19 Ekim 2021 00:42

"Aile boyu çalışıyoruz, geçinemiyoruz"

Enflasyonun gün geçtikçe arttığı, iğneden ipliğe zamların sürdüğü bu dönemde, tarım işçileri her aileden en az üç kişinin çalışmak zorunda kaldığını söylüyor.

Zekiye Elçi | Fotoğraf: Volkan Pekal | Evrensel

Paylaş

Volkan PEKAL
Adnan KARATAŞ
Adana

Gıda enflasyonu yıllık yüzde 29’la rekorlar kırarken o gıda maddelerinde alın teri olan tarım işçileri en dipte oldukları günleri yaşıyor. Bu sene işçi ücreti yüzde 16 zamla 111 lira olarak belirlendi. Ancak zamlı ücreti dahi alamayan çok sayıda işçi var. Adana Tuzla Karagöçer köyünde çadırda yaşayan tarım işçileri geçen sene belirlenen 95 liranın da altında, 90 lira yevmiye ile çalışıyor. Tarım işçisi Zekiye Elçi, kendilerine reva görülen yaşamı “Çocukların karnı doysun diye bulgur yemekleri yapıyorum. Sevinsinler diye içli köfte yapıyoruz ama o da etsiz. Eti senede bir defa bayramda yiyoruz” sözleri ile anlattı. Tarım İşçisi Cebrail Yol ise her şeye yüzde 50 zam gelirken hâlâ 90 liraya çalıştıklarını belirterek, “Enflasyona göre bizim ücretlerimiz de en azından 120 lira olmalıydı” diyor.

"SAVAŞ VE GÖÇÜN YARATTIĞI YIKIM BİTMİYOR"

Adana’nın Karagöçer köyünde kanal kenarına kurulu çadırda yaşayan Zekiye Elçi ile 5 yıl sonra yeniden karşılaşıyoruz. 5 yıl önce sokağa çıkma yasakları ve çatışmaların yarattığı travmayı ve savaşın göç yüzünü gazetemize anlatan Elçi, 5 yıl sonra göçün zorluklarını yaşamaya devam ediyor. Kendisi evde, çocuklar tarlada, eşi de çobanlıkta çalışıyor. 90 lira yevmiye ile geçinemediklerini söyleyen Elçi, yaşam koşullarını şu sözlerle anlatıyor: “Çocukların kıyafetlerini hep başkaları veriyor. Ne yapalım kıyafet alamıyoruz. Eşim Karagöçer’de çobanlık yapıyor. Biraz süt, yoğurt, çocuğun ekmeği çıksın diye... Çocuklar sabah 6’da çıkıyorlar akşam 6’da geliyorlar. Ben onlara yemek yapıyorum. Çalışmasak ne yaparız? Yevmiye aynı. 90 lira. Hiçbir şeye tam yetmiyor. Sadece erzaklara, yağa, şekere yetiyor. İnsanın canı meyve istemiyor mu? Bulgur yemekleri yapıyoruz. Çocukların karnı öyle doyuyor. Çocuklar sevinsin diye içli köfte yapıyoruz. O da etsiz. Eti senede bir defa bayramda yiyoruz. Bir gece patates, bir gece mercimek, bulgur yapıyorum. Demesinler her gece aynı şey. Mecburuz. Ne yapacağız?​”

"PARAMIZI HER ŞEYE ZAM GELDİKTEN SONRA ALIYORUZ"

Elcilerin paralarını almakta bile kendilerine zorluk çıkardığını anlatan Zekiye Elçi, “Bize 90 lira veriyorlar. Niye? Ne olursa olsun biz geliyoruz, senin işini yapıyoruz. 3-4 ay paramızı da vermiyorlar. Bankaya yatırıp kullanıyorlar. Hesaba gidiyoruz, ‘Al bin lira, kalanı sonra’ diyor.  Diyor ‘Para yok.’ Bana ne para yoksa. Ben kışın çocukları o soğukta kaldırıp işe gönderiyorum. 10 bin lira paramız içeride. Her şeye her gün zam geliyor. Biz o parayı şimdi almazsak her şeye zam geliyor, yarın daha az erzak alacağız. Hem daha az para alıyoruz hem aylar sonra alıyoruz. Diyor ki ‘Ben iflas etmişim.’ Sen iflas ettin, beni de perişan edeceksin…”

