Somalı aileler tepkili: Biz elimizi ayağımızı hiçbir şeyden çekmedik

301 işçinin ölümüne neden olan Soma Maden Katliamı'na ilişkin verilen cezalara tepkili olan madenci yakınları, hislerini Evrensel'e anlattı.

12 Temmuz 2018 10:38
Son Güncellenme Tarihi: 12 Temmuz 2018 16:14
Paylaş

Fırat TURGUT
Dilek OMAKLILAR
Manisa

301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı’yla ilgili açılan 51 kişinin yargılandığı davada çıkan karara göre Maden Patronu Can Gürkan’a 15 yıl; Şirket Yöneticileri Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı ve Ertan Ersoy hakkında 22.5 yıl hapis cezası verildi. 8 ila 14 yıl ceza verilen 9 sanık hakkında ise tutuklama kararı verilmedi. Can Gürkan’ın babası, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ın da aralarında olduğu 37 kişi içinse beraat kararı verildi. Adaleti bulamadıklarını ifade eden madenci aileleri, “Ama biz elimizi ayağımızı hiçbir şeyden çekmedik. Mücadelemize devam edeceğiz” diyor.

Mahkeme başkanı kararını açıkladığında, evlatları, eşleri için yıllardır adalet talebinde bulunan madenci aileleri daha fazla dayanamadı artık. Mahkeme başkanının Can Gürkan’a 15 yıl, diğer birkaç sanığa 22.5 yıl verildiği yönündeki sözleri henüz tamamlanmadan duruşma salonunda oturan madenci eşlerinden biri isyan etti artık, tüm diğerleri adına da: “Yeter ya 4 seneden beri yeter. Dün benim çocuğum babasının fotoğrafına bakarak sana dondurma alayım mı diyor. 301’in anası vardı, evladı vardı, eşi vardır. 301 kişinin ölümü 15 sene mi yani? Ölsem de bu davanın peşindeyim. İnsan hakları mahkemesi, her yere gideceğim. İki yetimimin hakkını arayacağım. 301’in eli sizin yakanızda artık. O toprağa siz girmeyecek misiniz?”

Sanıklar zaten ailelerle yüzleşmek istemiyor ancak mahkeme heyetinin salonu koşar adım terk etmesi de ne öyle, sanki suç işlemiş gibi! Madenci eşi mahkeme başkanına da tepki gösteriyor: “Okumuş hakim olmuş ama baba olamamış, evlat yetiştirmemiş kendisi.”

İçeride bunlar yaşanırken dışarıda da göze çarpan ilk şey birkaç madenci yakınının duruşma salonundan sedye üzerinde çıkarılması oluyor. Gazeteciler, kameralar fotoğraf makineleri ve telefonlarla kaydediyor bu görüntüyü. Başkaları ise gözlerinin gördüklerini hafızalarına kazıyor.

DALGA GEÇİYORLAR

Dışarıda bekleyenler henüz ayrıntılara sahip olmasa da yaşananlardan yola çıkarak bir şeylerin kötü gittiğini anlıyor. Yavaş yavaş netleşmeye başlıyor durum dışarıdakiler için. Önce “Can Gürkan 22.5 yıl” deniyor. Herkes tepkili... Sonra düzeltiliyor: “15 yıl.” 301 işçinin ölümünden yargılanan, yeri geldiğinde ölen işçileri suçlayan, yeri geldiğinde “FETÖ’nün cinleri yaptı” diyen, bu da yetmezmiş gibi evrakta sahtecilik yapan Can Gürkan’a topu topu 15 yıl hapis cezası verildiği söyleniyor.

“Dalga geçiyorlar” diyor bir madenci eşi: “Ölenler için 1’er ay verseler bile daha fazla yapar 15 sene ne demek ya? 4 senedir geliyorum. Sabah ezanında çıktım yatsı ezanında döndüm evime. 15 yıl dalga geçiyorlar. 15 yılla neyin hesabını soruyor. Benim çocuğum babası öldükten sonra doğdu yazık değil mi ya? Yazık ya ne eşim gördü çocuğunu ne çocuğum babasını. Ellerim kınalıydı daha o gittiğinde. Çocuğum çizgi filmde görse babam gelecek mi diyor. Cevap veremiyorum. Hesap sormak çocuklarımıza kalmasın diye 4 senedir geliyorum buraya.”

