesi. 2014-2016 TTB Merkez Konseyi II. Başkanı

 

 

Dr. Sinan Adıyaman (II. Başkan)

1960 İzmit doğumlu. 1983 Ankara Üniv. Tıp Fak. mezunu. Ortopedi ve travmatoloji ve el cerrahisi uzmanı. AÜTF Ortopedi ve Travmatoloji A.D. Öğretim Üyesi, Profesör. 2000-2002 Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi. 2002-2004 Ankara Tabip Odası Başkanı. 2006-2008 TTB Merkez Konseyi II. Başkanı. 2004-2012 TTB Büyük Kongre Delegesi

 

 

Dr. Mehmet Sezai Berber (Genel Sekreter)

1961 Denizli doğumlu. 1986 Hacettepe Üniv. Tıp Fak. mezunu. Psikiyatri uzmanı. Serbest muayenehane hekimi. Ankara Tabip Odası 2008-2012 Büyük Kongre Delegesi. Türk Tabipleri Birliği 1996-1998 İkinci Başkanı, 2012-2016 Yüksek Onur Kurulu Üyesi.

 

 

Dr. Hande Arpat (Muhasip Üye)

1984 Ankara doğumlu. 2002 Ankara Fen Lisesi mezunu. 2008 Eskişehir Osmangazi Üniv. Tıp Fak. mezunu. Pratisyen hekim. 2014-2016 Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongre Delegesi. 2014-2016 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi. Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu aktivisti.

 

 

Dr. Selma Güngör (Veznedar Üye)

1962 Uşak doğumlu. 1989 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu. Aile Hekimi TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Kurucusu ve Aktivisti.

 

 

Dr. Ayfer Horasan (Üye)

1976 Balıkesir doğumlu. 2001 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu. Aile Hekimi. 2012-2016 Van Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi. 2016-2018 Van Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi.

 

 

Dr. Şeyhmus Gökalp (Üye)

1977 Nusaybin doğumlu. 2002 Fırat Üniv. Tıp Fak. mezunu. Pratisyen hekim. İşyeri Hekimi. Diyarbakır Tabip Odası İnsan Hakları, İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği, Basın Yayın, Olağandışı Durumlar Komisyonları üyeliklerinde bulundu. Diyarbakır Tabip Odası 2004-2008 Denetleme Kurulu üyesi, TTB 2014-2016 Büyük Kongre Delegesi ve Merkez Konsey Üyesi.

 

 

Dr. Taner Gören (Üye)

1952 Rize doğumlu. 1969 İstanbul Vefa Lisesi mezunu. 1975 İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp Fak. Mezunu. Kardiyoloji uzmanı. İ.Ü. İstanbul Tıp Fak. Kardiyoloji A.D. Öğretim Görevlisi, Profesör. 1992-1994, 1996-1998 İstanbul T. Odası Onur Kurulu Üyesi. 2000-2001 İstanbul T. Odası YK Üyesi. 2010-2014 İstanbul Tabip Odası Başkanı. 2006-2016 TTB Büyük Kongre Delegesi.

 

 

Dr. Funda Obuz (Üye)

1968 İzmir doğumlu. 1990 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu, Radyoloji Uzmanı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji A.D. Öğretim Görevlisi, Profesör. 2009-2013 Türk Radyoloji Derneği İzmir Şube Genel Sekreteri ve Başkanı. 2012-2014 İzmir Tabip Odası Hekim Meclisi Üyesi. 2014-2016 İzmir Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi.

 

 

Dr. Dursun Yaşar Ulutaş (Üye)

1964 Kayseri doğumlu. 1989 Fırat Ü.T.F. mezunu. Pratisyen hekim. Aile hekimi. Sağlık Kurumları İşletmeciliği Ön Lisans Programı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Ön Lisans Programını tamamladı. 2004-2006 Adana T.O. Genel Sekreteri, 2006-2010 TTB Denetleme Kurulu üyesi, 2010-2012 ve 2014-2016 TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi, 2012-2016 TTB Aile Hekimliği Kol Sekreteri.

 

 

Dr. Bülent Nazım Yılmaz (Üye)

1967 Malatya doğumlu. 1993 Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu, Pratisyen Hekim. 2008-2010 TTB Denetleme Kurulu Üyesi. 2012-2016 Eskişehir Tabip Odası Başkanı.


TTB NE DEMİŞTİ?

TTB, Afrin operasyonuna dair yaptığı "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı açıklamada "Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir" demişti.

TTB'nin açıklaması şöyleydi:

TTB'nin açıklaması şöyle: "Biz hekimler uyarıyoruz:

Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.

Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.

Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz.

Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.

Savaşa hayır, barış hemen şimdi!"