"OKUL YERİNE TARLADA"

Hava kararırken çocuklar traktör kasasında işten geliyor. İşçiler 2013’te gerçekleştirilen Tarım İşçileri Kurultayı’ndan sonra servis haklarını kabul ettirmelerine karşın ana yollar üzerinden gelen işçiler servisle taşınırken köyden tarlaya giden işçiler hâlâ kasalarda taşınıyor. Gelenler arasında evin en büyük çocuğu Rojin de var. 5 yıl önce Adana’daki ilk günlerinde röportaj yaptığımız Zekiye Elçi, Rojin’in okulu bırakıp tarlada çalışmak zorunda kaldığını anlatmıştı. Rojin bugün de kardeşleri arasında en büyük olmanın zorluğunu yaşamaya devam ediyor. Bir küçüğü olan erkek kardeşi de kendisi ile birlikte tarlada çalışıyor. Ancak erkek kardeşinin liseye devam ettiğini öğreniyoruz.

"SALGINDA TABLET, OKULDA DEFTER YOK"

Çocukların tarlaya gitmek zorunda kalmasından yakınan Elçi, geçim zorluklarından dolayı mecburen gittiklerini, kendisinin de tarlaya gittiğini anlatıyor. Anne tarlaya gidince de evin küçük kızı daha küçük olanlara göz kulak olmak için çadırda kalıyor. Evin iki küçük kızı Karagöçer’deki ilkokula kayıtlı. Ancak salgın boyunca telefon ve tabletleri olmadığı için eğitimden uzak kalmışlar. Şimdi de “Defter, kitap yok” diyorlar. Servis olmadığı için kışın çamurlu yolları aşarak okula gitmek zorunda kalmaları da başka bir zorluk olarak önlerinde duruyor.

ÇADIRI YIKILINCA GÖÇ YOLLARI GÖRÜNDÜ

Evin bir de misafiri var. Yol ailesi çoluk çocuk gelmişler. “Kendimi bildim bileli tarım işçiliği yapıyorum” diyen 42 yaşındaki Cebrail Yol’a bu meslek anne babasından kalmış. İl il anne baba peşinde gezince okuyamamış. “18 yaşındaki kızım, 17 yaşındaki kızım… Eşim” diye sıralıyor Yol. Dokuz nüfuslu ailede küçükler hariç herkes işçilik yapıyor. “Çünkü 90 lira yevmiye yetmiyor” diyor Cebrail Yol.

Cebrail Yol bugünlerde barınma sorunu ile karşı karşıya. 2 ay önce Karagöçer’de sulama kanalının temizlenmesi ve üzerinden geçen köprünün tadilatı gerekçe gösterilerek kanalın iki yakasında bulunan çadırlar Valilik tarafından zorla tahliye edilmek istendi. O günlerde çadırı sökülen Yol, evsiz kalınca çocuklar dahil tüm ailesi ile birlikte kendisini soğan hasadında çalışmak üzere Ankara Polatlı’da buldu. Ne de olsa evsizdi ve mevsimlik işçilerin yolunu takip etmişti. Para biriktirip geleceklerdi ancak Yol’un anlattıklarına göre soğan hasadı zordu ve istediği gibi bir iş bulmakta zorlanınca 7 bin lira masraf yapıp eşyalarını da Ankara’da borçları karşılığı rehin bırakıp Adana’ya döndüler. Şimdi bir bahçenin bakımında çalışan Yol ailesi çadır kuracak kadar toparlayıncaya kadar bahçe içerisindeki römorkta kalıyor.

