İşçiler hükümete seslendi: Evden dışarı çıkma diyorsun ama her gün işe çağırıyorsun!

Koronavirüs salgını nedeniyle "Evde kal" çağrıları yapılıyor ancak Esenyurt'ta çalışan işçiler bu çağrıya tepkili: Bana evden dışarı çıkma diyorsun ama her gün işe çağırıyorsun!

29 Mart 2020 00:44
Son Güncellenme Tarihi: 30 Mart 2020 04:47
Paylaş

Eren ERGİNE
Eylem NAZLIER
İstanbul

Dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, binlerce işçinin çalıştığı Esenyurt’ta işçiler her gün, gün doğmadan işe gitmek için yola koyuluyor. “Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın, bağışıklığınızı güçlendirin, hatta kendi OHAL’inizi ilan edin” diyen yetkililer, işçilerin çalışmaya zorlanmasını ise görmezden geliyor. Kargo İşçisi Murat D, “Biz aldığımız ücretle günlük karnımızı doyuruyoruz. Bana evden dışarı çıkma diyorsun ama her gün işe çağırıyorsun. Evde 5 çocuğum var. Kim bakacak?” diye soruyor.

Henüz gün doğmadan işçi durağındayız. Servislerin biri geliyor biri gidiyor. Sosyal mesafe kuralı da ister istemez göz ardı ediliyor. Çünkü dolmuş ve servislerin yoğunluğu buna izin vermiyor. Burada konuştuğumuz işçiler, her gün korkarak işe gitmek zorunda kaldıklarını söyleyerek “Korksak da işe gitmek zorundayız” dedi.

EVDE 5 ÇOCUĞUM VAR, KİM BAKACAK?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” sözünü hatırlatan Kargo İşçisi Murat D, “Bu tamamen samimiyetsizlik, tamamen insanların aklıyla dalga geçme. Evden dışarı çıkma diyorsun ama her gün işe çağırıyorsun” diyerek tepki gösterdi. 52 yaşındaki Murat D, duraktaki işçileri göstererek şunları söyledi: “Aldığımız ücretle günlük karnımızı doyuruyoruz. 2  bin 350 TL gibi bir asgari ücrete mahkum olduğumuz ve yetmediği ortada. Ben ve benim gibi milyonlarca insan her gün sokağa çıkmak zorunda. İş güvencemiz olsa biz de çalışmak zorunda kalmazdık. Ben neye göre çıkmayacağım evden. Evim kira. Kirayı ödemediğimde de ev sahibi ile karşı karşıya kalacağım. 5 çocuğum var. Kim bakacak? Yaptığımız iş riskli. Her gün 100-150 kişiyle karşı karşıyız. Risk grubundayım, başkasına yayma riskim de var” dedi.

OKULLAR TATİL OLUNCA İŞE GİRDİLER

Okulların virüs nedeniyle kapatılmasından sonra öğrenciler evlerine döndü. Ekonomik sıkıntı çeken öğrenciler ise aile bütçesine katkı sağlamak için günlük işlere başladı. Servis beklerken karşılaştığımız Ceren ve Cansu Güngör kardeşlerde bu öğrencilerden ikisi. Kocaeli Üniversitesinde okuyan Ceren Güngör ablasının aracılığıyla günlük 80 TL yevmiyeyle işe başlamış. Güngör virüsten korktuğunu belirterek, “Ben taşıyıcı olabilirim aileme bulaştırabilirim. Evde kalsak güzel olabilir ama maalesef çalışmak zorundayız. Evde kalın deniliyor ama maddi imkanları nereden sağlayacağız? Annem ve babam işe gitmese kim ödeyecek mutfak masraflarını? Enflasyondan sonra bu virüs de çıkınca her şeyin fiyatı arttı. Ben de evde kalmasını biliyorum, annem babam da işe gitmek istemez ama mecburuz” dedi. Kardeşinin bıraktığı yerden söze devam eden Cansu Güngör, “İnsanlar evlerinde otursun deniliyor. İnsanlar geçimlerini nasıl sağlayacak bunları düşünen yok” diye konuştu.

KİRA VE FATURALARI KİM ÖDEYECEK?