6-7 yaşlarında bir çocuk... Köşeye çekilmiş, çok kimsenin göremeyeceği bir yere... Hiçbir şey söylemiyor, sadece ağlıyor. İçeride dayanamayıp da kendini dışarıya atanlardan kimi ağlamaya başlıyor. Kimisi etrafındaki objektiflere haykırıyor: “Çekmeyin artık çekmeyin.” Başka biri “Çekin kardeşimi, yazın halimizi. Adaletin olmadığını yazın” diyor. Yaşananlar tam bir kriz hali.

Davanın başından sonuna, her duruşma burada olanlardan biri madenci annesi Elmas Kaya. “Parayı tercih ettiler” diyor: “Yukarıdakileri tercih ettiler, bizi mahvetti.” Üzerine basa basa selam söylüyor mebus şehri Ankara’ya: “Özellikle birine, millet onu yükseltti o milleti düşürdü helal olsun.”

BİR ÇEK HEDİYE ETMEDİĞİ KALDI

Oğlunu yitiren İsmail Çolak da davanın başladığı günden bugüne hep yollarda. Aynı zamanda Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı olan Çolak bu yönde bir karar verileceğine ilişkin bir öngörülerinin olduğunu anlatıyor: “Mahkeme başkanının neredeyse birer çek hediye etmediği kaldı. Mahkeme başkanı atanınca onu araştırdığımızda hakkında öğrendiklerimizden yola çıkarak bir öngörümüz vardı.” Mahkeme başkanının geçmişine sanıkların gücü de ekleniyor tabi. Çolak, “Karşı tarafın parası var, siyasi gücü var, zaten adalet olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Bunlar birleşince böyle bir karar çıkıyor. Bu adamlara da sizi 3-5 sene sonra serbest bırakacağız derler” diyor.

“Adil bir yargılama yapılmadı, çünkü yapılsaydı ucu kendilerine dokunacaktı” diyor: “Çünkü bu ocaklar devletin ocaklarıydı. Denetleme görevleri de kendilerinindi. Kendi suçlarını da örtbas ettiler. Yargılanması gerekenler korundu. Eğer adil bir yargılama yapılsaydı, bakanlıklara, hükümete kadar çıkacaktı. Mahkemeye göre bizim çocuklarımız boşuna ölmüş. Verdikleri adaletsizce kararla bir kez daha ölüm yaşattılar bize” diyor.

438 YETİM VAR

Madenci eşi Gülten Kavas, “Biz eşlerimizin çocuklarımızın geri gelmeyeceğini biliyoruz tabi. Soma’da sırf bu sebepten 438 tane yetim kalan çocuğumuz var. Bizim istediğimiz onlar için adalet. Geride kalan işçiler için bizim mücadelemiz. 4 seneden beri tırnaklarımızla kazıdık ama maalesef adaleti bulamadık. Adaleti şimdi bulamadık ama canımızı verene kadar arayacağız. Biz çocuklarımızı sokakta bırakıp geliyoruz” diyor.

Adaleti bulamayan madenci aileleri bu işin burada bitmediğini söylüyor. Daha önce sahiplenme çağrısı yaptıkları sırada dile getirdikleri, “Bir daha iş cinayetleri yaşanmasın, Somalar olmasın diye” sözleri yine dökülüyor ağızlardan: “Karar açıklandı, tamam artık köşemize çekilelim değil. Ortada bir adaletsizlik var.Biz elimizi ayağımızı hiçbir şeyden çekmedik. Mücadele etmeye devam edeceğiz.”

