04 Haziran 2020 19:58

"Pandemiyle sorunlar çığa dönüştü ama birliğin olanakları arttı"

Sağlık emekçilerinin Evrensel için hazırladıkları dosyanın son gününde Dokuz Eylül Üniversitesi SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ile konuştuk.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi emekçileri 1 Mayıs'ı kutladı | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık, istihdam biçimlerinin çok fazla parçaya bölünerek çalışanları birbirinden uzaklaştıran uygulamaların yaygın olduğu bir iş kolu. Bu durum sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazı “ekip bütünlüğünü” baltalarken, birleşik bir mücadeleyi de zorlaştırıyor. Oysa hem sağlık hizmetleri hem de mücadelenin gerekleri açısından birlik, olmazsa olmaz. Pandemi döneminde Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde yürüyen mücadele, birlik olmanın artan olanaklarına da işaret ediyor. Yıllardır hastanede mücadele veren SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ile süreci değerlendirdik.

Pandemi öncesi hastanedeki örgütlülük ne durumdaydı, pandemi süreci nasıl bir etki oluşturdu?
Yıllardır artan baskı ve örgütsüzleştirme politikaları pek çok yerde olduğu gibi hastanemizde de, emekçilerin korkularının artmasına ve mücadeleye inancın azalmasına sebep oldu. Özellikle 15 Temmuz ve sonrası emekçi kitlesinde bir geri çekilme oldu. Baskıların yanı sıra kamu sendikalarında yaygınlaşan dar grupçu eğilimler, kitlelerden kopuş, pek çok işyerinde yetki ve motivasyon kayıpları, kadro eylemleri ile sınırlı etkinlikler, sınıf sendikacılığı anlayışından uzaklaşma eğilimleri de olumsuz etki etti. Sonuç olarak sendikal örgütlülükte ülke genelinde olduğu gibi hastanemizde de güç kaybı oluşmuştu. Öyle ki, pandemiyle karşılaştığımızda uzun süredir toplantı yapamaz hale gelmiş bir işyeri temsilciliği vardı.

Pandemi süreci ise birlik ve dayanışma ihtiyacının arttığı, dolayısıyla olanakların genişlediği bir dönem oldu. Çünkü, hali hazırda yaşadığımız sorunlar pandemiyle çığa dönüştü ve sağlık sisteminin, sağlık emekçilerinin haklarının ve sağlık çalışanları arasındaki ayrımcılığın daha fazla sorgulandığı bir sürece dönüştü. İşçiler ve emekçiler sağlıkta dönüşüme karşı verilen mücadeleyle kendi çıkarlarının örtüştüğünü daha net gördüler.

1 Mayıs’la birlikte hastanenizde sağlık emekçilerinin ortak mücadelesine, sendikaların da daha çok bir araya geldiğine tanık olduk. Nasıl bir süreç yaşandı?
Pandemi koşullarında 1 Mayıs çağrısı yapmak çok heyecan vericiydi. “Biz nerdeysek 1 Mayıs orada...” Hastanemizde SES ve Sağlık-İş üyesi işçilerin her yıl ortak yaptığı çağrı bu yıl daha geniş bir kitleyi kapsadı. İzmir Tabip Odası, Tez Koop-İş ve Eğitim Sen’e de çağrı yapıldı ve ortak pankartla eylemde yer alındı. Türk Sağlık-Sen’e de öneri götürüldü ama kabul etmediler. Bulaş riski nedeniyle yaygın yazılı metin dağıtımı olamadı, ama sosyal medya üzerinden yapılan ilan/afiş paylaşımları karşılığını buldu. Yeni mesajlaşma grupları kuruldu, var olan grupların katılımcıları arttı... Her gelişmenin ve eylem çağrısının, emekçilerin sorunları ve taleplerinin, ulusal ve yerel basında yer alması sağlandı.

Pandemi sürecindeki ilk tepki dağıtılan kumanyaya karşı oldu. Sağlık-İş, Tez Koop-İş ve İzmir Tabip Odasına, sonra da hastanede temsilcilikleri olan diğer sendikalara haber verilerek bir dilekçe hazırlandı. Dilekçe sonrası yemekler ekmek arası yerine köpük tabaklarda verilen menülere dönüştürüldü. Bu iyileştirme sendikaya ve birlikte hareket etmeye olan güven ve inancı artırdı.

Ek ödeme adaletsizliği gündeme geldiğinde ise 10 ayrı sendika ve meslek örgütüne çağrı yapıldı. Bunlardan Türk Sağlık-Sen ve Genel Sağlık-İş olumsuz yanıt verdi. Kalan sekiz örgüt yani Sağlık-İş, İzmir Tabip Odası, Tez Koop-İş, Güvenlik-İş, Birleşik Metal-İş, Eğitim Sen, Demokratik Sağlık Sen, SES İşyeri Temsilciliği olarak ek ödeme adaletsizliğine karşı beraber bir basın açıklaması yaptık. Eskiden olduğu gibi yemekhanede bildiri dağıtmak, katları dolaşmak, yazılı materyalleri elden ele ulaştırmak mümkün olmadı ama sosyal medya ağları örgütlenmenin güçlü ve hızlı aracı oldu. Katılım çok güzel ve coşkuluydu; basın açıklamasının ertesi günü yatırılan ek ödemeler için ise -beklendiği gibi adaletsizdi- örnek itiraz dilekçeleri hazırlanarak yine tüm hastane çalışanlarını kapsayan bir kampanya başlatıldı. Bu çalışma devam ediyor.