Manavlık yapan Kerem Erdemir, “Mecburum, çalışmasam olmuyor. 5 çocuğum var, bakmak zorundayım, korksam bile çalışıyorum” dedi. Konuşurken kendi aldığı önlemleri gösteren Mustafa Kurbani söze girdi: “Beylikdüzü’de çalışıyorum, mecbur olmak kötü bir şey. Kimse böyle bir durumda sıcak yatağını bırakmaz. Mecbur çalışmak zorundayız. Evliyim iki çocuğum var, işe gitmesek ev kirası ve faturaları kim ödeyecek. Çaresiziz. Elimizden ne geliyorsa yapıyoruz, gerisi Allah’ın takdiri.”

ÜCRETSİZ İZNE GÖNDERİLDİ KARA KARA DÜŞÜNÜYOR

Plastik İşçisi Necati Coşkun bir hafta önce ücretsiz izne ayrılmış. Coşkun, kara kara “Çoluk çocuğa ne yedireceğim” diye düşünüyor. “Bir hafta sonra bizi çağıracaklar mı o da belli değil” diyen Coşkun, şöyle devam etti: “Bakalım ne olacak? Ne yapacağımı ben de bilemiyorum. Şu anda zor durumdayız.” Söze giren bir kadın işçi de, “Mecbur kalmayınca kimse evinden çıkmak istemez. Evde durunca ne yiyeceğiz? Kim bize para verecek? 55 yaşındayım, 4 çocuk var ev kira. Ne yapabilirim?” diye sordu. Hastaneye gitmek üzere durakta bekleyen bir tekstil işçisi de, “Hastaneye gideceğim oradan tekrar işe gitmek zorundayım. Bugün yarın işler azaldığı için izinler verilecek. Ücretli mi ücretsiz mi olacağı ise belirsiz. Halimiz vahim, eğer ücretsiz olursa elimizde avucumuzda olanla idare edeceğiz” dedi.

İŞÇİLER CAN GÜVENLİĞİ İÇİN ÖRGÜTLENMELİ

İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sinan Ceviz, Evrensel'e şu açıklamayı yaptı:

“Evde kal çağrısı devlet yetkilileri tarafından sık sık yapılıyor ama buradan gördüğünüz gibi milyonlarca insan çalışmak zorunda, fabrikalarına gitmek zorunda. Salgını önleyecek tedbirler de alınmıyor. Çalışması elzem olan işyerleri dışında bütün işyerlerinin üretimi durdurulmalı. İşçi arkadaşlarımız ücretli izne ayrılmalı. İş güvenliği eğitimlerinde ‘Eğer bir risk varsa yaşamınızı tehlikeye atan, orada üretimi durdurun’ denir. Virüse karşı mücadele kapitalistlerin kafasıyla sürdürülemez. İşçilerin talebi ortak; fabrikalar durdurulacak, işçiler ücretli izne ayrılacak, işçilerin borçları, kredi borçları ve faturaları ertelenecek. Aksi halde virüs ile mücadele edilemez. Bu talepler için işçi arkadaşlarımızı bir araya gelmeye ve örgütlenmeye çağırıyoruz.”

Çalışma Bakanlığının bir genelgeyle sendikal çalışmaları bir nevi askıya aldığına dikkat çeken Ceviz, “Sendikaya üye olabilirsin ama toplu sözleşme için yetki başvurusu yapamazsın. Süren bir toplu sözleşme varsa, ara buluculuk sürecine gittiyse süreci işletemezsin yani toplu sözleşme süreci işlenemez. Bu da işçileri çözüm aracını zorlaştıran ortak çözüm bulmalarını zorlaştıran bir yöntem olarak karşımıza çıktı. Çalışma Bakanı yayımladığı genelgeyi çekmeli. Sağlık Bakanı sık sık evde kalın uyarısı yapmak yerine hükümet hızla fabrikaların kapanması adına tedbir almalı” diye konuştu.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Mardin’de bir grup öğretmen ‘dijital kütüphane’ projesi başlattı

SONRAKİ HABER

Kendimi silahsız savaş meydanına bırakılmış gibi hissediyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...