26 Eylül 2018 00:52

İşçilere ‘kendi adına pul bastır satın al’ baskısı

Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezinde, taşeron işçilere kendileri adına en az 25 liralık kişisel pul bastırıp kurumdan satın almaları dayatılıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezinde, tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek, taşeron işçilere kendileri adına en az 25 liralık kişisel pul bastırıp kurumdan satın almaları dayatılıyor.

Zorlama ile karşı karşıya olduklarını iddia eden işçiler, “25 lira ufak bir para gibi görünüyor ama cebinde dolmuş parası olmayanları biliyorum” diyerek duruma tepki gösteriyor.

Posta Dağıtım Merkezi Müdürü İslam Turan ise iddialar karşısında, “İsteyen arkadaş kendi adına bir pul çıkarsın. Ben de çıkarıyorum. Kuruma yararlı olsun diye. Zorlama yapmadık yani” yanıtını verdi.

İddiaları gündeme taşıyan işçiler süreci şöyle anlatıyor: Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezi Müdürü İslam Turan kendisine bağlı Bayrampaşa, Esenler ve Eyüp gruplarında çalışan taşeron dağıtıcılarla toplantı yaptı. Geçtiğimiz Cuma günü yapılan toplantıya 100’ün üzerinde taşeron işçi katıldı. Müdür sadece taşeronları topladı, kadroluları toplamadı. Ekonomik krizden söz etti, tasarruf tedbirlerinden söz etti ve kuruma destek amacıyla ‘Herkes kendisi için en az 25 liralık pul bastıracak’ dedi. Herkesten bir adet fotoğraf ile 25 lira istediler.

Tasarruf tedbirleri nedeniyle kuruma destek amacıyla herkes kendisi mecburi bastıracakmış. Bizim adımıza basılan pullar bize verilecek. Bu kurumun pazarlama birimi var zaten. İnsanlar açıkçası bazı şeylerden dolayı mecbur kalıyor. Pulun üzerinde kendi fotoğrafın oluyor. Onunla birlikte posta gönderebiliyorsun. Ben kendi adıma bastırırım, hatıra olarak da saklarım. Herkes mecbur kendi adına bastıracak. ‘Satın’ dese yine iyi. Herkes elinden geldiği kadar destek olmaya çalışır. 25 lira için mi konuşuluyor. 25 lira ufak bir para gibi görünüyor ama cebinde dolmuş parası olmayanları biliyorum.”

DİĞER ŞEF ‘MÜŞTERİ BULUN’ DEMİŞ

Aynı bina içerisinde bulunan Fatih Posta Dağıtım Merkezi’nde ise işçilerden müşteri bulmalarının istendiğini aktaran bir başka işçi ise şunları anlattı: “Beyoğlu ile Fatih müdürü, ‘sadece müşteri bulun pul satalım’ demiş. ‘Kendiniz bastıracaksınız’ diye baskı kurmamışlar. Müşteri bulursanız iyi olur demiş. Bizim pulla hiçbir işimiz yok. Biz yalnızca dağıtıcıyız. Pul ancak gişelerin işi olur”.

Toplantının sonunda, ‘Bundan sonra cihet kontrollerinin sıklaştırılacak, artık her hatada işten çıkartmalar olacak’ denilerek kendilerine aba altından sopa gösterildiğini belirten işçi,

“Başka sorunlar da var. Fatih Müdürlük kimlikleri kadrolulara dağıttırırken bizde dağıtımı yasal olmamasına rağmen biz yapıyoruz” dedi.

2 SİMİT DE SİZ YİYİN’ DEMEDİLER AMA...

“Bu kurum trilyonları götürürken kimse de 2 simit de sen ye demediler bize” diyen bir başka işçi ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Şimdi kurum zarar ederken niye bizden destek bekliyorlar. Tamam destek olalım da, madem öyle o zaman da siz bize destek olsaydınız. Biz halen taşeron olarak çalışıyoruz, kadroya bile almadılar bizi. Paylaşacaksak her şeyi paylaşalım o zaman.”