ERDOĞAN, 'TERÖRİST SEVİCİLER' DEDİ

Bu açıklama sonrası Erdoğan, Türk Tabipleri Birliği’ni “Terörist seviciler” ifadesiyle hedef gösterdi. Erdoğan konu hakkında şunları söyledi:

"Bazı kesimler bunu iyi duysunlar. Bugün operasyonun 7. günü. 343 terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar tespit edilenler. Bundan rahatsız olan, sözde Türk Tabipler Birliği gibi bir kesim savaşa hayır diye kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin bugüne kadar barışa evet dediklerini duymadık. Bunlar bugüne kadar güneydoğuda, doğuda, vatandaşlarım şehit edildi. İçeride olan terör uygulayıcılarına yönelik en ufak açıklama duyduk mu? Duymadık. Bunlar bu işin içindeler. Kandil'e kadar gidip, ondan sonra yazdıkları kitaplarla kendilerine kaynak temin etmeye çalışanların teröristlerin karşısında dikildiklerini duymadık. PYD, YPG, DEAŞ, PKK, bütün bu terör örgütlerinin yapmış olduğu taciz hareketlerine karşı bizim uluslararası hukuktan doğan haklarımızı hazmedemeyen bu sözde kişiler veya dernek kusura bakmasınlar. Attığımız adım kararlı bir adımdır."

TTB'DEN YANIT: HEKİMLİK DEĞERLERİ AÇIKTIR

Erdoğan'ın hedef göstermesi sonrası Türk Tabipler Birliği'nin sitesinden 7 maddelik bir açıklamayla yanıt verdi.

Açıklama şöyle:

"1. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi 24 Ocak 2017 Çarşamba günü kamuoyuna bir açıklama yapmıştır.

2. Açıklamayı izleyen iki gün içerisinde tarafımıza farklı tepkiler ulaşmıştır. Açıklamamızı olumlayan ve destekleyen bir çok geri bildirimin yanında, metinde yer almayan ifadeler eklenerek hedef gösteren ve adeta bir lince davetiye çıkaran söylemler ve tehditler de söz konusudur.

3. TTB Merkez Konseyi gerek hekimlerin gerekse de vatandaşlarımızın tepkilerini dikkatle dinlemektedir.

4. Öncelikle tekrarlanması gereken TTB Merkez Konseyi’nin açıklaması halen sınır ötesinde bulunan çocuklarımızı, onların ana, baba ve yakınlarını da gözeterek, büyük bir özenle, hiçbir insana hürmetsizlik etmeyen bir uslupla kaleme alınmıştır. Orada görevli bulunan insanlar tepki gösterenler kadar bizim de canımızdır. TTB Merkez Konseyi bu anlamda kendisi hakkında yapılan çarpıtmaları reddetmektedir.

5. TTB Merkez Konseyi bu süreçte bir hekim birliği tutumu ve sorumluluğuyla görüşlerini ifade etmiştir. Savaş, çatışma, terör operasyonu ve benzeri durumlarla ilgili hekimlik değerleri ve yıllar boyunca geliştirilen tutum bildirgeleri hiçbir farklı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. TTB Merkez Konseyi’nin 24 Ocak tarihli açıklaması bütünüyle bu birikime sadık kalarak yapılmıştır.

6. Yukarıdaki gerçeklere rağmen tepkilerin kimi provokatif saldırılara da meydan verecek çağrılara, hedef göstermelere dönüştüğünü üzülerek duyuyor, görüyor, yaşıyoruz.  Son olarak devletin en yetkili makamlarının açıkladıkları görüşler kimileri için TTB Merkez Konseyi’nin hedef olarak algılanması tehlikesini de içermektedir.

7. TTB Merkez Konseyi bu bilgiler ışığında kamu otoritesine herkesin can güvenliğini güvence altına alacağı ve hiç kimseyi dışlamadan görüşlerini ifade edebileceği bir ortamı tesis etme görevini yerine getirme sorumluluğunu hatırlatır, bu vesileyle özgür, demokratik ve barış içerisinde bir Türkiye ve dünya özlemimizi bir kez daha paylaşırız."

SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedef gösterdiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 11 kişi hakkında soruşturma başlatmıştı.

İşçişleri Bakanlığı "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) başlattığı Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’na ‘savaş’ değerlendirmeleri yaptığı" gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmasını talep edeceğini açıklamıştı

İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada "Merkez Konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla dava açılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur" denilmişti. (HABER MERKEZİ)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Denizli'deki 15 mahallede hayvanlar karantinaya alındı

SONRAKİ HABER

Gazetelerde 'Ne Var Ne Yok?' - 30 Ocak 2018

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...