17 Temmuz 2018 23:55

Nakış işçileri piknikte buluştu: Hedefimiz 3 bin lira taban ücreti

İstanbul'un çeşitli ilçelerinden nakış işçileri piknikte buluştu, sorunlarını ve mücadele yollarını tartıştı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Nakış işçileri hakları için örgütlü bir şekilde mücadele edebilmek için beş yıl önce kurdukları birliği ayağa kaldırmanın ve daha kararlı bir mücadele vermenin çabası içinde.

Beş yıl önce uzun çalışma sürelerine, sigortasız çalışmaya, düşük ücrete ve sağlıksız koşullara isyan ederek oluşturdukları Nakış İşçileri Birliği öncülüğünde grevler yapmışlar, kısmi kazanımlar da elde etmişlerdi. Son iki yıldır zaman zaman yapılan toplantılar ve pikniklerde bir araya gelmeye devam eden nakış işçileri, yaşadıkları sorunlara karşı daha geniş bir örgütlülük yaratmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta sonu Sultangazi Kent Ormanı’nda düzenledikleri piknik, bu açıdan önemliydi.

Esenyurt, Güneşli, Yenibosna, Bağcılar, Güngören ve Sefaköy’den 80 işçinin katıldığı piknikte özellikle düşük ücretlere karşı çalışma yürütme kararı alındı. Bu süreçte mevcut komitenin, ulaşılacak her işyerini kapsayacak şekilde yenilenmesi de hedefleniyor.

İŞTEN ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI

İşçiler piknikteki sabah kahvaltısının ardından düzenledikleri forumla sorunlarını konuşarak, taleplerini belirlediler. Foruma, DİSK/Gıda-İş ve Emek Partisi (EMEP) İstanbul il yöneticileri ile EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel de katıldı.

Söz alan işçilerden biri 2006 yılından beri nakışta çalıştığını belirterek şunları söyledi: “İki ay önce patron geldiğinde yavaş hareket ettiğimi gerekçe göstererek beni işten attılar. Tüm haklarımı aldım ancak işten atılmak bu kadar basit olmamalı. İki aydır işsizim. Burada çalışanların yüzde 80’i ailesini tek başına geçindirmeye çalışıyor. O yüzden birlik olunmalı. İşyerlerindeki sessizlik yanlış.”

‘YARIN BİR GÜN ARKADAŞIN GİBİ KOVULACAKSIN’

Patronun bu keyfi tutumunu işyerlerindeki birlik ve beraberliğin zayıf olmasına bağlayan bir başka nakış işçisi ise “Eğer işyerinde birlik ve beraberlik olsaydı arkadaşımız bu şekilde çıkartılmazdı. Bunun bilincinde olmamız gerekiyor. Bizim orada kimseyi bu şekilde çıkaramıyordu. Neden? Çünkü çıkardığı zaman hepimiz birden çıkıyorduk. Makineleri kapatıyorduk...” diye konuştu.

Başka bir işçi de bütün işyerlerinde benzer sorunların yaşadığına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bir arkadaşımız işten çıkarıldığını, bir arkadaşımız 12 saat çalıştığı halde düşük ücret aldığını, öğle paydoslarında bile çalıştırıldığını söylüyor. Bazı arkadaşlarımız 8 saat çalışıyor 2 bin 300 lira alıyor, bazı arkadaşlarımız ise 12 saat çalıştığı ve öğle paydoslarını bile feda ettiği halde 2 bin 100 lira alıyor. Sosyal hayatı da yok, cumartesi pazarı olmadığı için. 12 saat çalışan insan ancak eve gelip uyuyabiliyor. Yarın bir gün kovulan arkadaş gibi kovulacaksın, iş bulamayıp gidip o 12 saatlik yerde çalışacaksın. Bizim bunların hepsini düzeltmemiz lazım. Yoksa teker teker hepimiz bu haksız uygulamalara maruz kalacağız. Bunun tek çözümü birlik olup tüm işyerlerine istediğimiz düzeni getirmemizdir.”

‘BİR ŞEY OLMUYORSA BİZ YAPMADIĞIMIZDAN’

Hem ücret hem sosyal haklar açısından koşulların en iyi durumda olduğu işyerlerinden birinde çalıştığını belirten bir nakış işçisi “Ancak biz iyiyiz, kim ne yaparsa yapsın düşüncesinde değiliz. Ne gerekiyorsa yapalım” diyerek şöyle devam etti: “İşyerlerinde değişim yaşanmamasının en büyük nedeni patrondan medet uman işçiler. Bir şey olmuyorsa biz işçiler yüzünden olmuyor. Sorunlarımız patrona ya da vardiya sorumlusuna yakın durarak çözülmez. Patron tek başına gelip makineyi çalıştıramaz. O makineyi çalıştıran benim, sensin. Bugün ben işi yavaşlatmaya çalışırken karşımdaki arkadaşım gelip benim üç katım iş yapıyor. Patron bunu görüyor. Beni işten çıkarıyor ama o duruyor. Burada söylemek istediğim işyerlerindeki değişim işçilerden başlar. Bu işi halledersek 3 bin lira da alırız daha fazlasını da...”