PATRON SENDİKASI OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ

Karardan sonra çeşitli konfederasyonlara bağlı sendikalar açıklama yaparak karara tepki gösterirken, Soma Katliamı’nın yaşandığı madende örgütlü olan ve bölge yönetiminin patron tarafından seçildiği sayısız kez ifade edilen Türkiye Maden İş Sendikasından ise bir açıklama yapılmadı. 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı İsmail Çolak, “Maden-İş hiçbir zaman yanımızda olmadığı gibi şimdi bir açıklama bile yapmadı. Sorumluların bir tanesi de sendikaydı zaten, biz bunu her zaman dile getirdik. Ben o sendikaya 25 yıl aidat ödedim. Her ay bir yevmiyemizi kestiler. Patronların belirlediği kişiler sendikacılık yapıyor orada. Oradaki insanlar yöneticileri kendi seçmiyor zaten. Bir açıklama yapmaması da patron sendikası olduğunu bir kez daha gösterdi.”

EVLATLARIMIZ İÇİN ADALET DİYEREK YOLA ÇIKIYORUZ!

Soma’da evladını yitiren Anne Gülsüm Çolak, “Evlatlarımız için adalet” diyerek çeşitli şehirlerde iş cinayetlerinde çocuklarını kaybeden annelerle bir araya gelecek ve sonrasında Ankara’ya HSK önüne gidecek. Dün Çanakkale’ye giden Çolak, 16 Temmuz’da HSK önünde olacak.

Ülke tarihinin en büyük iş cinayeti olan Soma Katliamı'nın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki davasında kararın çıktığını belirten Gülsüm Çolak, “Biz Soma Katliamı'nda evlatlarını yitiren anneler üç yıldır devam eden Soma davasında sorumluların hak ettikleri cezayı almadıklarını gördük. Mahkemenin verdiği cezanın yeterli bulmadığımızı, adalet talebimizi yeniden, daha yüksek bir sesle dile getirmek için yola çıkıyoruz” dedi.

Davanın ancak 3 yılı aşkın bir sürede sonuçlandığını belirten Çolak, “Bu sürede her türlü baskı ve zorbalığa şahit olduk. Mahkeme heyetinin değiştirilmesi, sanıklara ödül niteliğinde bir mütalaa hazırlanmış olması, avukatımız Selçuk Kozağaçlı'nın göz altına alınması ve de en önemlisi uydurma bir sabotaj iddiası ile tüm dava süreci yukardan müdahalelerle çarptırılmıştır. Verilen kararla da gerçek suç örtbas edilmek istenmiştir” diye konuştu.

Ankara HSK önüne kadar bir yolculuk yapacaklarını söyleyen Çolak, “Bu yolculukta çeşitli duraklarda iş cinayetinde evlatlarını yitirmiş, adalet arayışını sürdüren anneler ile buluşmalar gerçekleştireceğiz. Amacımız, evlatlarını haksızca yitiren ve adalet talepleri susturulan annelerin sesine ses katmak, onlarla dayanışmak ve mahkeme salonlarına sıkışan sesimizi sokağa taşımaktır. Yola çıkıyoruz çünkü adalet talebi mahkeme salonlarına sıkıştırılamaz. Çünkü bizler evlatlarımızı kaybettik, bir ana daha iş cinayetinde evladını kaybetmesin. Çünkü bu ülkede evlatları için adalet arayan yüzlerce ana var bizlerle ortak acıya sahip. Çünkü adaletin sesi anneler yan yana gelince güçlenecek. Çünkü bizler adalet heykeli altında kemikleri sızlayan hiçbir evladımızı unutmadık, unutmayacağız” dedi.

Anne Gülsüm Çolak, Soma madenci Anıtı önünden hareket ederek Çanakkale’ye gidiyor.

YOL PROGRAMI

Gülsüm Çolak’ın yürüyüş programı şöyle:

- 12 Temmuz Perşembe Çanakkale - 19.00

- 13 Temmuz Cuma Silivri 11.00 açıklama - 19.00 İstanbul Abbasağa Adalet Forumu

- 14 Temmuz Cumartesi 11.00 Tuzla açıklama -  19.00 Kocaeli Buluşma

- 15 Temmuz Pazar Zonguldak buluşma

- 16 Temmuz Pazartesi Ankara HSK önü buluşma

Reklam
ÖNCEKİ HABER

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi'ne 6 ayda 580 başvuru!

SONRAKİ HABER

Jin News’in Diyarbakır bürosuna polis baskını

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...