"ADANA’YA GİTSEN TEK BAŞINA 8 KİŞİYE NASIL BAKACAKSIN?"

Biz röportaj yaptığımız esnada misafirlikte bulunduğu eski komşuları Elçi ailesinin bahçesinde dönüp çadırlarının kurulduğu yere bakıyor. Çadırlarının yıkılmasına ve Ankara’ya gitmesine lanet ediyor: “Biberi yeni diktim, naylonunu çektim, en son geldiler, ‘Buradan kalkacaksınız’ dediler. Nereye kalkacağız? Nereye gideceğiz? Ev yok bir şey yok. Adana’ya gitsen 8 kişiye nasıl bakacaksın? Ev kirası var, iş bulmak zor. Biz de Ankara’ya gittik. Gitmez olaydık. 12 ve 8 yaşında kızlarım var, küçük oğlum var. Okula gidemiyorlar. Çadırımız buradayken Karagöçer köyündeki okula gidiyorlardı. Şimdi çadırımız yok. Bir yerde sabit duramıyoruz ki. Ancak bahçedeki işimiz bitince bir çadır kurabilirim. 9 kişi varız. Çocukları hastaneye götüremiyorum. Çocuğun başında yaralar çıkıyor. Hastaneye bile götüremedik. Burada aile hekimine götüreceğim.”

"ZAMLARA BAKARSAN YEVMİYE EN AZ 120 LİRA OLMALIYDI"

Elleri mahkum oldukları için bu ücretleri kabul ettiklerini dile getiren Yol, “Her şeye zam geliyor. Bizim ücretlere gelmiyor. Bunun değişmesi lazım. Geçen sene de 80 lira alıyorduk. 10 lira zam geldi. 3 kişi çalışıyoruz. Günlük 270 lira. 9 kişiyiz. Ayın en az 7 günü evde kalıyoruz. En fazla 21-22 gün çalışıyoruz. Yağmur yağsa boş geziyoruz. Ama 25 kiloluk bir torba un 97 lira. Bir günlük çalışmamız bir torba un yapmıyor. Eskisi gibi değil. Eskiden biraz daha iyiydi. Geçen senenin 10’uncu ayında un torbası 60 liraydı. Üzerine 37 lira gelmiş. Benim yevmiyem 10 lira artmış. Buna göre bizim yevmiyemizin de en az 120 lira olması gerekirdi” dedi.

"TARIM İŞÇİSİNE REVA GÖRÜLEN ZAM BU YIL YÜZDE 16"

Çukurova’da tarım işçilerinin günlük ücreti narenciye mevsiminin başladığı her eylül ayında elci (aracı) dernekleri ile Akdeniz İhracatçılar Birliği arasında imzalanan protokolle belirleniyor. Geçtiğimiz yıl anlaşma sağlanamayınca grev kararı alınmış, 3 gün süren grevde 116 lira talep eden elciler, günlük 106 TL ücrete imza atmış, işçilerin ücreti 95 lira olarak belirlenmişti. Bu yıl yevmiyeler yüzde 10 elci payı da içerisinde olmak üzere 124 lira olarak belirlendi. İşçilerin ücreti ise yüzde 10’luk payı çıkarınca 111 lira oluyor. Tarım işçilerinin aldığı zam yaklaşık yüzde 16’ya tekabül ediyor. Adana’nın merkez mahallelerinden gelen işçiler bu ücretleri alırken kırsaldaki elciler işçileri 90 liraya çalıştırıyor. Toprak sahibinden işçi başına 124 lira aldıkları göz önünde bulundurulursa elçilerin her bir işçiden 34 lira para kestikleri ortaya çıkıyor.

ÖNCEKİ HABER

Tokat'ta servis minibüsüyle kamyonet çarpıştı: 2 ölü, 11 yaralı

SONRAKİ HABER

Motorine 3 gün sonra yine zam geldi: 23 kuruşluk artış pompaya yansıyacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...