28 Eylül 2018 05:14

'AKP sağlığı piyasalaştırdı'

Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, AKP’nin, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile sağlığın piyasalaştığını kaydetti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cemil UĞUR

AKP, 2003’ten itibaren uygulamaya başladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile sağlık alanını özelleştirmeye başladı. Sağlıktaki dönüşümün önemli bir ayağını; özel hastanelerin kurulması ve sağlık yatırımlarının özel sektör eliyle gerçekleştirilmesi oluşturdu. Bunun son noktası ise Şehir Hastaneleri oldu.

Sağlık ocakları yerine Aile Sağlık Merkezilerini (ASM) kuran AKP, sağlık çalışanlarını da kadro yerine sözleşmeli olarak almaya başladı. Öyle ki, Türkiye'de yaklaşık 25 bin aile hekimi, yılda 100 milyonu aşkın yurttaşa sağlık hizmeti veriyor.

Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü verilerine göre; Türkiye'de 355'i özel olmak üzere toplam bin 191 hastane bulunuyor. Aynı verilere göre; Mersin’de 12 sağlık tesisinde 2 bin 880 yatak ve 129 diş ünitesi bulunuyor.  Mersin Şehir Hastanesi’nde sadece bin 300 yatak mevcut. Türkiye'de toplamda ise 853 sağlık tesisinde 136 bin 672 yatak ve 7 bin 75 diş ünitesi bulunuyor.

Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, sağlığın geldiği noktayı ve sağlık emekçilerinin durumunu Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

Uzun zamandan beri sağlık emekçilerinin sıkıntılarının olduğunu; fakat bu sorunların AKP’nin, "sağlıkta dönüşüm" projesiyle daha çok katlandığını kaydeden Antmen, bu projeyle birlikte sağlığın piyasalaştığını ve sağlık emekçilerinin sözleşmeli, esnek ve güvencesiz çalıştırılmaya başlandığını kaydetti.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İŞ YÜKÜ 4 KAT ARTTI’

Kamu sendikacılığının yeni başladığı dönemde, sağlık ortamı konuşulduğunda Avrupa’da ortalama bir kişinin yılda 6 kez, Türkiye’de ise bir kişinin yılda 2 kez hastaneye gittiği yönünde veriler olduğunu belirten Antmen, kışkırtılmış bir sağlık sistemiyle sağlık çalışanlarının iş yükünün 4 kat artığına dikkat çekti.

Mahallerde bulunan sağlık ocakları yerine kurulan ASM’lerle birlikte sözleşmeli personel statüsünün getirildiğini aktaran Antmen, şöyle devam etti: “Doktorlar, aile hekimliğine geçebilmek için sağlık müdürüyle sözleşme imzalamak zorunda kalıyor. Bu sözleşmeler, 2 yılda yenilenen sözleşmelerdir. ASM’lerde sağlık çalışanlarına ceza -puan uygulaması yapılıyor. İlk başlarda 100 puan sonrasında ise mücadele sonucu 200 puan oldu. Bu puanı dolduran hekimin sözleşmesi feshediliyor. Hekimin feshiyle birlikte uzun zaman aile hekimliklerinde çalışamıyor. Bu sözleşmelerin fesih işlemleri valilik ve sağlık müdürlüğüne verilmiş. 657 sayılı kanunla kamu çalışanlarına getirilen güvence bu sözleşmeyle ortadan kaldırılmış oldu.”

‘ACİLDEN ÇIKIP BAŞKA BİR BİNAYA GİTMEK DAKİKAMIZI ALIYOR’

Antmen, AKP'nin yeni yayınladığı, "Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı"nda, "Aile Hekimliği Sisteminin Güçlendirme" uygulamasında check-up’ın ASM’lere yaptırılmasının hekimlerin iş yükünün 2 ila 3 kat artıracağını kaydetti. Hastanelerin durumuna dikkat çeken Antmen, "Ülkemizde çocukluk hayaliyle beslenip ondan sonra bin 300 yataklı şehir hastaneleri açan bir zihniyet var. Bu zihniyet orada çalışanların nelerle karşılaştıkları hakkında en ufak bir bilgiye sahip değil" dedi. Mersin Şehir Hastanesi'nin bin 300 yataklı olduğunu ve 370 bin metrekare bir alanda kurulduğunu aktaran Antmen, “Dahiliye servisinden cerrahi servisine gitmek 20 ila 25 dakikamızı alıyor ya da acil binasından başka bir binaya gitmek dakikamızı alıyor” ifadelerini kullandı.

‘ŞEHİR HASTANELERİ MERKEZE ÇOK UZAK’

Şehir hastanelerinin kurulma sebebinin; güvenlik, yemek, radyoloji ve laboratuvar hizmetleri gibi işlerin taşerona bağlanmak olduğunu dile getiren Antmen, “Taşeronlaşmadan dolayı yaşanan güvencesiz çalışma, personelin verimsiz çalışmasına neden oluyor. Şehir hastanelerinin yarattığı en büyük sorun taşeronlaştırmadır” dedi.

Mersin Şehir Hastanesi'nin Toros Dağları'nın eteğinde olduğunu, dolayısıyla; merkezden hastaneye otobüsle 40 dakikaya gidildiğini belirten Antmen, "Mezitli'den hastaneye ise bir buçuk  saatte gidilir. Hem hastaların hem de sağlık çalışanlarının günü yollarda geçiyor. Bin 300 yataklı şehir hastanesi yerine her ilçeye 250 ila 300 arası yataklı hastanelerin yapılması doğru olur. Böylelikle hem ulaşım sorunu hem de bina içerisindeki büyüklüğe bağlı sorunlar rahatlıkla aşılabilir” diye konuştu.

'DURUM VAHİM'

15 yıl önce bir doktorun ortalama ayda 144 saat çalışmasını eleştirdiklerini ifade eden Antmen,  “Şu anda bazen günde 16, bazen de 8 saat çalışıyorlar. 40 tane 8 saat nöbet; 320 saattir. Bir ayda 720 saat var. Bunun 320 saati hastanede geçiyor. Ne zaman eve gidip yemek yiyip uyuyup dinlenecek doktor. Yani çok fazla çalışma saati var. Doktorlar dışındaki personellerin durumu daha vahim, daha çok çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. 

‘ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ÜZERİNDE OYUN OYNANIYOR’

"Sağlıkta Dönüşüm Programı"nın henüz tamamlanmadığına vurgu yapan Antmen, sağlıkta dönüşümün tamamlanması için üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na bağlanması gerektiğini söyledi. Antmen, şöyle devam etti: “20 yıl önce SSK hastanelerin altını boşaltılması örneğinde olduğu gibi şimdi de üniversite hastanelerinde aynı oyun oynanıyor.  En büyük hedefleri; üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesini sağlamak ya da bakanlığın yönetimi altına girmesi. İşte burada da hekimleri sözleşmeli çalıştırmak istiyorlar. Taşeronlaştırmanın önünü açmak istiyorlar."

Sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunların kısa dönemde çözümlenmesi gerektiğini belirten Antmen, “Herkesin iş güvencesi ve güçlendirilmiş 657 Sayılı devlet memuru yasası olması gerekiyor. Çünkü sağlık çalışanları çok perişan bir durumda. Tüm sağlık çalışanlarının da kendi talepleriyle mücadele etmesi gerekir" dedi. (MA)

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da yapılan ev baskınında 3 kişi tutuklandı

SONRAKİ HABER

Üretici dertli: Pamukta verim düştü, girdi maliyetleri arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...