Eğitim Sen: Önlemler alınmadan okulların açılması akıllıca değil

Eğitim Sen’in salgın ve okulların açılmasına ilişkin düzenlediği etkinlikte konuşan uzmanlar, salgın yönetiminde şeffaf davranılmamasını eleştirdi. TTB Covid-19 izleme Kurulu Üyesi Özlem Azap Kurt, okulların açılmadan alınması gereken önlemler çok önemli ama fiziksel mesafeyi koruma başta olmak üzere gerekli önlemleri almadan okulların açılması hiç akla uygun değil” dedi.

Eğitim Sen tarafından online düzenlenen “Salgında gelinen Aşama ve Eğitim Kurumlarının Açılması” etkinliğinde TTB ve SES yöneticileri konuştu. TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, Haziran ayına kadar birinci dalganın pik yaptığını, 11 Mayıs itibariyle AVM’lerin açılması ve 1 Haziranda kademesiz hızlı bir yeni açılma ile Türkiye’de bir yere kadar inmiş olan vaka sayısının artmaya başladığını kaydetti.

Ancak burada suçun vatandaşa atıldığını belirten Adıyaman, kişilerden beklenen özenin merkezi otorite tarafından gösterilmediğini söyledi. Türkiye’de temaslılara test yapılmamaya başlandığını belirten Adıyaman, bu nedenle vaka sayılarının da düşük göründüğünü söyledi. Bu konuda sorularının da bakanlık tarafından yanıtsız bırakıldığını ifade eden Adıyaman, “Entübe ve yoğun bakım sayısının tablodan kaldırılmasının epidemiyoloji bilim açısından hiçbir anlamı yok. Bizim Türkiyede 65 ilde örgütümüz var ve buralardan bilgiler bize geliyor. Sadece bizim örgütümüzden değil, valiler belediye başkanları ve il sağlık müdürlükleri tarafından yapılan açıklamalar da bakanlığın arasındaki farkı gösteriyor. Türkiye salgında iyi bir noktada değil. Okullar açılacak, hala ortada bir şey yok. Herkesin bir araya gelip pandemi konusunda yeni tedbirleri konuşması gerekir. Toplumsal hareketlilik yavaşlatılmalı yoksa salgın hızını azaltmak mümkün olmayacak” dedi.

TANI KOYMADAN İLAÇ VERİLMESİ TARTIŞILIYOR

TTB Covid-19 izleme Kurulu Üyesi Özlem Azap Kurt, “Bakanlığın son bir aydır açıklamaları yaşadıklarımızla örtüşmüyor. Türkiye için ifade edilen sayı bazen bir ilden açıklanandan daha az oluyor. Hâlâ halk sağlığı ve epidemiyoloji hocalarımızın aktardığı kadarıyla veriler eksik ve biz durumu kavrayamıyoruz. Bunların neden eksik verildiğini anlamıyoruz” dedi.

Hastalığın tanısı kolaylaştığını ama Türkiye’de tanı testleri konusunda duyarlılık ve geliştirilmesine ilişkin sıkıntılar olduğunu belirten Kurt, tedavi konusunda ise artık dünyada kullanılmayan hidroksiklorokinin herkese verildiğini söyledi. Hatta teması olup tanı konmadan bu hastalara ilaç verilmesinin konuşulduğuna dikkat çeken Kurt, Ankara İl Sağlık Müdürülüğü tarafından gelen bu yazıdan algoritmadan haberi yok ama uygulanmaya konmuş gibi duruyor. Tanı ve tedavi sürecini yönetmeye çalışırken sağlık çalışanları çok zorlanıyor. Aşıya ilşikin çalışmaların Türkiye’de yürütülmesini basından öğreniyoruz ama neden şeffaf paylaşılmıyor merak ediyoruz” dedi.

OKULDAN EVE YAYILMASI SÖZ KONUSU

Bakanlıktan herkese ücretsiz grip aşısı uygulanmasını talep ettiklerini aktaran Azap, okulların açılmasına ilişkin ise şöyle konuştu: “Okullardaki hastalık belki daha hafif seyrediyor olabilir, okulların açılması riskli değilmiş gibi gösterilebilir ama hastalığın yayılma olasılığının artması söz konusu. Okullardan evlere yayılması söz konusu. Gribal enfeksiyonlar olacaktır. Okullarda çalışanları da hesaba katmak gerek. Okulların açılmadan alınması gereken önlemler çok önemli ama fiziksel mesafeyi koruma başta olmak üzere gerekli önlemleri almadan okulların açılması hiç akla uygun değil.”

"HOLLANDA VE FİNLANDİYA’DA KOŞULLAR FARKLI"

TTB Covid-19 izleme Kurulu Üyesi Dr. Kayıhan Pala da özel okullarla kamu okulları arasında ciddi bir eşitsizlik olduğuna dikkat çekti. Online eğitiminin eşitsizliği arttırdığını belirten Pala, “Altyapı sorunlarını çözemeyen eğitim sistemi içerisinde pandemiyi konuşacak olursak; Hollanda, Finlandiya gibi ülkelerde salgında artış meydana gelmemiş, öğrencileri ve çalışanları, aileleri risk gruplarına göre ayırmışlar. Sınıflardaki öğrenci sayısı 18-20 arası. Yürüyerek, bisikletle, ailesinin araçları ile okullara gidebilmesi söz konusu. Burada ise kalabalık sınıflar, toplu ve kalabalık ulaşım, ev ortamı ve çalışma ortamındaki sorunları çözemezseniz okulları açınca yayılımı önleyemezsiniz. ” dedi.

İsrail'de okulların açılmasıyla artan salgın ile ikinci dalganın yaşandığı öngörülerini ve okulların açılınca bir iki hafta sonra kapatılan okulları örnek veren Pala, “Özellikle 10 yaşın üzerindeki bulaştırıcılık epeyce yüksek. 18-20 milyon insanının okullarla beraber evlere iş yerlerine hastalığın yayılması söz konusu. Okulların kapasitesine bakınca bir kişi için 4 metrekare alan nasıl sağlanacak” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

Araştırma: Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili

AB'de kullanılmayan yaklaşık 4 milyar avroluk Kovid-19 aşısı çöpe atıldı

Koronavirüsün yeni varyantı "BA.2.86" İsrail'de de tespit edildi

Pandemi döneminde 290 bin fazladan ölüm yaşandı | “Verileri gizleyerek üç yıl insanların ölümünü izlediler”