16 Ekim 2018 00:41

Neandertallerin düşündüğümüz kadar kaba olmadığını gösteren 4 özellik

Eski atalarımızla ilgili tüm gerçekleri biliyor muyuz? Son birkaç yıldaki keşifler, Neandertallerin ne olduğu konusundaki tanımımızı değiştiriyor.

(Fotoğraf:pixabay)

Paylaş

40 bin yıl önce yok olan Neandertaller en yakın akrabalarımızdı. Ancak, 1856'da bu insanımsı türleri keşfettiğimizden beri, onları vahşi, tecrübesiz ‘mağara insanları’ olarak biçimlendirmeye yöneldik. Bu, artık modası giderek geçen bir görüş. Bilim insanları, Neandertallerin hayatlarının -bitkileri kullanmaları, aile yaşamları ve sanatsal becerilerine kadar- iç yüzünü ortaya çıkardıkça, onların ilkel bir tür oldukları fikri her seferinde bir kez daha çürütülüyor. Neandertaller üzerinde uzmanlaşmış arkeolojik araştırmacı Rebecca Wragg Sykes, eski insanlara dair anlayışımızı değiştiriyor:

1 – NEANDERTALLER GURMEYDİ

Neandertaller Avrasya’da, Kuzey Galler’den Filistin’e ve Sibirya’ya kadar uzanan bir bölgede yaşadılar. Böylesine büyük bir alanda yaşayan Neandertallerin çok çeşitli yiyecekleri tükettiklerine şaşırmamak gerekir. Gruplar halinde iş birliği yaparak, ayı, gergedan ve deve gibi zorlu hayvanları avladılar. Hayvanlara yakın mesafeden saplamak ya da uzaktan öldürmek için mızrak benzeri yapılar tasarlıyorlardı. Avlarını öldürdükten sonra, uzmanlık yeteneklerini konuşturup avlarının derilerini soyup etlerini doğruyor, beyinden buta kadar en yağlı etlerini ayırıyor, hatta kemiklerini çok besleyici kemik iliği için eziyor ve muhtemelen kaynatıyorlardı.

Büyük avlarının yanı sıra Neandertaller tavşan ve kuşları yakalıyor, kabuklu deniz hayvanları topluyorlardı. Antep fıstığı, ceviz, çam fıstığı, hurma, incir, zeytin ve üzüm gibi meyve ve yemişler de diyetlerinde şaşırtıcı derecede büyük rol oynuyordu. 2018 yılında yayınlanan Neandertal dişlerindeki farklı aşınma modelleri ve mikroskobik kalıntıların titiz incelemeleri, yumruların (yaban turbu, nilüfer) ve tohumların (yabani tahıl, bezelye, mercimek) soyulması veya ayıklanmasına ihtiyaç duyulan yiyeceklerin, tüm Avrupa'daki Neandertallerin menüsünde olduğunu doğrulamıştır. Belçika ve Irak kadar birbirinden uzak tesislerde, kavurma ve kaynatma yöntemleri ile bitkileri pişirdiklerine dair kanıtlar bulundu. Ne zaman ve nerede yaşadıklarına bakılmaksızın, Neandertaller doğanın verdiği ödüllerden tam olarak yararlandılar.

2 – NEANDERTALLER SANATÇIYDI

Neandertallerin yaratıcı olduklarına ve sembolizm anlayışını kullandıklarına dair kanıtlar bulunuyor. Geçtiğimiz on yılda, bir sürü araştırma, onların kuş tüyü ve pençe topladıklarını ortaya çıkardı. Bununla birlikte, açık bir pratik açıklaması bulunmayan, özenle oyulmuş kemik ve taşlar da bulundu. Yaklaşık 50 bin yıl önce Neandertaller, Cebelitarık'taki bir mağaranın taş zeminini, “etiket” tasarımı (21. yüzyıl yaşamının garip bir yankısı) oluşturmak için kazdılar.

Bunlara ek olarak pigmentler de bulunuyor. Pigmentlerin pratikte olası kullanımının yanında araç yapımı için yapıştırıcı madde olarak kullanıldığı da oluyordu. Bunlar arasında İtalya'da bulunan ve en az 45 bin yıl önce kırmızı toprak boyası ile boyanmış bir fosil kabuğu ve İspanya'da keşfedilen ışıltılı mineral pirit ile karıştırılmış sarı ve kırmızı pigmentli kabuklar bulundu.

