17 Ekim 2020 10:16

25 yıldır kayıp Fehmi Tosun’un kızı: Biz bitti demeden bitmeyecek

Cumartesi Annelerinin eyleminde 25 yıldır izine rastlanamayan gözaltındaki ilk kayıplardan Fehmi Tosun’un akıbeti soruldu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Gözaltında kaybedilen ya da katledilen yakınlarının bulunması, faillerinin ortaya çıkarılıp hesap sorulmasına dair arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, 812’nci haftasına ulaşan eylemlerinde bu kez 19 Ekim 1995’te İstanbul Avcılar’daki evinden gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun’un akıbetini sordu. Açıklama, koronavirüs salgını nedeniyle online olarak internet ortamında gerçekleştirildi. Ailece yaşadıklarını “Kimse susmamızı, kabul etmemizi, geçmişi yok sayarak hayatımıza devam etmemizi beklemesin” sözleriyle dile getiren kızı Besna Tosun, verdikleri mücadele için “Biz bitti demeden bitmeyecek” dedi.

Açıklamaya katılan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, sözlerine “Ekim ayı benim için çok zor bir ay. Ama her şeye rağmen kayıplar için verdiğimiz mücadeleye devam ediyoruz” diyerek başladı.

"SADECE FEHMİ İÇİN DEĞİL…"

Eşinin kaybedilmesi öncesinde 1993 yılının ekim ayında yaşanan Lice Katliamı’nda babasının öldürüldüğünü dile getiren Hanım Tosun, “Sadece Fehmi için değil, tüm kayıplar için yetkililerden ve yöneticilerden hesap sormaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Tüm kayıplarımızın önünde saygıyla anıyoruz. Tüm kayıpların hesabını soruyoruz, sormaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Annesinin ardından konuşan kızı Besna Tosun ise, mücadeleleriyle hesap sormaya devam ettiklerini ifade etti.

"SEVDİKLERİMİZ KAYIP"

Babası gibi yüzlerce insanın devletin güvenlik güçleri tarafından katledildiğini ve bedenlerinin kaybedildiğini belirten Tosun, şunları söyledi: “Amaç onlar gibi ülkenin diğer muhaliflerine gözdağı vermekti. 25 yıldır hakikate ve adalete ulaşmak için mücadele ediyoruz. Bu ağır bir hak ihlali, bir insanlık suçu, insanın onurunu hedef alan bir suçtur. Biz kayıp yakınları için ise bir psikolojik işkence. 25 yıldır buna karşı hesap sormaya devam ediyoruz. Bu suçu işleyenler devlet tarafından korundu ve korunmaya devam ediyor. Kimse susmamızı, kabul etmemizi, geçmişi yok sayarak hayatımıza devam etmemizi beklemesin. Devletin yıllardır süren inkar ve cezasızlık geleneğine karşı biz de mücadele geleneğiyle karşılık veriyoruz. Tüm hukuki arayışlarımız sonuçsuz kaldı. Bizim sevdiklerimiz halen kayıp ve bu suçu işleyenler rahatça dolaşmaya devam ediyor. Ama biz bitti demeden bitmeyecek.”

Tosun Ailesi’nin avukatı olan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise, yaptığı konuşmasında ailesinin Fehmi Tosun’a dair arayışını anlattı.

Keskin, Tosun’un kaybedilmesine dair yargı süreci hakkında şu bilgileri paylaştı: “İç hukukta sonuç alınamayacağı düşünüldüğünden AİHM’e başvuru yapıldı ve başvuru sonucu aileye tazminat ödendi. Bu mahkemeye yazdıkları yazılarda üstü kapalı olarak suçu da kabullendiler. Ancak daha sonra Türkiye’de iç hukukta savcılık tüm taleplerimizi göz ardı ederek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Buna yapılan itiraz da, AYM’ye yapılan itiraz da reddedildi. Ancak bu dosyada çok fazla delil var. Bazı itirafçı ifadeleri var, bunlar alınmadı. Tosun’un kaçırıldığı aracın plakasının kime ait olduğunu sorduk ama ‘özel hayatın gizliliği’ gerekçesiyle bu talebimiz yer almadı. Şu anda bütün yollar tükenmiş durumda. Dosyayla ilgili yeni bir hazırlığımız var. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılması talebiyle yeni bir başvuruya hazırlanıyoruz.”

ARACIN PLAKASI ‘ÖZEL HAYAT GİZLİLİĞİ’ GEREKÇESİYLE SORUŞTURULMADI

812. haftanın basın metninin okuyan Cumartesi İnsanlarından Gülistan Zeren, Fehmi Tosun’un dosyasında inkara ve cezasızlığa son verilmesi yönündeki taleplerini dile getirdi.

Hazırlanan metinde Tosun’un kaybedilme öyküsü şu sözlerle yer aldı: “Akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘beni öldürecekler’ diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun, olanları anlattı. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler ‘Bizim yapacağımız bir şey yok’ dedi. Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.”

"ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

Fehim Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmadığına dikkat çeken Zeren, “Onu kaçıran otomobilin mevcut plakasının araştırılması talebi bile ‘özel hayatın gizliliği’  gerekçesi ile karşılanmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesine taşınan davadan da sonuç alınamadı. 2003 yılında AİHM’e verdiği savunmada Fehmi Tosun’un kaybolmasından üzüntü duyduğunu ve etkili soruşturma yapılmadığını kabul eden iktidar şimdi ise BM’nin Fehmi Tosun’un kaybedilmesi ile ilgili sorduğu soruya onun yurtdışına çıktığı cevabını verdi. Üstelik yurtdışına çıkış zamanı olarak da Fehmi Tosun’un hapishanede bulunduğu bir tarihi verdi. Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 25. yılında talep ediyoruz: Devlet, hakikatin karartılması ve adaletsizliğin normalleştirilmesi girişimlerine son versin. Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma yaparak maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstersin. Bizler, kaç yıl geçerse geçsin Fehmi Tosun ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Eskortluk yapan Serpil anlatıyor: Ayakta kalmak için başka şansım olmadı

SONRAKİ HABER

SES 10. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı: Sağlık hizmeti piyasaya terk edilemez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...