28 Ocak 2013 09:34

Gelip geçici bir heves değil

“İnsanlık hüsrandadır. Dünya uçuruma yuvarlanmaktadır. Antik çağların verimlilik, başarı ve altın tanrısı Mamon modern zamanların tanrısı olarak geri döndü. Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın totemi para, tabusu mülkiyet oldu. İnsanlık alemi tefeci bankerlerin eline düştü. Ülkelere borç verip halkla

Gelip geçici bir heves değil
Paylaş
Orhan KURUL Elazığ

Öncelikle kendinizi, tanıtırmısınız ?

İsmim Sedat Anti-Kapitalist Müslümanların dönem sözcüsüyüm. Sinema tiyatro gibi görsel sanatlar üzerine çalışmalar yapıyorum. Aynı zamanda adilmedya.com da makaleler yazıyorum. 2011 1 mayısında “Mülk Allahındır” pankartının arkasında yürüdünüz. Nasıl bir araya geldiniz biraz bahseder misiniz ? Bu bir araya geliş doğaçlama gelişen bir durum değildi. Öncesinde sosyolojik bir kırılma yaşadı müslümanlar ve bunun sonucunda, özellikle müslüman gençlik toplumsal olarak kimlik edinme ve aidiyet sıkıntısı  çekti. İktidar eliyle artan liberalleşme ve  akabinde oluşan kapitalist birikim, müslümanlar arasında sınıfsal çelişkileri günyüzüne çıkardı. Bu, özellikle gençlerin, kendi konumları içinde homurdanmalarına, tepki göstermelerine ve bir şekilde içinde bulundukları mahalleden soyutlanma olarak tezahür etti.Bunun üzerine

Anti-kapitalist müslüman gençler kimdir ?

Anti-Kapitalist Müslüman Gençler, kapitalistleşen büyüklerinin trenine atlamayıp, Kur’an’ın yolunu seçen erdemli gençlerdir. Bu gençlerin samimiyeti, birçok farklı ideoloji ve inanıştaki arkadaşların da katılımını sağlamış ve Anti-Kapitalist gençler erdemliler platformu halini almıştır. Şimdi çok rahat bir şekilde Sosyalist ya da deist olarak kendini tanımlayan arkadaşlarımız da kendilerini bu platform altında ifade edebilir görmüşlerdir.

“Kapitalizmle mücadele dernekleri” adı altında örgütleniyorsunuz biraz bu derneklerden bahseder misiniz ?  

Antikapitalist Müslümanların ‘Lehü’l Mülk’ anlayışını toplumsallaştırma derdi de var. Söylem olarak ifade edip bununla yetinmekten ziyade, bu söylemi toplumun bütün kesimleriyle paylaşma misyonu . Bu sebeple de Kapitalizmle Mücadele Derneklerini kurduk. Nasıl ki, bu topraklarda soğuk savaş döneminde müslümanları Komünizmle mücadele dernekleri adı altında, kapitalistleştirdiler, milliyetçi muhafazakar kıldılar; biz de buna cevaben kapitalizmle mücadele dernekleri kurarak, İslamın ruhu ile halkın inanışı, kronik sorunları arasında köprü kurarak, toplumsal dönüşümün emekten eşitlikten, adaletten, özgürlükten (ki biz bunların toplamına tevhid diyoruz. )yana olmasına katkı sunmak istiyoruz.

Roboski katliamının yıl dönümünde Fatih Camî önünde gıyabi cenaze namazı kılmıştınız  ardından çok uzun zaman geçmeden bölge illerinde ihsan Eliaçık ile birlikte paneller-söyleşiler v.s düzenlediniz. İzlenimlerinizden bahseder misiniz ?

Bölge halklarının din ile bağları çok güçlü. Bu samimi inanış maalesef ki egemenler tarafından sürekli manipüle edilmiş; dinin, hayatın dışında kalan yanına, yani afyon yüzüne doğru halkı yönlendirmişler. Şimdi de Sünni, Türk , beyaz müslümanlardan oluşan bir grubun İhsan Eliaçık’la birlikte kendileriyle buluşmasına çok büyük değer veriyorlar. Biz Kürt halkının talepleri taleplerimizdir diyen bir grubuz. Ve şimdiki süreçte barışın konuşulduğu bir ortama girilmiş durumda. Burada Kürt halkı çok dikkatli olmalı.

HDK’nin etkinliklerine de katılıyorsunuz, kongreye de katılmıştınız, HDK’ye nasıl bakıyorsunuz ?

HDK ile 1 Mayıs sürecinden beri oldukça sıcak ve samimi ilişkilerimiz mevcut. Birçok etkinliklerinde bizleri davet ediyorlar biz de aynı şekilde elimizden geldiğince kendilerini çalışmalarımıza davet ediyoruz. HDK bir çatı hareketi bundan ötürü, çatının altında Antikapitalist Müslümanları görmek istemeleri çok doğal. Her ne kadar HDK ile ortak platformlarda bulunsak dahi HDK’nin bir bileşeni değiliz ve kongreye de katılmadık.

Genel olarak bakıldığı zaman Müslümanların sisteme angaje olmuş bir tarafları var. Bir taraftan başbakanı protesto eden ODTÜ’lü öğrencileri protesto eden (Sivas’ta AKP gençlik kollarının düzenlemiş olduğu bir eylemden hareketle) ve kendisini Müslüman olarak tarif eden gençler de var. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ?

ODTÜ olaylarında Anti-Kapitalist Müslümanlar tarafını çok net belli etmiştir.Bizim en önemli yanlarımızdan biri iktidarın kendisini eleştirmemizdir bu salt AKPile alakalı değildir. Yöneten ve yönetilen düalizmi de tevhidi bozan bir niteliğe sahiptir. Biz kendi örgütlenme modelimizi eşitler arası sorumluluk bilinci olarak tarif ediyoruz. Bir işte bir kimseyi özne yapacak olan şey  kendine verilmiş olan sıfat değil, onun içinde taşıdığı sorumluluk bilincidir.  Maalesef AKP’nin sosyo-ekonomik olduğu kadar sosyo-kültürel tahribatı da çok büyük olmaktadır. Biat kültürü ile kitleselleşen AKP gençliği Müslümanlığı içinde büyüdüğü iktidar zaviyesinden bakarak sosyo-politik olarak üretmektedir. Oysa Kur’an’ın perspektifi ezilenlerden yanadır.Kasas suresinde Allah ‘biz ezilenleri yeryüzünde iktidarlar kılmak istiyoruz’ der. Hz. Musa’nın Firavun’a karşı verdiği mücadelesini  anlatırken bahsedilen bu ayet o dönemde nasıl gerçekleşti ve ezilenler devrimi gerçekleştirdiyse   bu dönemde de ezilenlerden yana tavır alanlar tarafından gerçekleşecektir.

ÖNCEKİ HABER

Aşitiya Holé…

SONRAKİ HABER

Gençler anayasadan ne bekliyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...