4 SAATTE İSTEDİĞİMİZİ ALDIK

Zam talep ettikleri patronun 50 lira için bile ayak dirediğini anlatan bir işçi de yaşadıkları deneyimi şöyle aktardı: “Patron talebimizi kabul etmeyince üretimi komple durdurduk. Eylemimiz sadece 4 saat sürdü. Nakış patronlarının dernekleri var. Ne kadar ücret vereceğine ilişkin birbirilerine danışıyorlar. Biz de Güneşli, Esenyurt, Güngören, Sefaköy’de çalışan temsilci arkadaşlarımızla irtibata geçerek ‘2 bin 300 lira ücret isteyeceğiz, kimse bunun altında çalışmasın’ dedik. Bunun üstünü alabilecek arkadaşlarımız olursa alsınlar. Bunun sonucunda patron taleplerimizi yerine getirdi. Örgütlü olduğumuz için bu kazanımı elde ettik. Şu an ben 8 saat çalışıyorum, 2 bin 300 lira alıyorum.”

ÜCRETLER EN AZ 3 BİN LİRAYA ÇIKMALI

“Bugün 2 bin 300 lira da az” diyen bir başka işçi, ücretler yetmediği için herkesin fazla mesaiye kaldığını, pek çok işçinin hafta sonu tatillerinde bile fazla mesai yapmak istediğini anlattı. “Birlik olup maaşların artması için çalışmamız lazım. Maaşlarımızı en az 3 bin liraya çıkarmamız gerekiyor ki geçinebilelim. Patronlar bunu verebilir. Ama 50 lira için bile sıkıntı çıkarıyorlar. Veremeyecekleri için değil, birlik oldukları için, kendi aralarında bunun kararını aldıkları için vermiyorlar. Bu yüzden bizim de birlik olmamız ve mücadele etmemiz lazım.  Fazla mesailere muhtaç kalmamamız lazım” dedi.

BİRLİK OLMAZSAK EZERLER

İşçilerin bu tarz buluşmalardan, bir araya gelmekten korktuğuna değinen bir işçi ise şu çağrıda bulundu: “Biz kötü bir şey yapmıyoruz. Arkadaşlarımız işten atılırız diye korkuyor. Oysa zaten atılıyoruz. Bir arkadaşımız işten atıldı. Biz arka çıkamadık. 10 bin lira para verdiler, o da birkaç ayda bitti gitti. Demem o ki 10 bin liralara kanmayalım. İşyerlerinde birbirimize destek çıkalım. Yoksa bizi ezerler. Varsın kovsunlar, biz önümüze bakalım. Eminim ki biz kazanacağız.”

TÜZEL: ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜ BİRLİKTELİKTE

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, işçilerin ardından yaptığı konuşmada, 5 yıl önce yapılan eylemleri ve kazanımlarını hatırlattı: “Daha iyi bir çalışma hayatı için ayağa kalktınız, 8 saat çalışma hakkı ve hafta sonu tatili için büyük bir hareket örgütlediniz. Tek tek işyerlerinizden yola çıktınız ve nakış patronları haklarınızı vermek zorunda kaldı. 5 yıl boyunca çok şey değişti. Yeniden cumartesi çalışması var. Ücretler yetmediği için birçok arkadaş mesaiye kalıyor. Baktığınızda kazanımlar da var ancak elimizden gidenler de var. Ekonomik olarak ülkenin gelmiş olduğu nokta, Türk lirasının eriyip gitmesi, tüketim maddelerine getirilen zamlar, bize sunulan kamu hizmetlerinin pahalanması ister istemez ücretlerin yükseltilmesi mücadelesini gerektiriyor. Ve dün kazandıklarımızın, eğer arkasında durmazsak, eğer güçlü bir işçi sınıfı birlikteliği ve onun örgütlenmesini sağlamazsak, elimizden kolayca alınacağını görüyoruz.”

Dünya ve Türkiye’deki gelişmeler bahane edilerek çalışma koşullarının patronlar tarafından daha da ağırlaştırılacağını söyleyen Tüzel, işçilere şu uyarılarda bulundu: “Patronlar eskisi gibi iyi kârlar sağlamadıklarını gerekçe göstererek daralma, işleri küçültme bir takım tedbirler alma yoluna gidebilir. Ve burada yapacakları ilk şey daha uzun süreli, daha düşük ücretle çalışmaya sizi razı etmek. Yeni vergi düzenlemeleri gelecek, ‘Benim de payıma bu düştü’ deyip ‘Bu fedakarlığı hepimiz paylaşacağız’ gerekçeleri yarın sizin önünüze koyulacaktır. Buna hazır olmak için yeniden kafa kafaya vermeniz ve kendi mücadele deneyimlerinizden öğrenmeniz önemli.”

Nakış işçilerinin sendikalaşma çabasına da değinen Tüzel, sendikalaşma anayasal ve yasal bir hak olduğu halde sermaye sınıfının bu hakkı tanımadığını belirterek, “Çünkü onlar örgütlü, onlar iktidarı belirliyor, onlar ülkeyi yönetiyor, yasalara şekil veriyor. Bunun karşısında tek çözüm birlik olmanız, dernek olmanız, sendika olmanız, bir sınıf olarak talepleriniz için örgütlü olmanız, ayağa kalkmanızdır” dedi.

Piknikteki tartışmaların işyerlerine taşınmasının önemine de işaret eden Levent Tüzel, şöyle devam etti: “Beş yıl önce yaptığınız gibi bunu yeniden başarmanız mümkün. Çoğalmak hiç de zor değil aslında. Çünkü dertler ortak. ‘Bunlar bizim üstesinden geleceğimiz işler mi?’ diye düşünmeyin. Evet bu büyük işler, siz nakış işçileri gibi arkadaşlarımızın yola koyulmasıyla olabilecek işler.”

ÖNCEKİ HABER

HDP Şule Çet'in ölümünü Meclise taşıdı

SONRAKİ HABER

Elazığ Kadın Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri Meclise taşındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...