ÇOĞUMUZ EK İŞ YAPIYORUZ

İşçiler yol ve yemek de dahil, 2100 ile 2300 lira arası ücret alıyor. Hafta içi 08.30 ile 17:00 saatleri arasında çalışan işçiler Cumartesi günü ise 08:00 ile 16:00 arasında çalışıyor. Pek çok işçinin geçinebilmek için ek iş yaptığını aktaran bir işçi, “Çoğumuz genelde ek iş yapıyor. Ailelerinin destekleriyle geçiniyor çoğu kişi. İstanbul koşullarında 2200 lirayla, 2300 lirayla ev geçindirmenin imkansız olduğunu herkesi biliyor. Bizim maaşlar hariç her şeye zam geldi. Zamlar bir yandan iş yükü bir yandan. Barut fıçısı gibiyiz. Patlayacak yer arıyor insanlar” diye özetliyor içinde bulundukları durumu.

SİYASİLERDEN BİR ÇÖZÜM OLMAYACAĞI BELLİ

Mecliste olan siyasi partilerden bir beklentisinin kalmadığını belirten diğer bir işçi, “Eskiden ‘siyasiler çözer’ diye düşünüyordum. Ama siyasilerden bir çözüm olmayacağı belli. İktidara hiç oy vermediğim için kendimle hep gurur duydum ama bakıyorum ki muhalefetin de ondan farkı kalmadı ki. Ana muhalefet dediğin parti 630 imza toplamış kongreye gidemiyor, imzayı toplayan kişi hiç ortada yok. İşçinin önünde sendikaların olmazı lazım. Ama sendikalar da ben ne söylüyorsam onu söylüyorlar. Sen 60 milyar maaş alıyorsun ve ben 2 milyar maaş alıyorum. Ergün Atalay geçen gün çıkmış, ‘asgari ücretin pazarlığını 2 bin liradan başlatalım’ diyor. Ee akıllı insan, Bu pazarlık masasına ben oturmuyorum, sen oturuyorsun. Geçen sene de sen oturdun, önceki sene de sen oturdun. Ondan sonra çıktın ben bunları kabul etmiyorum. Ben de kabul etmiyorum. Farkımız ne? Madem kabul etmiyorsun dök beni sokağa. O yok. Biz kendi içimizde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz şimdi.”

BEN DE ÇIKARIYORUM, ZORLAMA YAPMADIK

Zorlama olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmeyen Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezi Müdürü İslam Turan, “Ben şöyle söyledim. İsteyen arkadaş kendi adına bir pul çıkarsın. Ben de çıkarıyorum. Kuruma yararlı olsun diye. Zorlama yapmadık yani. İşçilerin iddiası yalan. Tasarruf tedbirleri dolayısıyla kadro işçiler, müdür ile isteyen arkadaşlarımız en düşük pul bedeli olan 25 liralık pul bedeli verecekler, bir tane de portresini verecekler, bir pul alacaklar o pul da resmiyette geçerli. Mektup basıp, merkezin damgasını bastığın zaman geçerli oluyor. Ben de onlara dedim ki siz dışarıda dolaşıyorsunuz. Vatandaş mektup veriyor, postacı bunu at. Parayı koy cebine üzerine vur gitsin. Yani bir zararınız olmaz yani. Bastırmak isteyenlere dedim yani. Bu kuruma bir faydası olması açısından yani. Yoksa biz kimseyi zorlamadık yani. Kişisel pul projemiz var. Kurum içerisinde kaç kişiye yaptık öyle. Bankalara, okullara, öğrencilere... Hatıra gibi bir şey yani” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Boykot örgütleyen ODTÜ öğrencileri: Bir öğün yemek için çabalıyoruz

SONRAKİ HABER

Dünyanın en büyük canlısı mavi balina, bir zamanlar küçüktü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...