Sadece bu yıl, üç İspanyol mağarasındaki resimlerin 10 bin yıldan fazla tarihe sahip olduğu anlaşıldı. Bu tarih, Homo sapiens cinsinin dünyanın bu bölgesinde olduğunun bilinmesinden daha öncesine dayanıyor. Keşifler arasında boyalı dikitler, dikey bir kırmızı çizgi ve anahattı kırmızı boya ile çizilmiş bir el figürü bulunuyor. Eğer tarihlendirme doğruysa, bu, insanlar Avrupa'ya girdiklerinde, Neandertal sanatı ile dolu olan mağaralaralarla karşılaştıkları anlamına gelir.

3 – NEANDERTALLERİN AİLELERİ VARDI

Neandertallerin küçük, aile odaklı gruplarda yaşadığı ve yakın duygusal bağlar üzerine inşa edilen günlük yaşamları olduğu görülüyor. Doğum muhtemelen riskliydi ve bebeklerin emzirilmesi ve bir yılı aşkın bir süre taşınmaları gerekiyordu. Çocuklar erken dönemde yetişkin aktivitelerine katılıyorlardı: Ağır işler kemiklerinde izler oluşturuyordu ve dişlerindeki küçük çizikler, taş bıçakla yemeyi öğrendiklerini gösteriyor.

Neandertallerin ölüm geleneklerinin karmaşık olduğunu biliyoruz. Avrupa çapındaki incelemelerde kemiklerde bulunan kesikler, ölülerin et ve kemiklerinin dikkatli bir şekilde birbirinden ayrıldığını ve hatta bazen yenildiğini göstererek, tarihte düşündüğümüzden daha yaygın olan ölümle başa çıkmanın bir yolu olduğunu gösterdi.

Fakat Neandertal ilişkileri kendi türleriyle sınırlı kalmadı. 2010 yılında modern insanın (Homo sapiens) onlarla melezlendiği ve genlerin her iki yönde de hareket ettiği ortaya çıktı. 2015 yılında, Romanya'da 40 bin yıllık bir insan çene kemiğinin genetik analizi, Neandertal atalarını sadece altı kuşak öncesinde buldu.

Avrupa'nın en eski insan kalıntılarının bazılarında tesadüfen bu kadar yakın bir ilişki bulmak pek olası değildi, bu nedenle melezlenme muhtemelen bu dönemde yaygındı. DNA'mızdaki Neandertal genlerinin miktarı ve çeşitliliği, insan-Neandertal karşılaşmalarını binlerce değilse de yüzlerce insanın yaşadığını gösteriyor. Ortaya çıkan yavruları kimin yetiştirdiğini veya grupların birlikte yaşayarak mı sosyalleştiğini bilmiyoruz, ancak bu bebekler aynı bizim gibi özverili bakım ve sevgi istiyorlardı.

4 – NEANDERTALLER YARATICIYDI

Neandertaller hakkındaki en ısrarlı mitlerden biri, onların teknolojilerinin durağan ve basit olmasıdır. Aslında, yüzlerce yıl boyunca taşları nasıl yonttuklarından (alet ve silah yapmak için taş parçalarına şekil verdiler), yaptıkları özel ürünlere kadar belirgin değişiklikler görülebilir.

Neandertaller de yenilikçiydi: “Levallois tekniği”ni geliştirdiler, bu da taş bloklarından çıkardıkları parçaların boyut ve şekillerinde daha fazla kontrol sağladı. Ayrıca, ilk sentetik malzeme olan ‘huş katranı”nı icat ettiler. Bu, dikkatli bir şekilde kontrol edilen ateşlerle huş ağaçlarının kabuğundan damıtılıyor ve alet sapları için bir tutkal olarak kullanılıyordu.

Neandertaller ayrıca taş dışındaki materyallerle de çalıştılar. Muhtemelen hayvan postlarını kürk ve deriye çevirmek için yontma kitleri olarak kemikleri seçtiler ve kimi zaman bunları yumuşak işler için şekillendirdiler.

Günümüzdeki birçok geleneksel toplum gibi, Neandertaller de bir şeyleri keserken ağızlarını 'üçüncü bir el' olarak kullandılar. Bu da dişlerinde küçük çizikler bıraktı. Bazı Neandertal kadınlarında bulunan çiziklerin, erkeklerde bulunan çiziklerden daha farklı olduğu fark edildi. Bu da kadınların kendilerine özgü görevleri olduğunu gösteriyor.

Sciencefocus’tan çeviren Selen ADIGÜZEL

ÖNCEKİ HABER

BirGün'den İstanbul Barosu haberine düzeltme ve özür

SONRAKİ HABER

İstanbul'da tarihi surlarda çökme

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...