12 Mart 2019 21:06

ODTÜ'de 8 Mart tartışmaları

8 Mart, hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde kadınların bir araya gelmesine, dayanışma göstermesine neden olan bir hareketlilik yaratıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sıla ALTUN

ODTÜ

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü, hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde kadınların bir araya gelmesine, dayanışma göstermesine neden olan bir hareketlilik, eylemlilik yaratıyor. Üniversiteli kadınlar da özgün talepleri, ihtiyaçları ve kendine özgün örgütlenme biçimleriyle bir araya geliyorlar. Onların, yaşadığı ortak sorunlar karşısında, kendi çözümleri ve talepleriyle bir araya gelebilmesinin ayrı bir önemi var. Genç kadınların, günlük hayatında doğrudan hissettiği sorunları ve yerel talepleri etrafında harekete geçebileceği alanlar açmak, en geniş kadın kitlesini örgütlemek için temel noktalardan biridir.

HAYATIN HER ALANINDA

Bugün çoğu yerde mücadelenin örgütleyicisi, yetkin görülen bir takım kadın örgütlerinin yöneticileri ve kendilerine ideolojik olarak yedekleyebildikleri bir dar çevre ile sınırlandırılmaktadır. Bu kesimler, yetkinliği belirleme tekelini de ellerinde bulundurdukları sanrısıyla özne olarak yine kendilerini işaret ediyorlar. Kadınları doğrudan etkileyen gündelik deneyimlere ve güncel konuları birlikte tartışmak yerine, birbirlerini onaylayan kapalı devre işleyen bir mücadele pratiği kapsayıcı olmaktan uzaktır. Kadın mücadelesi, kadınların belirli alışkanlık ve değerler aracılığı ile dahil olmaya çabalaması gereken bir alt kültür alanı değil, farklı kesimlerden kadınların yaşamın her alanında kendi özgünlükleriyle birlikte ortaklaşabilme alanı olmalıdır. Kaynağı kendisi olan bu liderlik ve sahiplik iddiasının dışında kalan bütün kadınlar, kendi taleplerini, haklarını, yaşamlarını mücadele içerisinde en ileriden savunma hakkına sahiptir!

KENDİ İRADESİNİ DAYATMACI TUTUM

YÖK’ün Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesini kaldırdığı, okul yönetiminin ayrımcılığa cinsiyetçiliğe tacize göz yumduğu, tacizi ve ayrımcılığı önleme çalışmalarının olmadığı bir dönemde ODTÜ’de ise iki 8 Mart yürüyüşü gerçekleşti. Uzun zamandır aktif olmayan ve açık çalışma yürütmeyen bir platformu bir araç haline getirerek, senelerdir topluluklarla ve geniş öğrenci kitleleriyle örgütlenmeye çalışılan bir yürüyüşe adeta rakip çıkaran üstenci yaklaşım, kendi iradesini tüm ODTÜ’lü kadınlara dayatmaya çalışmıştır. Bu tavır, 8 Mart’a özgü olmayıp, okuldaki diğer eylemlilik durumlarında; devrim yürüyüşünün öncesindeki tartışmalarda ve onur yürüyüşü sırasında da kendini göstermiştir. Gece yürüyüşünü de kapsayan, ODTÜ geleneksel 8 Mart haftasının planlaması ve görüşmeler devam ederken, ODTÜ kamuoyunda uzun süredir aktif dahi olmayan bir oluşumun, dar bir toplamla kararını aldığı ayrı bir gece yürüyüşü çağrısı sosyal medyada yayılmaya başlanmıştı. Durum öğrenildiği andan itibaren ortaklaşmayı sağlamak üzere, topluluklar içinde aktif olan kadınların girişimleri ve çabaları karşılıksız kaldı. Görüşmeyi dahi reddeden bir boyuta ulaşan bu “ben yaptım, oldu” tavrı iletişim zeminini ortadan kaldırmıştır. Okuldaki çeşitli alanlara ve bölümlere nüfuz etme amacıyla örgütlenip hem toplulukları hem de kadınları bir araya getiren ortak 8 Mart etkinlikleri karşısına yalnızca kimlik odaklı, içeriksiz bir çağrının sınırlılığında yürüyüşe sıkıştırılmış bir eylemi koymak 8 Mart’ın tarihsel anlamına ve önemine zıttır. Emekçi, mücadeleci kadınların onlarca yıldır emek verip kalıcı bir gündem haline getirdiği 8 Mart’ın yarattığı görünürlük ve hareketlilik potansiyelini, kendi dar grup çıkarları üzerinden takvimsel bir ideolojik güç gösterisi pratiğine dönüştürmeye çalışanların kadın mücadelesine, kapitalist sistem kadar zarar verdikleri aşikârdır. Yıllardır benzer biçimde örgütlenen 8 Mart haftasının, düne kadar bileşeni olan gruplar, birlikte olmaya ve dayanışmaya daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde neden bu etkinlikleri sahiplenmeyi bırakıp tam tersine karşısına dikilmeye başlamıştır? Kadınların gündemlerinin daha geniş bir kitleye yayılmasını ve birliği engellemek kimin yararınadır?

ÖNCEKİ HABER

8 Mart’ın ardından

SONRAKİ HABER

Liseden liseye sürüklenenler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...