29 Aralık 2021 23:47

Prof Dr. Kayıhan Pala omikrona karşı uyardı: 13 milyon genç ivedilikle aşılanmalı

Omikron nedeniyle vakalardaki artışın süreceğine ve iki doz aşılamanın artık yetmediğine işaret eden Prof. Dr. Kayıhan Pala, “13 milyon genç aşılanmadı. Gençler ve çocuklar aşılanmalı" dedi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul

Pandemide omikron varyantı nedeniyle tüm dünyada vakalar katlanarak artmaya devam ediyor. Son bir haftada 5.7 milyon vaka kayda geçti. Türkiye’de 28 Aralık’ta son 76 günün en yüksek vaka sayısı görüldü. 32 bin günlük vaka sayısı bir hafta öncesine göre vakaların yüzde 63 arttığını gösterdi. Kasım ayından beri daha hızlı yayıldığına dair verilerin bildirildiği, DSÖ’nün endişe verici varyant olarak nitelediği omikrona karşı Sağlık Bakanlığının ise tweet atmaktan başka ‘önlemi’ yok.

Omikron varyantıyla birlikte artan vakaları, önümüzdeki günlerde bizi neyin beklediğini ve atılması gereken acil adımları Halk Sağlığı Uzmanı, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ile konuştuk.

"BU ARTIŞ ŞAŞIRTICI DEĞİL"

Omikronun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 5. endişe verici varyant olarak tanımlanması ve ardından dünyadan peşi sıra gelen daha hızlı bulaştığı ve aşılardan kaçma olasılığı olduğu haberlerinin ardından Türkiye’deki bilim insanları olarak yönetenlere çağrıda bulunarak önlemlerinin tekrar gözden geçirilmesi çağrısında bulunduklarını hatırlatan Prof. Dr. Kayıhan Pala  “Dünyada buna ilişkin önlem almaya çalışan ülkeler oldu ama aşılamanın yüksek olduğu Avrupa ülkelerinde bile omikron çok hızlı bir vaka artışına yol açtı” dedi. Türkiye’de ise 12 Aralık’ta 6 omikron vakası duyurulduktan sonra olguların yatay bir seyir izlemesinin durumu tartışılır hale getirdiğini ifade eden Pala “Bu kadar hızla bulaşan bir varyant varken biz olgu sayılarında daha erken bir kıpırdanma beklerdik. Aslında son iki gündür yaşanan vaka sayılarında artış ondan önceki iki hafta içerisinde de bir miktar yaşanmış olmalı. Bakanlık semptom göstermeyenlere test yapmıyor. Semptomlar artmaya başlayınca tabi PCR testine başvurular da arttı. Omikronun diğer ülkelerdeki seyrine baktığımızda bu sonuç şaşırtıcı değil” dedi.

"ABD’DE HASTANEYE YATIŞLAR ARTTI"

Dünyadaki örneklerin omikronun bu kadar hızla yayılmasıyla 2022’nin ilk üç ayında olgu  sayılarında çok ciddi bir artışın ortaya çıkabileceğini gösterdiğini dile getiren Pala “Omikronla enfekte olan kişilerin hastalığı biraz daha hafif geçirdiğine ilişkin değişik ülkelerden sınırlı veriler var. Ancak bu bizi ‘Nasıl olsa hafif geçiriyoruz’ düşüncesine yöneltmemeli. Çünkü bir yandan olgu sayıları artarken diğer yandan ölüm sayılarında da bir artış var. Özellikle ABD’de çocukları da kapsayacak şekilde çok sayıda hastaneye yatış var, omikronla birlikte. DSÖ de günlük vaka sayılarında rekorlara dikkat çekiyor. Bazı ülkelerde de ölüm sayılarında bir artış var. Bunun en önemli nedenlerinden birisi risk grubundakilerin aşılanma durumu. Eğer 60 yaşın üstünde kronik rahatsızlıkları olan sigara içen gibi özellikleri olan insanlar tam aşılılarsa omikron varyantının etkisi daha az gözlemleniyor. Risk grubundaki insanlar aşısız, ya da eksik aşılılarsa hastaneye yatışlarında bir azalma olmadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

"İKİ DOZ AŞI YETMİYOR"