Emekçilerin ana kitlesinin çıkarları söz konusu ise yapılması gereken ilk şey tüm emekçilerin birliğini sağlamak olmalı. Biz de Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde bunu yapmaya çalıştık. Sadece KESK’i değil bulunduğumuz yerde çalışan tüm emekçileri kucaklayan bir birlik ve dayanışma ruhunu bir kez daha yaşadık.

İŞYERİ TEMSİLCİLİĞİ VE ÜYELER AKTİF HALE GELDİ

Pandemi başından itibaren yürüyen mücadele boyunca sağlık emekçilerinde nasıl dönüşümler yaşandı?
Son 6 yılda üye sayısının giderek erimesi üyelerimizde moral bozukluğuna yol açmıştı; yeni personel alımı da olmaması nedeniyle ‘taze kan’lar yetişmiyordu. Yeni temsilci seçimleri yapılamıyor, temsilciliği devam edenler ise aktif çalışma yapmıyordu. Oysa resmi temsilci olsun olmasın her üyenin yapması gereken; yer aldığı birimin sorun ve taleplerini işyeri temsilciliğine iletmek, sendikadan gelen bilgi ve kararları başta kendi biriminde olmak üzere çalışanlarla paylaşmak ve mücadeleyi yükseltecek etkinliklerde bulunmaktır. Bu dönemde kırılan en önemli duvar bu alanda oldu. Hızlı iletişim ağı sayesinde sendika temsilciliğinin refleks tepkilerinin kitlelerin talepleriyle buluşması çok önemli bir atak oldu. Üyeler kendi alanlarına dair sıkıntı ve istekleri temsilcilikle paylaştılar, temsilcilik inisiyatifli kararları ile diğer sendika ve meslek örgütleriyle iş birliğine geçti, iletişim ağı örgütlenme zinciri giderek genişledi... SES İşyeri Temsilciliğinin tüm hastane çalışanlarına ulaşma hedefi gerek üyelerimizde gerekse diğer sendika üyelerinde olumlu karşılığını buldu...

Böyle canlı bir süreçle birlikte onlarca üyenin istifa haberini aldığımız günlerden, yıllar sonra yeniden üye yapmanın başladığı günler yaşamaya başladık. Gönüllü temsilci olanlar; birimlerindeki sorunları sendikaya taşımaya, sendika etkinliklerini birimlerinde paylaşmaya başladı. Farklı sendikaların üyeleri de gündemi ve çözüm önerilerini örgütlenme sorunları üzerinden tartışmaya başladılar ki bunun sonucunda herkes üye olduğu kendi sendikasından mücadele talep etmeye başladı. Çünkü, pandemi sürecinde karşılaşılan gerçeklik daha fazla susmanın getireceği felaketleri hepimizin yüzüne çarptı. Sağlık hizmet işkolunun en tehlikeli işler kapsamında olduğu ‘can alıcı’ bir şekilde bir kez daha görüldü.

GEÇMİŞ MÜCADELE DENEYİMLERİ YOLUMUZU AÇTI

Hastaneniz mücadele geleneğinin güçlü olduğu bir hastane. Geçmiş deneyimlerin bugün yaşananlara nasıl bir etkisi oldu?
Hastanemizde geçmiş yıllara dayanan mücadele geleneğinin, bugün ortaya çıkan birlikte mücadele üzerinde oldukça önemli bir etkisi var. 15 sene önce sendikalaştıkları için işten atılan 200 sağlık işçisinin işe dönme mücadelesinde yer alan SES İşyeri Temsilciliği, ilk asistan grevi olarak tanımlanan 2010 yılındaki 5 günlük grevde hemşiresinden hekimine bir üniversite hastanesinde iş durdurulabileceğini; polikliniklerin, ameliyathanelerin çalışmayabileceğini göstermiş ve kazanımları olan mücadele örnekleri ortaya çıkarmıştı. 2011’de ‘sağlıkta dönüşüm’ politikalarına karşı kurulan Sağlık Çalışanları Meclisinde 13 ayrı sendika ve meslek örgütü yer alıyordu ve aylarca ‘10.30 eylemleri’ yaparak kamuoyu oluşturmayı başarmıştı. 2015 yılında Hemşire Dayanışma Platformu adıyla oluşturulan hemşirelerin birliği de birleşik mücadelenin örneği olmuştu. Farklı sendikalar bir araya gelerek iki ay süren eylemliliklerle kazanımlar elde etmiş; hastane yönetimi yüzlerce hemşireyle amfi toplantıları yaparak platformu tanımak zorunda kalmıştı.

Kazanımla sonuçlanan tüm bu mücadelelerin ortak noktası, gündem ve eylemin içeriğine göre bileşenleri değişse de, her defasında hastane çalışanlarının tamamını kapsayan bir tepki örgütlenmiş olmasıydı. Bu da hastanemizde mücadelenin vazgeçilmez bir yöntemi oldu; ne yapılacaksa mücadelenin ortaklaştırılması ve kapsayıcılığının artırılması için çalışılır.

-BİTTİ-

ÖNCEKİ HABER

Trump ile eski Savunma Bakanı Mattis arasında protesto polemiği

SONRAKİ HABER

Bir hemşire yazdı: Ruh sağlığımızı koruyabilirsek hasta bakmaya devam edebileceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...