İki doz aşı yaptırmış olmanın bu hastalığa karşı yeterli yanıt vermediğini dile getiren Pala  “Dolasıyla iki doz BioNTech aşısı olanların 3. dozunu yaptırması, 2 doz Sinovac sonrasında da bir doz BioNTech aşısı olanların da 2. BioNTech aşısı yaptırmaları hastalığa karşı yanıt vermek açısından  büyük önem gösteriyor. Biz ikinci dozdan sonra 6 ay geçmesini bekleyerek 3. dozları omikron varyantının etkisi olmadan önerirken omikron ile ilgili yapılan ilk çalışmalar iki doz aşı yapılmış olmanın yeterli koruma sağlayamadığını gösterdi. Bunlar  mRNA aşıları için. Ülkemizde uygulanan inaktive aşıların ise  koruma oranlarının çok daha düşük olduğunu görmüş olduk. Dolayısıyla 3 doz inaktive aşı yaptırmış olmanın yeterli yanıtı sağlayamadığını bunlara en az bir doz belki 2. doz BioNTech  yapmamız gerekecek” değerlendirmesinde bulundu. Sağlık Bakanlığının yerli inaktive aşı Turkovac’ın hatırlatma dozu olarak kullanılacağı açıklamasına ilişkin ise Pala “Turkovac aşısıyla ilgili şu an bir şey söyleme olanağımız yok. Çünkü yayımlanmış bilimsel bir rapor yok” dedi.

"5-11 YAŞ ARASI DA AŞILANMALI"

Türkiye’de 12 yaş üstüne aşı hakkı tanındığını ama 12 yaş üstünde hiç aşı yaptırmamış 13 milyondan fazla yurttaşımız olduğunu ve Suriyeli sığınmacılarla ilgili hiçbir bilgimiz olmadığına dikkati çeken Pala “Sağlık Bakanlığının bu insanlara ulaşıp onlardaki aşı tedirginliğini azaltacak girişimlerde bulunması lazım. Bunlara hiçbir şey yapmadan bu süreç yürümez. Dünyada 5-11 yaş aralığında acil kulanım onayı almış bir aşı var. BioNTech’in 3’te bir oranını içeren bir aşı. Biz 5-11 yaş çocuklarımızı ivedi aşılamalıyız. Toplumsal bağışıklıkla bu sürece yanıt verilebilir diye bir kavram geçerli değil. Fakat toplumun aşılanma oranı ne kadar yüksek olursa hastalığın genel olarak etkisini o kadar azaltabiliriz” diye konuştu.

"OKULLAR VE TOPLU ULAŞIMDA ÖNLEM ŞART"

Halk sağlığı önlemlerinin unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Kayıhan Pala, şu önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi: 

Okulların açık kalmasını sağlamak için; sınıflarda öğrenci sayıları azaltılmalı, ders süreleri kısaltılmalı, sınıflar havalandırılmalı, okullarda hızlı antijen testlerine bir an önce geçilerek okulların açık kalması sağlanmalı.

Bazı kentlerde toplu ulaşım araçlarına binerken HES kodu sorgusu bile yok ki bu bile yeterli değil. HES koduyla birlikte tam aşılı olmanın da sorgulanması ya da PCR testi istenmeli.

Açık alanlar bile olsa fiziksel mesafelerin korunamadığı alanlarda toplu ulaşım için söylediğim önlemler geçerli olmalı. Kapalı mekanlarda maske takmak zorunlu ama bu süreci izlemiyoruz, denetlemiyoruz. Böyle olunca da bulaşın önlenmesine dönük yapılan işler sınırlı kalıyor.

"SAĞLIKÇILARIN REFAH PAYI ARTIRILMALI"

Son günlerde bazı illerden hastane ve yoğun bakım yataklarında bir sıkışmanın başladğı haberlerinin geldiğini belirten Pala “Bu önümüzdeki aylarda sağlık alanında yeni kriz olarak karşımıza çıkabilir” dedi. Ayrıca sağlık çalışanlarının çok yorulduğunu tükendiğini belirten Pala  “Sağlık çalışanlarının ekonomik ve refah düzeylerini artırmak gerekiyor çok yoruldular. Bu hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerekiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

TTB, Omikron varyantına karşı alınması gereken acil önlemleri açıkladı

SONRAKİ HABER

MESS dayatmalarına karşı eylemler sürüyor | Metal işçisi hakkını istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...